Duygularımız nedir diye kendime bir soru sorduğumda ilk aklıma gelenlerden bazıları şunlar oldu.
Mutluluk- mutsuzluk, Sevgi – nefret, cesaret- korku, güvenlik- kaygı, sevinç- üzüntü, huzur-endişe, başarı, başarısızlık. Buna daha birçok duygu ekleyebiliriz.
Sıraladığımız duygulara baktığımız zaman ilk anda hemen zihnimizde bazıları için olumlu, bazıları için olumsuz duygular olarak sınıflandırma yapıyoruz.
Sanırım, mutluluk, sevgi, cesaret, güvenlik, sevinç, huzur, başarı gibi duyguları olumlu duygular, mutsuzluk, nefret, korku, kaygı, endişe, başarısızlık gibi duyguları olumsuz duygular olarak sınıflandırdınız.
Gerçekten bazı duygularımız olumlu gibi görünürken bazıları olumsuz duygular mı? Yoksa bütün duygular insan için gerekli olan ve özgürce yaşanması gereken duygular mıdır?
Belki bunun bir bilimsel cevabı vardır.
Ama bana göre insanlar tüm duygularını özgür bırakmalı ve onların yaşanmasına fırsat vermelidir.
Her duygunun insana kattığı bir enerji var. Mutluluğun bir enerjisi var, ama mutsuzluğun da bir enerjisi var. Sevginin bir enerjisi var, ama nefretin de bir enerjisi var. Her duygunun bir enerjisi var. İnsan için her duygunun yarattığı enerji gerekli ve faydalıdır.
Mutluluk enerjisi insanı huzurlu, hoşgörülü, yaratıcı, yenilikçi, üretken, paylaşımcı ve hoşgörülü yapabilir. Ama iyi kullanılmazsa insanın başını döndürebilir, mutsuz olduğunda depresyona sokabilir ve insana zarar verebilir.
Mutluluk, sevgi, cesaret, güvenlik, sevinç, huzur, başarı gibi duyguların bize kattığı enerjiyi daha yakından tanıyoruz.
Mutsuzluk, nefret, korku, kaygı, endişe, başarısızlık, öfke gibi duyguların da bize kattığı enerji olduğunu unutmayalım. Bir bölüm duyguları yaşarken diğerlerinin yaşanması gerektiğini unutmayalım.
Cesaretin verdiği enerji, hızlı karar vermemizi, risk almamızı sağlıyorsa; korkunun verdiği enerjinin de tehlikelere karşı korunmamızı sağladığını unutmayalım.
Öfkenin ortaya çıkardığı enerji insanları şiddete başvurmaya kadar götürebilir. Ama aynı zamanda insanı belli ölçüde yaratıcı ve üretken de yapabilir. Öfke bazen çok hızlı düşünüp, daha çok yoğunlaşıp, daha iyi yaratıcı ve üretken olabilmemizi sağlayabilir.
Tüm duyguların bastırılması ve onlardan kurtulmak yerine özgür bırakarak yaşanmasına fırsat verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer yaşanmasına izin vermezsek asıl o zaman ruh sağlığımız bozulabilir.
Bahaneler üretmeye başlarız. Ben sinirliyim, ben mutsuzum, ben huzursuzum, ben öfkeliyim, ben kızgınım, ben korkuyorum diyen ve bu nedenle de iletişim ve ilişki yönetiminde sorunlar yaşayan insanlarla yaşamaya mahkûm oluruz.
Sağlıklı yaşamak için tüm duygularımızı özgür bırakalım. Yeri ve zamanı gelince duygularımızın ortaya çıkmasına fırsat verelim. Her türlü duygumuzun yarattığı enerjiyi kendimiz, ailemiz, çevremiz ve insanlık için kullanmayı öğrenelim.