Japonya'daki depremden hemen sonra kurtarma çalışmaları sürmektedir.
Bir evden geri kalan yıkıntılar arasında bir kadın bedeninin bir kısmı görünmektedir. Hemen oraya gidip sağ mı diye bakmak isterler.
Duvarların arasından tam olarak ulaşamadıkları kadın garip bir şekilde durmaktadır: Vücudunu öne çıkarıp kafasını da iyice ileri uzatmış, kollarını dua eder gibi çember şeklinde uzatıp birleştirmiştir. Kurtarma ekibinden biri, zorlukla ve kısmen de olsa kadına ulaşmayı başarır. Ancak dokunduğu kadının soğuk bedeni, onun çoktan öldüğünü göstermiştir. Başka binalarda kurtarma çalışmalarına devam ederler.
Ama kadına dokunan adamın içi rahat değildir nedense. Bir süre sonra oraya döner ve yıkık duvarlar arasından kendine yol yaparak kadının yanına iner.
Bir de ne görsün! Kadının kucağında bir bebek vardır. Hem de hiçbir şey olmamış gibi huzurla uyuyan bir bebek.
Adam battaniyeye sarılı ve annesinin üzerine kapaklanarak kurtardığı çocuğu oradan çıkarıp arkadaşlarına uzatır.
Tam o sırada bir şey düşer battaniyeden.
Bir cep telefonudur düşen.
Bakarlar, telefonun ekranında gönderilmemiş bir mesaj yazılıdır:
'Eğer kurtulursan, seni çok sevdiğimi unutma.'
8 Mart 'Dünya Emekçi Kadınlar' günü dolayısıyla Hakan Aksay'ın anlattığı ve daha önce paylaştığım bu kadın hikayesini paylaşmak istedim sizlerle.
Araştırmalara göre, Papua Yeni Gine'de bazı yerli kabilelerin dışında neredeyse bütün toplumlarda kadına yönelik şiddet görüldüğü bir dünyada yoksulluk sınırı altındaki kişilere bakıldığında bunların yüzde 70'inin kadın olduğunu, küresel cinsiyet eşitsizliği raporuna göre Türkiye'nin 142 ülke arasında 137'inci sıradaki Kenya'nın bile gerisinde olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda sadece kanun karşısında eşit duruma getirmenin kadına bir fayda sağlamadığını anlamış oluruz. Kadının özü sevgidir kadına şiddet içinde sevgi taşımayan, karakteri bozuk acizlerin başvurduğu bir yoldur. Toplumsal ve ekonomik eşitlik sağlanmadan. Mülkiyet hakları üzerindeki uygulamalarda pozitif ayrımcılık sağlanmadan bu şiddeti önlemenin ve bu sevgiyi kazanmanın başka bir yolu da yoktur. 8 Mart'ı da göstermelik kutlamanın bir anlamı yoktur!..