Birkaç defa dile getirdik yine söyleyelim; Dışa ve dolara bağımlı yanlış enerji politikalarının acı ve hazin sonucu elektrik ve doğal gaza yapılan zamlarla tüm toplumu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu etkinin uzun süreceğine de maalesef uzmanlar kesin gibi bakıyorlar! Geçen haftadan itibaren geçerli olmak üzere, konutlarda elektrik ve doğalgaza yapılan yüzde 9 zam tepeden tırnağa daha önceki zamlarda da olduğu gibi tüm mal ve hizmetlere yansıyacaktır. Farkında mısınız bilmiyorum bu zamlarla birlikte, son bir yılda konutlarda elektriğe yüzde 45, doğalgaza ise yüzde 35 zam yapılmış olacak.
Olaya şöyle bakalım, dört kişilik bir ailenin aylık ortalama elektrik tüketimi 230 kwh'tir. Buna göre, 4 kişilik ailenin aylık elektrik gideri bu son zamlarla birlikte ortalama 137.36TL olmuştur. Gene, 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama doğal gaz tüketimi 125 m3'tür. Buna göre, 4 kişilik ailenin aylık doğalgaz gideri bu son zamla birlikte ortalama 190TL olmuştur. Aylık elektrik ve doğal gaz giderinin toplamı ise 327.36TL'dir. Yani, 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama elektrik ve doğalgaz gideri 327.36TL'dir. Yani eşi çalışmayan, iki çocuklu bir asgari ücretlinin eline geçen maaşın yüzde 19.5'i yalnızca elektrik ve doğalgaza harcanmaktadır. Olay bu kadar ciddi bir hal almıştır.
Dışa ve dolara bağımlı enerji politikaları ülkeyi ekonomik krize sürüklüyor. Bu bağımlılık devam ettiği sürece ekonomik krizden de kurtulamayız. Bu nedenle, Türkiye, enerjide dışa bağımlılıktan ve krizlerden kurtulabilmesi için ivedilikle yerli kaynaklarımıza dayalı enerji politikalarına dönmek zorundadır. Yine daha önce belirttiğimiz ama tekrarında gerek olduğunu düşündüğüm ifadelerle yazıyı sonlandıralım;
Elektrik, su, ekmek, ısınma, barınma giderleri gibi kalemlerin sosyal devlet ilkeleri çerçevesinde ve evrensel hak olarak değerlendirilmesi ve buradaki maliyetin vatandaşı etkilememesi gerekiyor. Sosyal devlet anlayışı içerisinde bazı maliyeti arttırıcı unsurların sübvanse edilmesi de dikkat edilmesi gereken başka bir ayrıntı. Peki neden böyle olması gerekiyor? Çünkü bunlar kutsal olan insanın hayatını sürdürmesi için gerekli olan ihtiyaçlardır. Onun için de burada esas olan; maliyet kalemi değil, tüketicinin temel hakkı olan ihtiyaçlarının sağlanmasıdır. Bu sağlanmadığı sürece orta ve düşük gelirliler için hayat her geçen gün daha da zorlaşacaktır.