Eğitim- İş (Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası) Eskişehir Şubesi'nin Olağan Genel Kurulu'nda Abdülkadir Önder ve Atilla Korkmaz'ın listeleri çekişti.
Yapılan seçimler sonucunda Abdülkadir Önder başkanlığındaki liste kazandı.
Eski yönetimin adayı olarak liste çıkaran Abdülkadir Önder ve arkadaşlarına
başarılar dilerim.

EĞİTİM-SEN'DEN, EĞİTİM-İŞ'E UZANAN YOL
Eğitim sendikaları ülkemizde genel itibariyle politik ve ideolojik anlamlar yüklenerek kurulmaktadır. 1960'lı yıllarda başlayan ve doğası gereği normal karşılanabilecek bu durum siyasi çatışmaları da beraberinde getiriyor.
1990'da Eğit-Sen ve Eğitim-İş olarak örgütlenen öğretmenler 1995'de birleşerek Eğitim- Sen'i kurdular.
Eğitim-Sen içerisinde yer alan eğitimciler arasındaki ideolojik görüş ayrılıkları zamanla giderek keskinleşmeye başladı.
Ortaya çıkan bazı rahatsızlıklara rağmen örgüt gücü ve birliğine inanan öğretmenler 'bu satırların yazarı gibi' yıllardır emek verdikleri Eğitim-Sen'i bırakıp gitmek istemiyorlardı. Farklı görüşlere tahammül etmenin demokratik bir tavır olduğunu, her görüş ayrılığında kavganın ve ayrılmanın sendikal harekete zarar vereceğini savunuyorlardı. Ama olmadı…

NEDEN AYRILDILAR?
Eğitim-Sen içindeki ilk kırılma 2000 yılındaki 4. Genel Kurul'da yaşandı. Bu süreçte 'dikkat çeken' ayrışma noktaları oluştu.

  • 'Eğitimin yerel yönetimlere devredilmesi' konusunda anlaşma sağlanamadı.

  • 'Azınlıklar Raporu' konusunda ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktı.

  • 'Anadilde eğitim' başlı başına tartışma konusu oldu.

  • 'Bireysel ve yöresel' çaplı da olsa bazı kongrelerde yaşanan Türk bayrağı, ve Lozan ile ilgili tavırlara yeterince tepki gösterilmemesi bardağı taşıran son damlalar oldu.

  • Sert siyasal söylemler ve tartışmalar eğitimin sorunlarının çok önüne geçti ve ayrılma kaçınılmaz hale geldi.

  • 2005'te bir grup eğitimci; 'Eğitim-Sen'in sınıf mücadelesinden uzaklaşıp etnik temelde siyaset üreten bir çizgiye savrulduğunu' iddia ederek Eğitim-Sen'den ayrıldı. Bu ayrışmadan sonra Eğitim-İş yeniden kuruldu.

KEŞKE BÖLÜNME OLMASAYDI?
Eğitim-Sen, Eğitim- İş mücadelesi (!) sürerken; siyasi iktidarın sendikal hareketler üzerinde de egemen olma baskısı öğretmenlerin diledikleri sendikalara üye olmalarını engellemeye başladı.
2014'te çok başarılı olduğunu yakından bildiğim, Eskişehir eğitim hayatında iz bırakan çok sayıda okul müdürü düşük puanlar verilerek yöneticilik görevlerinden uzaklaştırıldı.
Bu haksız uygulamalardan 'nasibini' alan değerli eğitim yöneticilerinden biri olan Abdülkadir Önder ezilen, kıyılan, haksızlıklara uğrayan öğretmen arkadaşların halini daha iyi anlayacaktır.

EĞİTİM-İŞ ELEŞTİRİLERE KULAK VERMELİDİR
Eğitim-İş merkez yönetimine son dönemde özellikle 'sol cenahtan' birçok eleştiri yapılmaktadır;

  • 'Sendika yöneticilerinin son yıllarda özellikle laik eğitime karşı yapılanlara fazla ses çıkarmadıkları

  • ilkokullara Arapça dersi konulması, küçük yaştaki çocukların cemaat yurtlarına yerleştirmesine yasallık kazandıran yönetmelikler, müfredat değişiklikleri gibi birçok gerici uygulama karşısında yeterli tepki gösterilmediği

  • Gündemi yakalayamayan, basında sesi çıkmayan, kurumlar arası ilişkilere önem vermeyen bir görüntü sergiledikleri

  • Demokratik Kitle Örgütleri tarafından adeta dışlanmış bir duruma düşürüldüğü

  • Örgütün 'nasyonalist' bir siyasal anlayış ile 'kariyerizm hastalığı' arasına sıkıştırıldığı, emek ve demokrasi mücadelesinin gittikçe terk edildiği


SENDİKALAR BAĞIMSIZ OLMALIDIR
Sendikalar ile siyasi iktidarlar arasındaki sembiyotik ilişki (karşılıklı yararlanmaya dayalı ilişki) ile ortaya çıkan 'yapay güç' farklı sendikalarda yer alan öğretmenlerin örgütlenme gücünü ve mücadele azmini azaltmamalıdır.
Sendikalar bağımsız olmalı ve hiçbir siyasi partinin kuyruğuna takılmamalıdır.
Siyasi iktidarların veya partilerin peşinde sürüklenen sendikaların özgürce emek ve demokrasi mücadelesinden söz etmeleri mümkün olabilir mi?
Sayın Abdülkadir Önder başkanlığındaki Eskişehir Eğitim -İş Sendikası'nın yeni yönetiminin;
Atatürkçü, çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel eğitime inanan, ulusal ve evrensel değerlere, farklı kimlik ve kültürlere saygılı, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan bir yapısı olduğunu düşünüyoruz .
Bu bağlamda yapacakları tüm çalışmalarda her zaman yanlarında olacağız.