Atatürk'e yapılan saldırı ardından, hiçbir şey yazmak istemedim.
Adalet var, kanun önünde hesabını verir dedim.
Kadının amcacı da zaten kirli ağzına Atatürk'ün adını alarak dikkat çekmek, medyatik olmaktı; herkesin ondan bahsetmesiydi. Kimi kadının yedi ceddine küfür etsin, kimi de övgüyle bahsetsindi. Reklamın iyisi kötüsü olmazdı.
Şuur olmayınca da tanınmak için başka da şansı yoktu zaten, başörtüsü ile boya kutusuna girmiş çıkmış ama nafile, yine başaramamış medyatik olmayı.
Başını değil, aklını kapatmış.
Bu kadına başörtülü birçok arkadaşım ve birçok kesimde tepkili.
Evet, doğru tahmin ettiniz
Safiye İnci'den bahsediyorum.
Son zamanlarda adından bayağı söz ettirdi. Amacı da buydu zaten.
Düne kadar kim tanıyordu?
Kimse…

***

TC'yi kuran büyük önderimiz M. Kemal Atatürk'e hakaret etsin. Bir takım kesim de tutuklanmasın diyorlarmış. Osmanlı diyorlarmış o diyorlarmış bu diyorlarmış.
Ayrıştırma bataklığına girmişler, çıkamıyorlar. E tabii ki de çıkamazlar, çıkabilmeleri için, spor yapıp bacak kaslarını geliştirmeleri gerekirdi. Beynini geliştirmeleri gerekirdi. Bu da hemen olacak iş değil, birikim gerekir. Alt yapı olmalı, okumamış araştırmamış köhne beyin küflenmeye yüz tutmuş. Bu saatten sonra da imkansız demiyorum ama bu beyin iflah olmaz.
Şunu iyi anlamanız gerekiyor ki bu ülke bizim, Atatürk de bizim, Osmanlı da bizim, Alparslan da bizim, Fatih Sultan Mehmet de bizim, Tayyip Erdoğan da bizim.
Kanunun Maddeleri şöyle der:
Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 - Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasıyla işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.

***

Büyük Önderimiz yıllar önce akıl demiş, bilim demiş, maalesef günümüz çağında bile akıldan bilimden nasibini almamış insanlar var.
Dini kaynağından, Türkçe olarak, aydın din insanlarından öğretiyor. Dini darlardan değil.
Kadın erkek ayrımı yapmadan eşitliği özgürlüğü getiriyor.
Dini darları hilesinden, tekkesinden zaviyesinden, büyüsünden ediyor.
Kadınları köle gibi kullanan gözü doymaz sapkın zihniyeti dört eşlilikten ediyor. Padişah, Sevr Anlaşması imzalıyor. Ordu dağıtılıyor. Anadolu parça parça ediliyor. Fransızlar Çukurova'yı, Yunanlılar İzmir'i tüm Ege'yi işgal ediyor. Genç yaşlı demeden boğazını kesiyor, kadın, kız, çocuk demeden tecavüz ediyor… Mustafa Kemal alayınızı diyerek darmadağın, yorgun insanları, birlik olmaya, direnmeye çağırıyor. İşgalcinin, tecavüzcünün, din tacirlerinin, tefecinin, vurguncunun tekerine çomak sokuyor. TBMM'yi açıyor, Cumhuriyeti kuruyor. Daha sayamadığım niceleri.
Oysaki sarayda harem kursa, yediği önünde yemediği arkada olsa. Kadınları köle olarak görse. Dini dar olsa, kul hakkı yese ondan iyi kimse olmazdı değil mi?
Söz konusu vatansa gerisi teferruat diyor. İşte ben bu çılgın Türk'ü bu yüzden seviyorum. Büyüksün Atam, sana minnet borçluyuz.