Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 7 Ağustos 2018 tarihinde göreve başladı. 150 günü geride bıraktı. 100 günlük Eylem Programı da 130 güne ulaştı.
Hemen hemen her seçimde siyasi partiler eğitimde köklü değişiklikler yapacaklarını, sınavı kaldıracakları sözünü vererek vatandaştan oy aldılar. Bu sözü veren bazı siyasi partiler iktidar oldular ama sözlerini tutmadılar. Hatta sorunu daha da büyüterek krize çevirdiler.
Seçim meydanlarında tablet göstererek artık kitap olmayacak her şey bunun içinde dediler, ama bütün tabletler çöpe gitti. Hangi okulda ve öğrencide tablet var, hangilerinde yok kimse de bilmiyor.
Hemen hemen her siyasi parti, sınavları kaldıracağız dedi ama sınav sayısını daha da çoğalttı. Cumhurbaşkanı bizim zamanımızda sınav mı vardı diye meydan okudu ama sınav sistemine 15 yılda bir çözüm bulamadı.
Türk eğitim sisteminde sorunlar o kadar büyüdü krize dönüştü. Tam bu aşamada Sayın Ziya Selçuk Milli Eğitim Bakanı olarak görevlendirildi. Eğitimle ilgisi olan herkes Ziya Selçuk'u yakından tanır. Eğitimin her alanı ile ilgili görüş ve söylemlerini biliyoruz. Bilmediğimiz, duymadığımız birkaç şey varsa onları da Bakan olduktan sonra öğrendik. Sayın Bakan eğitimle ilgili her şeyi söyledi. Bundan sonra söyleyecekleri kendisini tekrar olacak.
Milli Eğitim Bakanının söylemi arttıkça toplumun umudu olmaktan çıkmaya başladı. İlk başlardaki güven ve umut gittikçe yerini kaygı ve endişeye bırakıyor.
Eğitimde krizin temelleri 12 Eylül Kenan Evren Darbesi ile atıldı, FETÖ darbe girişimi ile ayyuka çıktı.
Bugüne kadar eğitim sisteminin başına geçenler hatayı başka bir hata ile düzeltmeye kalkıştılar. Sorunları çözmek yerine daha büyük sorunlar yarattılar. Artık Türkiye'de eğitim sorunu yok, eğitim krizi var.
Eğitimdeki krizi aşmak için sistemdeki temel sorunların çözüme kavuşması gerekir. Sistemin iyileşmesi sistemi krize sokan kök nedenlerin ortadan kaldırılması gerekir.
Türk eğitim sistemini krize sokan kök nedenlerden biri sınav sistemi, yani okullar arası geçiş sistemidir. Bu kök neden (sınav sistemi) durduğu sürece Türk eğitim sistemi kriz üretmeye devam edecektir.
Sınav sistemi öğrenmenin önündeki en büyük engeldir. Öğrenciler okula ilk başladığında yüksek motivasyon ve heyecana sahiptir. Sınıflar yükseldikçe öğrenme istek ve heyecanının köreldiği bir okul sistemine sahibiz.
İki gün önce öğle saatlerinde Manavgat'ta çarşıda liseye devam eden yeğenimle karşılattım. O saatte derste olması gerekiyordu. Öğleden sonra birinci derse geç kalmış, öğretmeni de yok yazmış. Birinci ders yok yazılan yarım gün yok yazılıyormuş. Yok yazılınca diğer derslere de girmemiş. Yani diğer öğretmenlerin ne öğreteceğini merak etmiyor, yok yazılınca öğrenme ihtiyacı da yok oluyor.
İşte sistem bu.
Sonuç olarak eğitimin temel sorunu çözüm bekliyor.
Her konuda açık ve net konuşan sayın Milli Eğitim Bakanı sınav sistemini nasıl çözeceğini de açık ve net olarak ortaya koymalıdır. Yoksa yapacağı bütün değişikler boşa gidecek, sonuç alamayacak, tarihe eğitim sorunlarına bakan biri olarak geçecektir.