Günümüzde büyümenin önündeki en önemli engel ülke sınırları değil, zihinlerdeki sınırlar.
Ülke sınırlarını aşan stratejiler geliştiren ülkeler, belli boyutlara gelince global oyuncu olabilecek imkanlara kavuşuyorlar. Seyirci koltuğundan kalkıyorlar. Dünyada imrenerek onları izliyor.

***

Öğrencilerine çok yüz veriyorsun dedi.
Doğrudur, hepsine yüz üzerinden yüz veriyorum. Çünkü bir daha çocuk olmayacaklar dedim.
Sınav haftası, Sınav stresi yaşayan öğrencilerime penguen dansı yaptırmamı görmüş sosyal paylaşımda.
Zaten son zamanlarda Eğitim sistemine takıntılı durumdayım. Öğrenci mutsuz, öğretmen mutsuz, Akşamki yazacağım konu belli oldu dedim.
'Sakın, Sakın ha, beni millete rezil etme 'dedi.
Millet için yaşamamız ise ayrı bir sorun ülkemizde, çoğu zaman mutsuzluğumuzun temel kaynağı da bu değil mi?
Antrenör olarak ben mutluyum çok şükür, çünkü sporcularım mutlu, velilerim mutlu.

***

Eğitim sistemine Dünyanın gıpta ile baktığı Finlandiya'ya bakalım;
16 YAŞINA KADAR SINAV STRESİ YAŞAMIYOR ÇOCUKLAR
Finli öğrencilere okula başladıkları ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmiyor.
Sekizinci sınıfın sonuna kadar not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşlarındayken ülke genelinde sınava tabi tutuluyorlar.

4 SAAT DERS
Öğretmenler gün boyu sınıfta ortalama dört saat ders veriyor. Haftada iki saati ise mesleki gelişimleri için eğitimlere katılmak için ayırıyorlar. Bu saate teneffüste dahil.

FİN OKULLARI SPORA ÖNEM VERİYOR
Spora bol bol yer veriliyor. Sporu eğlenmek için yapıyor çocuklar. Rekabet, Üstünlük, kazanmak Fin kültüründe önem verilen bir şey değil.
Çocuğunu, komşunun başarılı çocuğuyla kıyaslayan, ezen, aşağılayan, spordan nefret ettiren ebeveyn yok orda.
Bildiğiniz gibi Finlandiya oldukça soğuk bir iklime sahip. Ancak bu durum çocuklar ne kadar küçük olurlarsa olsun dışarı çıkmalarına engel değil. 45 dakikalık ve 15 dakikalık teneffüslere ek olarak 45 dakikalık bir teneffüs daha bulunuyor. Böylece şartlar ne olursa olsun öğrenciler dışarı çıkıp spor yapıyorlar.

BAĞIMSIZ ÇOCUKLAR YETİŞİYOR
Finlandiya'da çocuklar okula 7 yaşında başlıyorlar.
Yaşları ne olursa olsun, çocuklar okula kendileri yürüyerek ya da bisikletle geliyorlar.
Fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesine önem veriyor. Çocuklarını okula getirip götüren, ders çalıştıran ebeveynler diye bir şey yok.

ÖĞRENCİLERE ÖDEV VERİLMİYOR
Öğrencilere ödev verilmiyor çünkü öğrenmenin yeri okul. Her çocuğa bir birey olarak değer veriliyor. Çocuklardan biri yeterince iyi öğrenemiyorsa öğretmenleri bunu fark ediyor ve çocuğun öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre düzenliyor.

FİNLANDİYADA ÖZEL OKUL YOK
Finlandiya'da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.
Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok. Eğitim 'herkes için eşit imkanlar sağlamak' demek. Eşitlik kavramına olağanüstü değer veriliyor. Tüm çocuklar zeka ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okuyor.

ÖĞRETMENLER MUTLU
Tüm öğretmenlerin en az master derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10'luk dilim arasından seçiliyorlar.
Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri.
Finlandiya öğretmenleri başarılı - başarısız olarak yargılamayan bir kültüre sahip. Eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor. Hiçbir öğretmenin performans nedeniyle işten atılma korkusu yok.
Fin sistemi, mutlu öğretmenleri iyi öğretmenler olarak kabul ediyor ve aşırı çalışan öğretmenler listenin başında tuttukları bir şey değil. Öğretmenler hazırlıklarını evde yapıyor ve öğrenciye haftada sadece yaklaşık 20 saat kadar ders veriyor.

SON OLARAKSA FİNLİ PASİ SAHLBERG'İN BİR EĞİTİM MUCİZESİ SUNUMUNDAN ALINTILAR.
Ekrana büyük puntolar ve ses efektleriyle şu cümleler yansır:
'Sadece ölü balıklar akıntıyla aynı yönde yüzer. Akıntıyla yüzüyorsanız ölmüşsünüz demektir.'
Finli bir Babaanne
Sahneye uzun boylu, gözlüklü bir adam çıkar.
Bu Finli babaannenin torunu Pasi Sahlberg'ten başkası değildir.
Köşede 'Bir Eğitim Mucizesi Finlandiya' başlıklı bir yazı asılı durmaktadır.
Ana kahramanımız Pasi, bu köşenin önüne geçer ve şöyle der:
'Biz Finlandiyalılar akıntının tersine yüzeriz ve mucizelere inanmayız.'