Problem, arzulanan durum ile mevcut durum arasındaki farktır. Aslında arzulanan durum ile mevcut durum arasında bir fark varsa bu durumu iyi yönetememişiz demektir. Eğer iyi yönetebilseydik fark olmayacaktı, yani problem olmayacaktı.
Problem çözmede iki temel yöntem vardır.
Birinci yöntem, problem ortaya çıkar, problemin analizi yapılır, çözüm önerileri geliştirilir, önerilerden en uygun olanı seçilerek problem çözülür. Bu tür problem çözmenin adı düzeltmedir. Hata ortaya çıktıktan sonra hatanın düzeltilmesidir.
İkinci yöntem, daha ortaya çıkmadan potansiyel problem önceden görülür ve problem belirlenir. Potansiyel problemin kaynağı analiz edilir, potansiyel etkileri ve sonuçları öngörülür, problem ortaya çıkmadan çözülür. Bu tür problem çözmenin adı da önlemedir. Hatanın ortaya çıkmadan önlenmesidir.
Okullarımızda problem çözme becerisi eğitimi anaokulunda verilmeye başlar, üniversitede devam eder. Bu da yetmez üniversite mezunlarımızın işe başladıkları zaman aldıkları ilk eğitimlerden biri problem çözme eğitimidir.
Milli Eğitim Bakanlığının mevcut ve taslak ders programlarının tamamında istisnasız problem çözme becerisi yer alır. Problem çözme becerisi, okul eğitiminde ve tüm derslerde öğrencilere kazandırılması gereken temel beceriler arasındadır.
Peki, çocuklarımıza ve gençlerimize problem çözme becerisini kazandırabiliyor muyuz?
Bu soruya olumlu cevap verebilmek çok zor. Çünkü okul yöneticileri ve öğretmenlerimizin de bu temel beceriye sahip olduklarını söyleyebilmek çok iyimser bir yaklaşım olur.
Problem çözme becerisine sahip olmayınca problemleri çözmek için hangi yöntemlere başvuruyoruz?
Suçlama yöntemi. Problemin kaynağını dışarda arama, kendimizi problemin bir parçası olarak görmeme. Bir diğer yöntem ise şiddete başvurma yöntemi.
Şiddet, her geçen gün artarak devam ediyor. Evde, ailede, sokakta, iş yerinde, mecliste şiddet var. Hiç olmaması gereken eğitim kurumlarımızda, okullarımızda şiddet var. En son örneğini bu hafta yaşadık.
Rize'nin Pazar İlçesinde, lisede ders sırasında arkadaşı tarafından boynundan bıçaklanarak ağır yaralanan 16 yaşındaki gencecik fidanımız Emir Taş hayatını kaybetti. Cenazede konuşan Pazar İlçe Müftüsü Muzaffer Düzgüney, ailelerin çocuklarına en iyi elbise, ayakkabı, cep telefonu ve bilgisayar aldığını; ama çocuklarımıza daha fazla sevgi, muhabbet ve yardımlaşma ile kardeşliği öğretemediğimizi söyledi. Ne acı, ne utanç verici bir durum.
Nasıl bir eğitim sistemimiz var ki;
Değerler eğitimi yapıyoruz değerlerimiz yok oluyor.
Okulda şiddeti önleme projesi yapıyoruz şiddet her geçen gün artıyor.
Çocuklarımıza ve gençlerimize zararlı alışkanlardan korunma eğitimi veriyoruz madde bağımlığı çoğalıyor.
Medya okuryazarlığı dersi koyuyoruz, öğrenciler bilgisayar, cep telefonu, internet bağımlısı oluyor.
Bütün bunlardan sonra görülüyor ki problem çözme yöntemlerimizi gözden geçirmemiz; okullarımızda yönetici ve öğretmenlerden başlayarak gerçek anlamda problem çözme becerisini geliştirici çalışmalara yer vermemiz; önlemeye dayalı problem çözme yöntemini geliştirerek, problemler daha ortaya çıkmadan çözebilmeyi öğrenmemiz gerekiyor.