Bir yaz sebzesi olan domatesin sahip olduğu faydalı özelliklerinden kış aylarında da faydalanmak için püresi, sosu, salçası, kurutması, turşusu yapılmaktadır. Bunlardan salça yemek yaparken vazgeçilemeyen ve pek çok aperatif türünde de kullanılan, son derece dayanıklı olduğundan uzun süre saklanabilen bir üründür. Kış hazırlıklarının yapıldığı bu günlerde bazı evden salça kokusu gelmektedir, ama teknolojinin geliştiği günümüzde salça marketlerde bolca bulunan ve çeşitli türleri olan bir gıda haline gelmiştir. Hızlı beslenmenin bu kadar yaygın olmadığı geçmiş yıllarda ara öğünlerde çocuklara ekmeğe sürülerek verilen salça, genel olarak yemeklere renk ve lezzet katmak için konulmaktadır. Salça domatesin sahip olduğu bütün vitamin ve mineralleri içermektedir. Domates A, B grubu (B1, B2, B3, B5, b6, B9), C, E, K, vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, magnezyum, demir, fosfor, kükürt ve omega 3 ve 6 içermekte, domateste bulunan pek çok vitamin ve mineral salçada da bulunmaktadır. Salça özellikle A, C, E vitamini, potasyum ve folik asit yönünden zengindir. İçerdiği A vitamini ile göz sağlığı için önemlidir. Katarakt oluşumunu geciktiren bu vitamin düşük ışıkta görmeye, beyaz kan hücresi üretimine yardımcı olmakta, yeni hücrelerin üretiminde önemli rolü olmaktadır. Düzenli domates salçası tüketimi sarı nokta hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra bu vitamin saç kökünü güçlendirip, saça doğal parlaklık vermekte, saçın doğal bakımını sağlamaktadır. Beta karoten ve E vitamini kalp- damar sağlığını korumak, kemiği desteklemek, kanseri önlemek için tavsiye edilen gıdalar arasında ilk sırada gelmektedir. Domates salçasında bulunan krom minerali kan şekerinin engellenmesine de yardımcı olmaktadır. Salçanın içeriğinde miktar olarak en fazla olan madde salçaya kırmızı rengi de veren ve güçlü antioksidan özelliğine sahip bir karotenoid olan likopendir. Bu maddenin içeriği iklim şartlarına, toprak yapısına ve yapıldığı domates çeşidine göre değişmektedir. Salçanın sağlığa sağladığı fayda daha çok likopenden kaynaklanmaktadır, çünkü bu maddeyi insan vücudundaki hücreler üretememektedir ve vücuda dışarıdan alınması gerekmektedir. Likopen salçanın elde edildiği domateste protein ve liften oluşan bir matriks içinde bulunmaktadır. Gördüğü ısıl işlemler, gıdaların fiziksel küçülmesine neden olan doğrama, püre haline getirme gibi parçalamalar, yağ kullanarak pişirmeler ile salçanın miktarı ve vücuda yarayışlılığı artmaktadır. Genelde gıdaların işlenmesi sırasında besin kalitesinde azalma olduğu düşünülse de likopenin biyo yarayışlılığı ve besin kalitesi artmaktadır. Likopenin yarayışlılığı gıda üretiminde kullanılan diğer maddelerin içerdiği vitamin ve mineraller ve yağ gibi ürünlerden etkilenerek daha artmaktadır. Yüksek miktarda salça tüketimi değişik kanserlerin oluşma riskini azaltmaktadır. Likopenin prostat kanserine karşı koruyucu en iyi maddelerden biri olduğu belirtilmektedir. Kolon, rahim, göğüs kanserini önlemede ve yaşlıların bağışıklık sistemini güçlendirmede likopenin olumlu etkisi deneylerle ispatlanmıştır. Likopenin göğüs kanseri hastalarında hücre çoğalmasını azalttığı, içerdiği yüksek serum seviyesi ile rahim kanseri riskini düşürdüğü, kolon kanserinden korumada etkili olduğu belirtilmektedir. Salçanın yapıldığı domateste bulunan alfa tomatin adlı bileşenin prostat ve akciğer kanserine neden hücrelerin üretimini baskıladığı da bildirilmektedir. Likopen LDL kolestrolün oksidasyonunu baskılayarak kroner kalp hastalığı riskini azaltır, akciğerdeki iltihaplanmayı onararak astım riskini azaltır, kan basıncını düşürücü etkiye sahiptir ve cildin oksijeni iyi ve etkili kullanmasını sağlar. Kanseri önlemek yanında cildi güzelleştirdiği hatta erken yaşlanmayı önlediği ileri sürülmektedir. Salça yaz aylarında cildi güneşin zararlı etkilerinden korumakta, cilde doğal bronzlaşma sağlayıp, gerginlik, parlaklık, canlılık sağlamaktadır. Güneş ışınlarından çabuk etkilenen ve alerjisi olanlara domates ve salça gibi domates ürünleri önerilmektedir. Salçada bulunan likopen göz hastalıklarına, nörolojik sinirsel rahatsızlıklara karşı faydalıdır. Böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktüren salça, vücutta biriken üre asidi ve ürat tuzlarını eriterek idrarla dışarı attığı böylece vücutta biriken suyu ve zararlı maddeleri boşalttığı kaydedilmektedir. Hamur işleri ve baklagillerin kolay sindirilmesini sağlayan salça aynı zamanda yüksek lif içeriği ile bağırsakları harekete geçirmekte, kolestrolü düşürmekte, kan şekerini dengelemektedir. Salça damar duvarlarını genişletmekte, damar tıkanıklığı ve daralmasını engellemektedir. İltihap önleyici bileşikler olan flavanoidler ve karotenoidler bakımından zengin olan salça iltihaplı hastalıkların neden olduğu ağrıları hafifletmek için faydalıdır. Bu iki madde aynı zamanda zararlı ultraviole ışıklarına karşı da koruma sağlamaktadır.

Kalorisi çok düşük olan salça tam olgunlaşmış, sağlıklı, kırmızı domatesten yapılmaktadır ve kullanılan domatesin kuru madde ve şeker oranının yüksek olması gereklidir. Salça yapılırken domatesin asitliğini azaltmak için içine şeker eklenmelidir. Farklı salça yapım şekilleri olduğu için her yapılan salçanın vücuda faydası farklıdır, ancak salçada tuz oranının yüksek olduğu unutulmamalıdır. Sağlığa olan pek çok katkısı nedeniyle pek çok baharatla, sarımsak ve yağla karıştırılarak elde edilecek soslar kış aylarında domatesin yerini dolduracaktır.