Dünya Gıda Tarım Teşkilatı (FAO) 2016' yı 'Dünya Baklagil Yılı' olarak ilan etmiştir. Sağlıklı beslenme bakımından çok önemli bir yeri olan yemeklik tane baklagiller, dünya'da 2 milyardan fazla insanın protein kaynağıdır ve bitkisel proteinlerin %22'si, karbonhidratların %7'si bu ürünlerden sağlanmaktadır. Yeterince hayvansal ürünler tüketebilme imkanı olmayanlar ve vejetaryenler için önemli bir protein kaynağı olan baklagiller demir, çinko, magnezyum, kalsiyum mineralleri ve B1, B2, B3 vitaminlerince zengindir. Düşük glisemik indeksi ile kan şekerinin kontrolünü kolaylaştıran, zengin posa içeriği nedeniyle doygunluk hissi veren baklagiller, bağırsaktan kolestrol emilimini azaltmakta, yeterince tüketenlerde kalp ve damar hastalıklarının oluşma riskini de azaltabilmektedir.

Dünya'da önde gelen baklagil (özellikle nohut ve mercimek) üreticileri arasında yer alan ülkemiz, iklim özellikleri bakımından bir çok baklagil cinsini üretebilme olanağına sahiptir ve hemen her bölgede bir baklagilin ekilişi bulunmaktadır. Ancak geniş ekilişlerin yapıldığı ve büyük miktarda üretimlerin elde edildiği bölgelerimiz Orta Anadolu ve geçitleri, Marmara'nın güneyi ve Güneydoğu Anadolu'dur. Türkiye'de yetiştirilen 8 cins yemeklik tane baklagil arasında en fazla üretimi yapılanlar nohut, kuru fasulye ve mercimektir. Ülkemizde kişi başına yıllık ortalama 3 kg fasulye, 4,5 kg mercimek ve 5,5 kg nohut tüketilmektedir.

Baklagil bitkileri havanın azotunu bağlayarak kendisi için kullanmasının yanı sıra toprakta bıraktığı kökleri ile kendisinden sonra gelen bitkiler için hemen yararlanabilecekleri özellikte azot bırakmaktadır. Bu azot bitkilerin büyüme ve gelişmesi yanında, verecekleri ürünlerin (ör. tahıllarda tanelerin) protein oranlarını diğer bir deyişle kalitelerini yükseltmektedir. Baklagillerin kazık kökleri toprağın derinliklerine gidebilmekte, geçirimsiz ve/veya sert toprak tabakalarını delip parçalayarak bitkinin alt tabakalarda bulunan sudan ve bitki besin maddelerinden de faydalanabilmesini sağlamakta, bu etkileri ile aynı zamanda kendilerinden sonra ekilen bitkilerin kökleri için de elverişli bir ortam oluşturmaktadırlar. Bunlar ve daha başka faydalı etkileri nedeniyle baklagiller, hem kuru hem de sulu tarımda ekim nöbetine (münavebeye) alınması çok faydalı ürünler arasındadır.

Gelişmekte olan ülkelerde kişi başına yıllık baklagil tüketiminde azalma görülmektedir. Buna karşılık giderek artan nüfusun beslenmesi için önümüzdeki 15 yıl içersinde dünyada baklagil tüketiminin %23 oranında artacağı öngörülmektedir. Ülkemizde de giderek artan nüfusun beslenmesi için baklagillere ihtiyaç artacaktır. Tarımı oldukça zor, verimi nispeten düşük olan baklagillerin birim fiyatı ise üreticileri baklagil üretimine istekli olmaya yetmemektedir. Baklagillerin sağlıklı beslenmede ve verim güçleri gittikçe gerilemekte olan toprakların iyileştirilmesinde sahip olduğu önemin büyüklüğü göz önüne alındığında, baklagil üretimlerinin artırılması için üreticiyi zorda bırakan sorunların çözümüne hız verilmeli ve desteklerin üreticileri teşvik edici düzeylerde olması sağlanmalıdır.

Ülkemizde kuru fasulyeden sonra en çok tüketilen yemeklik baklagil olan nohut, günlük beslenme içinde ana yemek olarak sofralarda yer almasının yanında, pilava, çorbaya, salataya, aşureye katılarak, börek ve humus yapılarak da tüketilmektedir. Nohut çerez olarak da çok yaygın olarak ve sevilerek tüketilen bir gıda maddesidir. Özellikle sade, tuzlu, şekerli, çıtır, vanilyali, hindistan cevizli, kakaolu, kahveli, tarçınlı, limonlu, portakallı, muzlu, vişneli, çilekli, kivili, naneli, çikolatalı, karanfilli, sakızlı, baharatlı, acılı, cips leblebi, beyaz leblebi gibi aromalarla zenginleştirilmiş bir çok çeşidi olan leblebi, halkımızın severek tükettiği ve vazgeçmediği nohuttan yapılan bir gıda maddesidir.

Leblebi, hammaddesi olan nohut gibi iyi bir protein kaynağıdır. Leblebinin diş etlerine ve bağırsaklara iyi geldiği, vücuttaki su miktarını dengelediği bilinmektedir. Leblebi asit fazlasını alarak mideyi rahatlatabilen bir besindir. Sahip olduğu lifli yapı sayesinde tokluk hissi veren ve hiç denecek kadar az oranda yağ içermekte olan leblebinin kilo vermeye de yardımcı olduğu ileri sürülmektedir.

Ciddi bir miktarda ihracat potansiyeli olan leblebi üretiminin sorunlarının başında istenen özellikte hammadde bulunmayışı gelmektedir. Leblebilik özelliğine sahip olan tescil edilmiş çeşit sayısı ikidir. Bunların sertifikalı tohumlukları henüz geniş alanlara yayılmamıştır. Leblebi üretiminde önem kazanmış yörelerde leblebilik nohut üretimi için kendine has, vazgeçilemeyecek özelliklere sahip olan populasyonlar kullanılmaktadır. Diğer çok önemli sorun, bir çok nohut çeşidinin de , bu populasyonların da hassas olduğu 'bulut çalgını, bulut vurgunu' gibi adlarla da bilinen Anatraknoz hastalığıdır. Bu hastalık nedeniyle bazen tarlada ürününün tamamını kaybeden üreticiler bulunmaktadır. Hastalığın etkisini azaltmak için geç ekim yapan ve bu nedenle düşük bir verim alan üreticiler fiyatlar da düşük olduğunda ya zarar etmekte ya da ancak üretim maliyetini karşılayabilmekte, o nedenle nohut üretimini bırakmaktadırlar. Çok sayıda leblebi üreticisi ve pazarlamacısının geçim kaynağı, iyi bir ihracat kalemi, sağlıklı ve lezzetli bir gıda maddesi olan leblebinin sorunlarının çözümü için dikkatle ve ciddiyetle izlenecek, iyi koordine edilecek yöresel programlara ve uygulamalara gerek bulunmaktadır.