1966 yapımı 'İyi Kötü ve Çirkin' Spagetti Western filmini hepimiz hatırlarız. Filmin düello sahnelerindeki film müziği televizyonlarda devamlı kullanılıyor.

İYİ, KÖTÜ'YÜ ÖLDÜRÜR
Filmde 'İyi' karakterini Clint Eastwood oynamıştı. 'Kötü' karakterini ise Lee Van Cleef canlandırmıştı. Filmin 'Çirkin'i ise Eli Wallach'dı. Filmin finalinde bu üçlü mezarlığın ortasında düello yapar. Hakimiyetin sürekli el değiştirdiği mücadelede mezarlığın ortasında yapılan üçlü bir düello kazananı belirleyecektir. 'İyi' altınların saklı olduğu mezarın ismini taşa yazar ve düello başlar. Düelloda ilk silahı 'Çirkin' çeker. Ancak silahındaki kurşunlar daha önce 'İyi' tarafından alınmıştır. Silahı ateş almaz. 'Kötü' silahını çekmek ister. Ancak içlerinden en hızlısı olan 'İyi' 'Kötü'yü vurarak öldürür.

ÇAPA-TAŞ-TOPKAYA

Eskişehirsporun şu andaki hali bu üçlü düelloya benziyor. Taraflardan biri futbolcuların alacaklarının ödenmesi için başkan ve yönetime ültimaton veren ve sorunları çözecek yeni yönetim ve başkanın gelmesini isteyen Teknik Direktör Fuat Çapa. Taraflardan ikincisi de daha önce stifa etmesine rağmen bir türlü Eskişehirspor Başkanlığını bırakmayan ve takımın teknik direktörünü göndermeye çalışan Osman Taş.
Üçüncü tarafta ise Osman Taş'ı gönderip, kulübü olağanüstü kongreye götürmeye çalışan Başkan Yardımcısı Mustafa Topkaya. 'Peki bu üçlü düelloda İyi kim? Kötü kim? Çirkin kim?' Buna siz okurlarımız karar versin. Önemli olan bu üçlü düelloyu kim kazanacağı. Eskişehirspor'un düştüğü bu durumdan kurtulması için kim kazanmalı?
---------------------------------------------
ÜÇ KORNER BİR PENALTI

Çocukluğumun geçtiği 1980'li yıllarda mahallelerde fazla apartman yoktu. Tek katlı evler ve her semtte boş arsalar vardı.

DİREK YERİNE TAŞ
Biz futbolu mahallelerdeki boş arsalarda oynanırdık. O yıllardaki sokak maçları çok güzeldi. İlginç kurallar vardı. 3 Korner 1 penaltıydı. Maçın çekişmeli geçmesi için iyi oyuncular bir takımda oynatılmazdı. Takımlar dengeli kurulurdu. Kaleden kaleye gol olmazdı. Kale direkleri yerine taşlar konurdu. Gol tartışmaları çok yaşanırdı. Tartışmalı pozisyonda golü yiyenler 'taşın üstünden geçti' derlerdi. Bazı maçlar '5'te devre 10'da Biter' şeklinde yapılırdı. Minyatür kale maçı yapılıyorsa, penaltı 'boş kaleye ters şekilde topukla' atılırddı. Kaleciler topu üç kere sektirip, topu öyle kullanırlardı. Frikik atılırken, 'açıl biraz denildiğinde' rakip oyuncu 'Burası Ali Sami Yen mi' diye yanıt verirdi. Frikiği atacak çocuk üç adım sayardı. Mesafe fazla olsun diye adımları Karl Lewis gibi uzun atlayarak sayardı. Kaleci penaltı atan çocuğa, 'fazla abanma, pis burun vurma' diye bağırırdı. Penaltıyı atan da 'Korkma abanmayacağım teknik vuracağım' derdi.

BİZ ÇOK ŞANSLIYDIK
Maçlar, hava kararınca veya anneler 'Eve gel' diye bağırınca biterdi. Top bir aracın altında kalırsa, en küçük çocuk otomobilin altına girer, topu çıkarırdı. Topu dağlara taşlara vuranlar, attıkları o topu getirirdi. Çünkü o yıllarda 'Atan getirir' kuralı vardı. Anneler babalar bugün çocuklarını oynamaları için sokağa çıkaramıyor. Ya da güvenli ortam olmadığı için çıkarmıyor. Çünkü eskiden herkesin birbirini tanıdığı, çocuklarını birbirlerine emanet ettiği 'o sıcak sokak kültürümüzü apartmanlara kurban' ettik. Biz çok şanslıydık. Çocukluğumuzda günümüzü sokakta geçirirdik. Şimdiki çocukların mahallelerinde günün her saatinde rahatlıkla top oynayacakları boş arsalar artık yok. Son yıllarda çarpık yapılaşma ve betonlaşmanın önünü açanlar en çok çocuklarımıza zarar verdi.
----------------------------------------------
NOSTALJİ
ÇİFTE KUPALI ŞAMPİYON ES ES

48 yıl önce 1970-1971 sezonunu Eskişehirspor'un altın yılıydı. O yıl ligi dördüncü sırada bitiren Eskişehirspor, Türkiye Kupası Finalinde Bursaspor'u 0-1'un rövanşında 2-0 yenerek, Türkiye Kupası'nı kazandı. Aynı yıl Cumhurbaşkanlığı finalini Galatasaray ile oynadı. ES ES final maçını 3-2 kazanarak kupayı kazandı.

RİVA HALİL'İN GOLLERİYLE
Türkiye Kupası'nda finalin ilk müsabakası 13 Haziran 1971'de Bursa'da oynandı. FİFA Kokartlı Hakem Doğan Babacan'ın yönettiği müsabakada Bursaspor 89. Dakikada Ersel Altıparmak'ın golüyle maçı 1-0 kazandı. ES ES'in başında efsane Abdullah Gegiç vardı. Bursaspor'un Teknik Direktörü ise Tomislav Kaloperović idi. Finalin ikinci maçı 20 Haziran 1971'de Eskişehir Atatürk Stadı'nda oynandı. Maçın Hakemliğini Ömer Karadağ yaptı. Zonguldakspor'da 1970 yılında İkinci Ligde 21 golle gol kralı olduktan sonra Eskişehirspor'a transfer olan Halil Güngördü'nün 27 ve 65'inci dakikalarda attığı iki golle galip gelen ES ES Türkiye Kupasını müzesine götürdü. Riva lakabıyla anılan Halil'in golleri zaferi getirdi.

FETHİ HEPER İKİ GOL ATTI
Bu zaferden 10 gün sonra Kupa Şampiyonu ES ES 30 Haziran 1971'de Ankara 19 Mayıs Stadı'nda Lig Şampiyonu Galatasaray ile karşılaştı. Doğan Babacan'ın yönettiği maçta Galatasaray 4. dakikada Metin Kurt ile 1-0 öne geçti. 51. Dakikada sahneye çıkan Fethi Heper beraberlik golünü attı. 64. Dakikada Ender Konca ES ES'i 2-1 öne geçirdi. 87.dakikada Gökmen Özdenak skoru 2-2'ye getirdi. Maç böyle bitecek sanılırken, 89. Dakikada Kral Fethi Heper tekrar sahneye çıkarak skoru 3-2 yaptı. ES ES Cumhurbaşkanlığı kupasını kazandı.
Kaptan Fethi kupayı Cumhurbaşkanı merhum Cevdet Sunay'ın elinden aldı. O yıl ES ES'in Efsane Kadrosu'nda şu isimler vardı; 'Mümin Özkasap, Halil Güngördü, Vahap Özbayer, Muzaffer Çil, İsmail Arca, Mustafa Yuvalar, Süreyya Özkefe, Taşkın Yılmaz, Agop Mehmet, Hüdai Doğu, Nihat Atacan, Burhan İpek, Abdurrahman Temel, Necmi Aktuna, Kamuran Yavuz, Burhan Tözer, Yenal Kaçıra, Faik Şentaşlar, Ender Konca, Fethi Heper, İlhan Çolak, Ahmet Karaçöl.'
--------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

Eskişehirspor Başkanı Osman Taş:
Eskişehirspor'un elemanı olan Fuat Çapa nasıl bize ültimatom verir?
Eskişehirspor Mali Asbaşkanı Mehmet Şimşek: Sen elemanına aylardır maaş vermezsen ültimatom da verir. Böyle posta da koyar!.
----------------------------------
FIKRA
İYİ HABER

İki futbol delisi adam Cennet'te futbol olup olmadığını çok merak ederler. Kim önce ölürse diğerine haber iletmesini kararlaştırırlar. Biri ölür ve bir yolunu bulup arkadaşını telefonla arar: - Çok iyi bir haberim var, burada futbol mevcut. Pazara maçımız var, sen santrafor oynuyorsun.