Türkiye-Amerika (ABD) dostluğu tam bir uzun hikaye. 'Atsan atılmaz satsan satılmaz' cinsinden.
Aslında çok daha önceden tanışırız ama 1950'li yıllarda muhabbetimiz iyice koyulaştı.
Bu yıllarda sevgimizi bir şarkı ile duyurduk dünyaya; 'Dostluk Şarkısı (The Song of Friendship)' Amerika'nın Sesi Radyosu tarafından plak haline getirilerek ücretsiz halka dağıtıldı. Şarkının sözleri de müthişti;
'Amerika, Amerika / Türkler dünya durdukça / Beraberdir seninle / Hürriyet savaşında…'

KORE SAVAŞI VE NATO
Bunca yıl 'dostumuza' ayıp olmasın diye elimizden ne geliyorsa yaptık.
1950'de başlayan Kore Savaşı'nda ABD'nin ardından askeri gücünü Kore'ye gönderme kararı alan ikinci ülke olduk. Bizi NATO'ya aldılar sağ olsunlar (!)
Topraklarımıza savaş füzelerini yerleştirdik İncirlik başta olmak üzere çok sayıda askeri üs verdik. Sevgili dostumuz için 'ileri karakol' olmaktan bile çekinmedik.

BALIK YAĞI - SÜT TOZU
Mr. Marshall adındaki dostumuz sayesinde çok yardım aldık. Gerçi aramızı bozmak isteyen bazıları (!) bu yardımların 'hibe' adı altında borçlandırmayı amaçladığını ve Türkiye'yi emperyalist tekellere açmaktan başka bir işe yaramadığını söylediler ama kimse onlara inanmadı.
Bu arada sağ olsunlar (!) 'boşuna masraf yapmayalım diye' milli savunma sanayimizi kurdurmayıp bize eski uçaklarını, hurda gemilerini yarı borç yarı hibe verdiler.
Hatta süt tozu ve balık yağı hapları ile bile tanıştık. Hele o Türkçe bilmeyen 'barış gönüllüleri' tam bir alemdi.
Yine sağ olsunlar onların sayesinde demiryollarımız köreltildi, karayollarımız gelişti. Petrole bağımlı hale geldik ama binlerce kamyonumuz oldu, fena mı (!!!!)?
1968'ler de bazı gençler 'oyunbozanlık' yapmaya çalıştılar ama 'bizim gençleri bizim çocuklarla ezdik geçtik' dostumuzu yine de üzmedik.

KARAOĞLAN ARAMIZI BOZDU…(!)
Mutlu mesut giderken Karaoğlan işleri bozdu. Ecevit 1971'de konulan haşhaş ekim yasağını kaldırdı, Kıbrıslı soydaşlarımızın katliamını önlemek için Kıbrıs Barış Harekatı'nı yaptı. Tabi ki Dostumuz buna çok üzüldü veTürkiye'ye ambargo uygulamaya başladı. Sayelerinde ulusal savunma sanayimiz yeniden gündeme geldi.

MUAVENET'E İKİ FÜZE …!!!
1992 yılında Ege Denizi'nde NATO tatbikatı yapıyorduk. Saratoga Uçak Gemisi'nden atılan iki füze ile Muavenet Zırhlısı vuruldu. Beş şehit verdik. 'Dostluğumuzu bozmak isteyenler' Çekiç Güç'ün Türk topraklarına yerleşmesine karşı çıktığımız için bilerek yapıldığını söylediler.
Sevgili dostumuz 'Pardon yanlışlıkla oldu' dedi. Eh herhalde kaç yıllık dostumuz bizi kandıracak değil ya..(!)

BAŞIMIZA ÇUVAL GEÇİRDİLER AMA YANLIŞLIKLA (!)
Sevgili stratejik ortağımız 2003 yılında Irak'ı işgal etmek içinTürk topraklarını kullanmak istedi. TBMM'ye sunulan 1 Mart Tezkeresi reddedilince Dostumuz üzüntüsünden ne yapacağını bilemedi (!) 4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde askerlerimiz başlarına çuval geçirilerek sorguya çekildi. Daha sonra 'Pardon yanlışlık oldu' diye serbest bıraktılar.
Dostlar arasında olur böyle şeyler 'Siz üzülmeyin(!)' dedik.

BEYZBOL SOPASI?
2012 yılında Başbakan Tayyip Erdoğan, Suriye ordusunun Halep'e saldırdığı gün Başkan Obama'yı telefonla aradı. Ancak görüşmenin fotoğrafında Obama'nın elinde bir beyzbol sopası vardı.
Obama'nın bir beyzbol hayranı ve Chicago White Sox taraftarı olduğunu öğrenmiş olduk. Başka ne olabilir ki zaten? Kötü şeyler düşünmedik(!)

'ZEVZEKLİK' NE DEMEK?
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği twitter hesabından Ocak 2017 de suikasta uğrayarak hayatını kaybeden eski başbakanlardan Nihat Erim'in fotoğrafını paylaştı. Tam İncirlik Üssü ile ilgili sıkıntıların konuşulduğu sırada Başbakan Binali Yıldırım bu fotoğraftan hangi mesajı aldı bilmiyorum ama konu ile ilgili açıklaması tarihe geçti; 'Zevzeklik yapmışlar.'
Dostlarımız (!) belki de Merhum Erim'i mi anmak istemişlerdir. Olamaz mı yani..?

PEHLİVAN HİKAYESİ
Eskiden gazetelerde günlerce anlatılan 'pehlivan tefrikaları' vardı.
Anlaşılan; ABD ile Türkiye dostluğunun 'tefrikası' daha çok devam edecek.
Daha PKK/PYD, IŞİD, FETÖ… İhanetlerindeki iki yüzlülüklerine sıra gelmedi…
Sırtımızdaki yetmiyor gibi Rus pehlivan da (!) minderin kenarında 'ayıcık' şirinliği ile sırasını bekliyor zaten. Al birini vur öbürüne…
Bu gün anlattıklarımıza bakılacak olursa iki seçeneğimiz var Sevgili Dostlar;
Birincisi 'Böyle dost düşman başına' diyerek tüm dış politikamızı yeniden gözden geçireceğiz. Sakın 'geçmiş olsun' demeyin…
İkincisi;'Amerika, Amerika / Türkler dünya durdukça / Beraberdir seninle…' şarkısını söylemeye devam edeceğiz…

GEÇEN HAFTADAN AKLIMIZDA KALAN;
EĞİTİM -SEN Eskişehir Şubesi Genel Kurulu cumartesi günü yapıldı. Üç yıldır görev yapan Serkan Demir ve arkadaşları görevi yeni arkadaşlarına devrettiler.
Uzun yıllardır tanıdığım Serkan Demir görev yaptığı sürede eğitim, emek ve demokrasi alanında gündem ile ilgilikonularda her zaman doğru bildiklerini söylemekten çekinmediği gibi özverili, ilkeli, tutarlı, dürüst kişiliği ile tüm eğitimciler de olumlu bir izlenim bıraktı.
Serkan Demir ve arkadaşlarına eğitim sorunlarına, sendikal harekete verdikleri emeklerden dolayı teşekkür ederken Faik Alkan başkanlığındaki yeni yönetime de başarılar dilerim.