Zaman zaman bu köşede bazı kurum ve kuruluşların kendi bünyelerinde yaptırdıkları araştırmalara yer veriyorum. Çünkü bu verilerin daha objektif ve yol gösterici olduğunu düşünüyorum. Sorumlu oldukları gruplara ve kitlelere karşı net açıklamalar yapıyorlar. Hele ki bu kuruluşlar sadece kamu yararı güdüyorlarsa o zaman daha güvenilir bir hal alıyor. Tüketici Hakları Derneği de bu kapsamda değerlendirilecek kurumlardan bir tanesi. Bu hafta bir araştırmasını kamuoyuyla paylaştı çok çarpıcı detaylar var.
Bu açıklamaları ve verileri incelediğinizde Tüketicinin Eylül 2017 – Eylül 2018 dönemine ilişkin son bir yıllık gıda enflasyonunun TÜİK İstatistiklerine göre, son 15 yılın doruğuna çıktığını görüyoruz. Buna göre, 7 kalemden oluşan süt ve süt ürünleri enflasyonu 27.92. 18 Kalemden oluşan sebze enflasyonu yüzde 48.58'dir. 7 kalemden oluşan yaş meyve enflasyonu 30.81 olmuş.


Bu tabloya göre de, 18 kalemden oluşan sebze enflasyonu 48.58! Son bir yılda domatesin fiyatı yüzde 109.11, salatalığın fiyatı yüzde 81.71, karpuzun fiyatı ise yüzde 120.30 artmıştır.
Aslına bakarsanız araştırmada tablo çok. Ancak hepsini yayımlamaya gerek yok çünkü yukarıdaki tablolar aslında herşeyi gözler önüne seriyor!
TÜİK'in yüzde onluk gruplar itibariyle yıllık hane halkı kullanılabilir gelir dağılımını Türk-İş'in açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını karşılaştırdığımızda durumun ciddiyetini daha iyi anlayabiliyorsunuz!
Bu karşılaştırmaya göre de,Türkiye nüfusunun yüzde 20 dolayında kesiminin açlık sınırının altında, yüzde 60'dan fazla kesiminin ise yoksulluk sınırının altında yaşadığı anlaşılıyor. Yani, nüfusun 16 milyon dolayında kesimi açlık sınırının altında, 48 milyondan fazla kesimi ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
Peki çözüm ne? Çözüm Gıda fiyatlarının komisyoncu ve aracılar tarafından haksız ve spekülatif olarak artışına, stoklanmasına devlet müdahale etmeli.
Tüketici ve küçük çiftçilerin kooperatifleşmesi devlet tarafından desteklenmeli. Gıda da KDV kaldırılmalı. Tüketicilerin yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için gerekli her türlü ekonomik ve sosyal önlemler alınmalı. Yoksa durum daha da ciddileşiyor ciddileşecek!...