Yazıma başlamadan önce maçın başlamasıyla tüylerimizi diken diken eden 'Çanakkale Türküsü' ile bizleri bir kere daha gururlandıran taraftarımıza binlerce kez teşekkür ediyor, buradan şükranlarımı sunuyorum.

Geçen hafta eleştiri oklarının hedefinde olan Teknik Direktörümüz Fuat Çapa sakat, cezalı ve Milli maç için kadro da olmayanları dikkate alırsak bana göre en iyi kadroyu sahaya sürdü diyebiliriz. Çıkan kadro için hala eleştirenler varsa ben bunları kasıtlı olarak görürüm.Maça da çok kötü başlamadık. Altınordu ezberimizde olan kurgusu ile sahaya çıktı. Tam bir sistem takımı ve maçı bölüm bölüm skora ve dakikaya göre oynuyorlar. En büyük silahları kaptıkları topu çok hızlı ve uzun kullanarak kontratak golleri ile kazanıyorlar. Çok koşan, pas yapan ve oyun disiplininden kopmayan oyun mantaliteleri var.

Maç sonu Fuat Çapa'ya gene eleştiriler vardı. Elbette olacaktır, bunlar normaldir. Fakat bazı eleştiriler hakikaten haddini aşıyor.Hiç kimse haksızlık yapmasın bu maçta hocamız eleştirilerden ders çıkarmış gözüktü. Ama bu sefer benim eleştirim maç için değil, maçtan önce ve maç sonu açıklamaları içindir.

Takip edenler bilir her zaman yazıp ve söylediğim gibi maçlar saha da değil, öncesinde kazanılır. Çünkü maçın teknik ve taktik çalışmalarına hafta başı başlanır,rakibin analizleri yapılır. Zayıf ve güçlü yanları tespit edilip idman programları buna göre belirlenir. Gerekli motivasyon sağlanıp ve sahada uygulanması istenir. Maçta rakibin yapabileceği karşı hamlelere göre de B planları oluşturulur. Açıkcası maçı, maçtan önce kazanırsınız. Fakat gelin görün ki Teknik heyetin maçtan önce yaptıkları bu çalışmaları saha da uygulayacak kişiler ise futbolculardır. Sahaya da yüreğinizi koyup taraftarı da arkanıza alırsanız işte bütünleşme ve kenetlenme sağlanmış olur ve 3 puan almak kolaylaşır.

Eleştirilere gelince maç oynanırken herkes farklı gözlerle izler ve kendince bir suçlu veya kahramanını bulur. İşte benimde maçta gördüğüm ve özetlerde tekrar tekrar seyrettiğime göre yediğimiz gollerin hepsi de sistemsizlik ve disiplinsizlikten dolayı yenilen goller. Sahada asker ve general diye tabir ettiğimiz oyuncu çeşitleri var. Bizim generallerimizden birisi Marko Milinkoviç'in disiplinsiz oyunu ve İbrahim Sissokko'nun şova dönükkendine oynaması, hücuma çıkarken sorumsuzca kaptırdığı iki toplayedirdiği 3. ve 4. gollerle fişimizi çekti. Buna bir de hakemin saçma sapan kararları eklenince maalesef yenilgi kaçınılmaz oldu. Diğer generalimiz Emre Güral ise az süre aldığı için yorum yapmak yanlış olur. Ama forvet arkasında daha etkili oldu diyebiliriz.

Şimdi gelelim eleştirilerin ortak noktasına; futbolcu topluluğu cin gibidir. Hafta içinde hocanın maça hazırlama ve işine zaman ayırması, futbolcuya ilk idmandan itibaren maçın ciddiyeti ile ilgili mesajlar vermeye başlar. Buradan dageçen hafta Hatayspor maçına giderken takım otobüsünde şoförün dinlenme mahallinde futbolcunun yatmasına izin verirseniz, ortada bir disiplinsizlik var demektir. Acaba bu hareketleri Ersun Yanal, Rıza Çalımbay, Şenol Güneş veya Fatih Terim gibi teknik direktörlerin olduğu yerde yapabilirler miydi? O nedenle sizlerin işi sahaya iyi hazırlamak. Gördüğünüz gibi en iyi kadroyu çıkarsanız da sistem ve disiplin olmayınca, demek ki olmuyormuş. Kulağı çekilmesi gereken futbolcular var. Hafta içinde Başkanımız Kaan Ay'ın bahsettiği detaylar tam da bunlardı. Bunları eleştiri olarak değil de, bir dost tavsiyesi olarak görün. Eksikliğimiz disiplin diyerek, bir hatırlatma da ilk 6 da oynayan takımlarla maçlarımız henüz bitmedi diyerek yazımıza son verelim.