Sevgili okurlar;
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren devlet dini zaviye ve tekkelerin elinden kurtarmak için T.C. Diyanet İşleri Başkanlığını kurdu. Gaye yüce dinimizi cahil cühelanın elinden ilim ve irfan ile donatılmış kişilerle kurtarmaktı.
Nitekim bu gerçek din adamları dinimize bulaşmış bu tehlikeyi ve dinden olmadığı halde din imiş gibi göstererek vatandaşı sömürmek ve çıkar sağlamak Allah'a şükürler olsun ki özellikle son dönemlerde din görevlilerimizde ve diyanetimizde bir hayli ilerlemeler kaydedildi.
Burada kendi hayatımdan bir anekdot ile ne durumdan nereye geldiğimizi sizlerle paylaşmak isterim.
8 yaşlarında idim. Hem ilkokula gidiyor hem de yatılı Kur'an kursunda hafızlık yapıyordum.
Bu arada ben bisiklete binmeyi çok seviyordum. 25 kuruş verip 2 tur bindim bu arada benim hocam beni görmüş sabah derse geldiğinde beni çağırdı ve arkadaşlarımın gözleri önünde bana defalarca tokat attı. Ve enteresan tarafı şu sözleri olmuştu: 'Buna cin arabası derler buna binmek günahtır. Sen hafız olacaksın, bu şeytan icadına nasıl biniyorsun,' dedi.
Zaman geldi beni okutan bu hocam bir partiden milletvekili oldu ve altına 500 cel Mercedes çekti.
Ben kendisine 'Hocam ben bir bisiklete dinmiştim bana iyi bir dayak attınız Acaba siz bu Mercedes'e bindiğiniz için Allah'tan ne kadar dayak yiyeceksiniz bilmiyorum' diyerek hocamıza takılmıştım.
Esas konuya gelince; Şehrimizin güzide turizm yerlerinden biri olan Sazova Bilim, Kültür ve Sanat Parkı'nda Müslümanların ve özellikle yabancı konukların ibadet görevini yerine getirmek için bir mescit açılmıştı. Bu mescit emanet bir kişi tarafından idare ediliyordu.
Burada il müftümüz ile Tepebaşı ilçe müftümüzün gayretleri sonucu T.C. Diyanet İşleri Bakanlığınca kadro verilerek bu güzel mekandaki mütevazi mescit resmen diyanetimizin ve devletimizin kontrolüne geçerek gerçek bir hüviyet kazanmış oldu. Ve Müslümanların hem vakit namazını hem de özelikle Cuma namazını huzur ve huşu içinde eda etmeleri sağlanmış oldu.
Yüce Peygamberimizin 'Kim Allah için dün ya da bir mescit inşa ederse Yüce Allah da ona cennette bir köşk bina eder' buyuruyor.
Bu güzel harekete sebep olan, gayret eden başta iş, ilçe müftülüklerimiz ile tüm emeği geçenlere de Allah cennetinde köşkler ihsan etsin. Bu mescidimiz gerçek hüviyet ve resmiyetine kavuşmuştur. Olması gereken de budur.