Dünya çiftçiler günü ülkemizde kutlanan en önemli günler arasında yer almalıdır. O günü , yaşamın devamı için en değerli bir kaç faktörden birisi olan gıdaların, sosyal hayatın vazgeçilmezi olan giyimin, sağlığın büyük destekçisi olan ilaçların elde edildiği bitkileri ve hayvanları yetiştirenlere milletçe minnettarlık duyduğumuzu bir bayram havası içinde gösterme zamanı olarak değerlendirmeliyiz. Çiftçiler günü kutlaması bir çelenk koyma ve bir kaç demeç vermekle, neredeyse sadece çiftçilerin katıldığı küçük bir toplantıyla sınırlı kalmamalı, çeşitli etkinliklerin, sergilerin, tanıtımların, sohbetlerin yapıldığı bir kaç güne yayılmalıdır. Çiftçilerin canlılar alemi için bu güne kadar neler başardıkları, bunun için doğanın kaynaklarını nasıl kullandıkları, onun zorlayan koşullarına nasıl karşı koydukları, karşı koyamadıklarına uyum için neler yaptıkları halka anlatılmalı, gösterilmelidir.
Çiftçiler günü kutlaması sadece çiftçi kuruluşlarının uhdesinde de olmamalıdır. En basit çerçevesiyle çiftçilerin bitki ve hayvan yetiştiriciliğinde kullandıkları her türlü girdiyi (ör. tohum, gübre, yem, alet-makine, malzeme vb.) üreten, pazarlayan, üretilenleri işleyen, nakleden, dağıtımını, pazarlamasını yapan sanayi, ticaret, hizmet sektörlerinin de bu günün hak ettiği gibi kutlanması için düzenlenecek etkinliklerde yer alması, görev alması güç birliği yapmanın ve vefa göstermenin bir örneği olacaktır. Bu gün ülke ekonomisinin en önemli sektörlerinin çoğunun kuruluşunda temel sermayenin tarımdan elde edilen kaynakların aktarılmasından, iş gücünün ise büyük ölçüde tarım kesiminden sağlandığı unutulmamalıdır.
Dünyamız canlı yaşamı için giderek daralmaktadır. Hızla artan nüfusun ihtiyaçları için yapılan konutlar, fabrikalar, sanayi tesisleri, alışveriş merkezleri, depolar, yollar ve benzerleri bitkilerin, hayvanların ve insanların yaşam alanını daraltmaktadır. Bu sorunun can alıcı noktası ise daralmanın büyük kısmının tarım yapılan veya yapılabilir özellikteki alanlarda olmasıdır. Daralan alanlara, azalan kaynaklara karşılık artan nüfusun ve hayvan varlığının beslenmesi için gereken gıda, tekstil ve ilaç hammaddelerinin yeterince ve en iyi kalitede elde edilmesi için gerekenleri yapması beklenenlerin başında çiftçilerimiz gelmektedir.
Onların kendilerinden bekleneni yapabilmesi için zaman zaman ekonomik desteğe, gelişmeler ve yenilikler hakkında bilgilendirmeye ihtiyaçları olmaktadır. Günün ilk ışıkları ile kalkıp akşamın karanlığına kadar tatil günü, bayram günü diyemeden her gün bir şeyler yapması gereken bu insanlar sorunları olduğunda çekinmeden, güvenerek başvuracakları, çözüm getireceğine, çözüm olmasa bile gerçekten uğraşacağına emin oldukları haklarını savunacağına inandıkları sivil toplum örgütlerinin ve onların işini kendi işi gibi gören resmi kurum ve sivil toplum kuruluşlarının teknik kadroların, yönetimlerinin yakın ilgi ve desteğini hak etmektedirler.
Buna karşılık çiftçilerimizin de üzerlerine düşeni yapması gerekmektedir. Her üretim yılının bir öncekinden farklı olabileceğini unutmamalı, koşullar değiştiğinde neler yapması gerektiğini, üreteceği çeşitleri, atacağı gübrenin gerçekten en doğrusu olup olmadığını mutlaka uzmanlara, kurumlarda bu konularda çalışan teknik elemanlara danışmalıdır. Kendilerine verilen teşvikleri mutlaka doğru kullanmalı bunları bir seferlik kazanç olmaktan çıkarmalıdır. Topraklar bir milletin en değerli varlıkları arasındadır. Çiftçilerimizin kendilerinin de, milletin tümünün de yaşamının en büyük garantisi olan bu varlığı korumak, zarar vermemek, aksine daha güçlü, daha verimli bir hale getirmek onların en büyük görevleri arasındadır. Üstünde ve içinde sayısız canlı barındıran, onları besleyen toprakların kendilerine emanet olduğunu unutmamalıdırlar.