CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'nın 'Referandum sürecinde, 'Evet' diyenler televizyonda 30 bin dakika konuşmuş, 'Hayır' diyenler sadece 2 bin 737 dakika. TRT resmen suç işliyor, suç duyurusunda bulunacağız. Bazı televizyonlar var ki CHP'nin, 'Hayır' diyenlerin hiç ismi yok' açıklamasını okuduğumda 'Bunda ne var? Şaşılacak bir durum mu var?' diye aklımdan geçirdim çünkü bu iktidarın kendilerine göre yaptığı en iyi şey ellerinde bulunan devlet gücünü kendi gelecekleri için sınır tanımadan ve kendilerinden olmayana yaşam hakkı tanımadan sınırsız kullanmak. Haklı olsunlar veya olmasınlar farketmez gücü kullanarak güçsüzü ezmek haklıyı haksız duruma getirmek, rakibini küçümsemek nerdeyse resmî politikaları olmuş durumda. Bu politikaya karşı referandum öncesinde de gücü elinde tutanlara karşı muhalif olanların ellerindeki tek silahı akılları.
Yaşar Kemal Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca da neredeyse bu durumu resmetmiştir. Romana konu olan söylence şöyledir;
Yeryüzünün en güçlü, en iri hayvanı olan Filler Sultanı, karıncaları küçümser, tepsi gibi kalın, geniş ayaklarıyla karıncaların yuvalarını çiğner, yerle yeksan edermiş. Karıncaların şahı Topal Karınca, soluğu hayvanlar padişahı Hz. Süleyman'ın yanında almış. Filler Sultanını şikayet etmiş:
'Sen ki cümle hayvanların peygamberi, atasısın. Hepimizin dilinden anlarsın. Filler Sultanına söyle, küçüğümüz diye bizi hor görmesin. Yoksa biz ona yapacağımızı biliriz' demiş.
Hz. Süleyman, Filler Sultanını birkaç kez uyarmış uyarmasına ama Filler Sultanı ne onu dinlemiş, ne de karıncaları. Böbürlendikçe böbürlenmiş.
'Hıh, bana yapacaklarını bilirlermiş? Haydi yapsınlar da görelim bakalım' diyerek karıncaların yuvalarını inadına ezmeye, çiğnemeye devam etmiş.
Canları yanan karıncalar şahı Topal Karınca soluğu yine Hz. Süleyman'ın yanında almış:
'Artık bizden günah gitti. Biz ona yapacağımızı biliriz' demiş. Hz. Süleymanda:
''Haklısınız. Filler Sultanı söz dinlemiyor. Canınız ona ne yapmak istiyorsa, yapınız. Serbestsiniz' demiş.
Karıncalar şahı Topal Karınca, yer yüzünün bütün karıncalarını toplamış başına. Her şeyi enine boyuna düşünüp tartışmışlar. Sonra da Filler Sultanı'nı akıllarıyla yenmeye karar vermişler. Ne kadar karınca yuvası varsa, toprağın bir parmak altından, derinlemesine, bir buçuk, iki metre kadar oymuşlar, oymuşlar... Olan bitenlerden habersiz olan Filler Sultanı, yine karınca yuvalarını çiğnemeye başlayınca, olan olmuş. Karınca yuvalarının altı, bir buçuk, iki metre oyulduğundan, filin ağırlığına dayanamayan parmak kalınlığındaki toprak göçmüş, göçünce de, filin ayakları, bir buçuk, iki metre derinliğe batmış. Ve bir daha asla ayaklarını o çukurlardan çıkaramamış. Filler Sultanı'nın hasımlarını korkutan ezici ağırlığı bu kez kendisinin düşmanı olmuş. Çukurlardan çıkamayınca bağıra çağıra, ağır ağır ölmüş... Böylece yeryüzünün en küçük hayvanı karıncalar, birliktelikleri ve akılları sayesinde, yeryüzünün en güçlü, iri hayvanı olan filleri yenmeyi başarmışlar.
Anadolu'da 'Düşmanın topal karınca bile olsa, kork!' sözü işte bu kısa söylenceden gelir. Hesap ortada topal da olsa karıncanın aklı filin gücü! kimin başarılı olacağı ise şimdiden belli.