1 Temmuz 2017 Eskişehir'in en büyük markası olan Eskişehirspor'un kader günü. Cumartesi günü yapılacak Olağanüstü Genel Kurul'da Eskişehirspor'un yeni başkan ve yönetim kurulu seçilecek.
KULÜBÜN ÖNÜNÜ AÇMALI
Kongreye sayılı günler kala hala bir isim çıkıp da 'Başkanlığa adayım' demedi. 120 Milyon lira borcu ve transfer yasağı olan Eskişehirspor'a Başkan olmak bir anlamda 'Ateşten gömleği giymektir.' Kent yöneticilerinden ve işadamlarından istediği desteği alamayan Halil Ünal hala 'adayım' demedi. Veya 'Aday olmayacağım' demedi. Halil Ünal, hala gönlünde başkanlık geçiriyorsa; aday olduğunu açıklamalı. Düşünmüyorsa, 'Aday değilim' diyerek, kulübün önünü açmalı. Halil Ünal 1 Temmuz'da Başkanlığa aday olursa, seçimi kesin kazanır. Bundan dolayı gönlünden Eskişehirspor Başkanlığı geçirenler, Ünal'ın karşısına aday olmak istemez. Ünal, gerçekten Eskişehirspor'u seviyorsa bu konuda belirsizliği gidermeli. Aday olacaksa bunu deklare etmeli. Değilse; 'Ben aday değilim. Aday olacak arkadaşa her türlü desteği veririm. Ondan bir kuruş alacağımı istemem' demeli. 'Aday olacak kişi bana gelsin, hesaplaşalım' dememeli.
GARİP PUAN KAYIPLARI
Ünal yönetimi geçtiğimiz sezona gerçekten çok iyi bir kadro kurarak başladı. Ancak bu kadroya önce 'stajyer' sonra da 'emekli' teknik adam getirerek yanlış yaptı. Takım içerisinde Erkan Zengin ve tayfasının disiplinsizliğine neşter vuramadı. Takım ile teknik adamları kaynaştıramadı. Son haftalarda 'garip' puan kayıplarıyla ligi ilk iki sırada tamamlayamadı. Play-Off final maçını penaltılarla kaybederek, Süper lige çıkamadık. Şu anda Eskişehirspor'u yeniden yapılandıracak bir yönetime ihtiyacı var. Takımı 2. Lige düşürmeden kulübü kurumsallaştıracak, Altınordu modelinde olduğu gibi altyapıyı canlandıracak yeni beyinlere ihtiyaç var. Eskişehirspor artık pahalı transferlerle değil, kendi öz kaynaklarıyla bir yere gelmeli.
YAKIŞIR BİR YÖNETİM
Halil Ünal ve arkadaşları bunları başarabilecek vizyon ve bilgiye sahip olmadıklarını icraatlarıyla ortaya koydular. 'Bakkal gibi yönetilen' Eskişehirspor'u çağdaş bir kulüp haline getirecek yeni bir yönetim oluşturulmalı. Bunun için Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, AK Parti MKYK Üyesi Harun Karacan, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ESO Başkanı Savaş Özaydemir, ETO Başkanı Metin Güler, Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan Eskişehirspor için bir araya gelmeli Eskişehirspor'a yakışır bir yönetiminin oluşmasını sağlamalıdır…
//////////
MAÇLAR ANNELER 'EVE GEL' DİYE BAĞIRINCA BİTERDİ
1980'li yıllarda mahallelerde fazla apartman yoktu. Tek katlı evler ve her semtte boş arsalar vardı. Biz futbolu mahallelerdeki boş arsalarda oynanırdık. O yılki mahalle maçları çok güzeldi. İlginç kurallar vardı. 3 Korner 1 penaltıydı. İyi oyuncular bir takımda oynatılmazdı. Takımlar dengeli kurulurdu. Kaleden kaleye gol olmazdı. Kale direkleri yerine taşlar konurdu. Gol tartışmaları çok yaşanırdı. Tartışmalı pozisyonda golü yiyenler 'taşın üstünden geçti' derlerdi. Bazı maçlar '5'te devre 10'da biter' şeklinde yapılırdı. Minyatür kale maçı yapılıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla yapılırdı. Kaleciler topu üç kere sektirip, topu öyle kullanırlardı. Frikik atılırken, 'açıl biraz denildiğinde' rakip oyuncu 'Burası Ali Sami Yen'mi' diye yanıt verirdi. Frikiği atacak çocuk üç adım sayardı. Mesafe fazla olsun diye adımları Karl Lewis gibi atlayarak sayardı. Kaleci penaltı atan çocuğu, 'fazla abanma, pis burun vurma' diye bağırırdı. Penaltıyı atan da 'Korkma abanmayacağım teknik vuracağım' derdi. Maçlar, hava kararınca, anneler 'Eve gel' diye bağırınca biterdi. Top bir aracın altında kalırsa, en küçük çocuk aracın altına girer, topu çıkarırdı. Topu dağlara taşlara vuranlar, attıkları o topu getirirdi. Çünkü o yıllarda 'Atan getirir' kuralı vardı. Biz çok şanslıydık. Şimdiki çocukların mahallelerinde günün her saatinde rahatlıkla top oynayacakları boş arsalar artık yok.

AYDIN BEGİTER SİLAHLI ADAMLARIN
ELİNDEN ORHAN'I NASIL KAÇIRDI?
Eskişehirspor'un 10 Kurucu üyesinden olan Aydın Begiter'in kulübe büyük hizmetleri oldu. Eskişehirspor'un kazandığı Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Kupaları'nda Genel Kaptan veya Başkan olarak hep O vardı.
SADECE KOŞUYOR
Begiter ile yaptığımız bir sohbette bana Orhan Çıkrıkçı'yı nasıl transfer ettiğini anlatmıştı. Çorluspor Eskişehirspor'a gelen hızlı sol açık Orhan Çıkrıkçı, Trabzonspor'da yıllarda futbol oynadı. A Milli Takımın değişmez Sol açığı oldu. Trabzorspor taraftarları Orhan'a 'Rüzgarın Oğlu' dediler. Çok iyi bir sprinterdi. Ancak son vuruşları pek iyi değildi. Begiter'in anlatımıyla işte Orhan Çıkrıkçı'nın ilginç transfer öyküsü; ' Ben Orhan'ı Çorlu'da bir maçta gördüm. O zaman onlardan Erdal'ı almıştık. Erdal adına bir maç oynamamız gerekiyordu. O maçta çok koşan bir genç dikkatimi çekti. Çorluspor Başkanına döndüm, 'Biz bu Erdal'ı aldık. Ama senden iki sene sonra bu adamı da isterim' dedim. Çorlu Başkanı, 'Yok ya, çoban çocuğu o, sadece koşuyor, bir meziyeti yok' dedi. Ben yaz dedim iki sene sonra bu benim. Ama önce sen iki sene oynat bunu pişsin burada. 'Allah Allah' dedi.
ASKER KAÇAĞI YAPTILAR
2 sene sonra döndüm geldim. Çorluspor Başkanı 'Çok haklıymışsın' dedi. 7 tane takım Orhan'ı kaçırmaya gelmiş. Çorluspor son maçta Eyüpspor ile oynuyor. Oradan Orhan'ı götürmek istiyorlar. İçlerinde silahlısı da silahsızı da var. Çorlu'da Ömer diye bir futbolcu daha var. Asker kaçağıymış. Çorlu Belediye Başkanı rica etmiş. 'Küme düşeceğiz, askeri inzibat arabasıyla maça gelsin. Maçtan sonra inzibat arabasıyla askere gitsin' demiş. Bunu ben gördüm. Dedim ki Başkana 'Orhan'ı da asker kaçağı yap. Aynı inzibat arabasına bindir dedim. Yoksa alacaklar arbede çıkacak' dedim. Soyunma odasında Orhan'ı asker kaçağı yaptık. 'Haydi inzibat arabasına bindirin ben sizi takip ediyorum' dedim.
ONU GÖRMEK MESELE
Doğru Çorlu Belediye Meclis Salonu'na gidiyorsunuz. Başkanın odasına değil. Başkan yolda herkesi ekti. Bu takımlar arasında Samsunspor, Göztepe, Kuşadası da vardı. Biz de yolda imzayı aldık. Çorlu Başkanı, 'Ya dedi 2 sene evvel sen nereden buldun bu çocuğu. Koşuyordu bu ya. Bunda bir şey yoktu.' Bende 'İşte onu görmek mesele dedim.' 1988 yılında Eskişehirspor'a o zamanın parasıyla 20 milyar (20 bin lira) liraya gelen Orhan bir yıl sonra Trabzonspor'a 175 milyar (175 bin lira)'ya satıldı.

foto şaka

Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal: Harun Bey, Eskişehirspor'a para vermezsen asla Büyükşehir Belediye Başkanı olamazsın
AK Parti MKYK Üyesi Harun Karacan: Halilciğim parayı ben verdikten sonra benim başkana değil, müdüre ihtiyacım olur. Dediğin doğru olsaydı Yılmaz Hoca dört seçim kazanmazdı.