Bence insanoğlunun en büyük ve en önemli buluşudur CUMHURİYET…
Temelinde Kuvayı Milliye ve bilimin rehberliği yatan Türkiye Cumhuriyeti ise dünyadaki en özgün ve en önemli cumhuriyetlerden birisidir.
Bir insan ömrü için çok olan 95 yıl, bir toplum ömrü için çok değil…
Türkiye Cumhuriyeti'nin derin sorunlar yaşamakta olduğu son 16 yıl ise denizde damla bile değil…
Biliyoruz ki, laik ve demokratik Cumhuriyetimizin gücü, üstüne çöreklenen kara bulutları en kısa sürede dağıtacaktır.
Yeter ki kararmasın cumhuriyet yurttaşlarının azim ve kararlılığı…
Birlikte sahip çıkalım Cumhuriyet değerlerine…
Ve ülkemizin demokrasi vahası olan ESKİŞEHİR'de üretilen Cumhuriyet güzelliklerini birlikte koruyalım ve geliştirelim…
KURTULUŞ'TAN KURULUŞ'A ESKİŞEHİR
Bilindiği gibi Eskişehir, Türkiye Cumhuriyeti'nin 'Kurtuluş' ve 'Kuruluş' süreçlerinde en önemli merkezlerden birisi olmuştur.
Eskişehir; tıpkı İzmir, Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara gibi Kurtuluş sürecinin simge kentlerinden birisidir.
Kurtuluş sürecinde 'Türk halkının ters giden talihinin yenildiği İnönü Savaşları'nın merkezidir.'
Dahası, Kurtuluş'un Ankara, İzmir, İstanbul bağlantılarının odak noktasıdır.
Cumhuriyetimizin Kuruluş evresinde ise gerek ulusal sanayi yatırımları gerekse çağdaş eğitim projeleri açısından 'ilk'lerin yaşandığı bir ildir.
Genç Cumhuriyetimizin Kuruluş sürecinde gerçekleştirdiği sanayi ve ulaşım yatırımlarında, bugünkü çağdaş Eskişehir'in temellerini görüyoruz.
Kurtuluş'tan sonra eğitim ve kültür alanında 'Türkiye çapında yürütülen seferberliğinin', en önemli merkezlerinden birisi Eskişehir'dir.
Kuruluş sürecinin 'Demokratik siyasal yaşam' alanına baktığımızda ise 'Eskişehir'de güçlü bir CHP örgütü' yanında, başta 'sol/sosyalist' yapılanmalar olmak üzere ortaya çıkan diğer muhalif örgütlerin de etkili olduğunu anlıyorsunuz.
Sözün özü Eskişehir, Cumhuriyetimizin Kurtuluş ve Kuruluş süreçleri ile özdeştir.
VE BUGÜNKÜ ESKİŞEHİR
Öncelikle, bir kentin durumunu öznel siyasal bakışlarla değil, 'Ulusal ve uluslararası güvenilirliği olan verilere göre' değerlendirmek gerektiğini vurgulamamız gerekiyor.
ESKİŞEHİR'i bu bağlamda değerlendirdiğimizde karşımıza şu güzel gerçekler çıkıyor:
  • Son yıllarda yapılan 'Yaşanabilir kentler' sıralamasında hep ön sıralarda yer alıyor.
  • Ülkemizde ve dünyada 'Çağdaş belediyeciliğin simgesi' olarak gösteriliyor.
  • Ülkemizde Cumhuriyetin en önemli kazanımları olan 'Laik ve demokratik yaşam tarzı, kadın hakları, bilim ve sanatın önceliği …' gibi değerler açısından Eskişehir örnek gösteriliyor.
  • Türkiye'nin en değerli kültür ve sanat vahalarından birisidir.
  • Son yıllarda yeşil alanların en hızlı çoğaldığı kentlerdendir.
  • Eğitimin niteliği ve niceliği açısından ön sıralarda yer almaktadır.
  • Turizm değerleri açısından ülkemizde son yıllarda en hızlı gelişen kenttir.
Sözün özü: 'Bugünkü ESKİŞEHİR yaşanılası, okunası, gezilip görülesi bir kenttir...'
'Çağdaşlık, yaşamın tüm alanlarında evrensel düzeyde üretilen iyi, güzel ve doğru değerlere uyum sağlamak…' anlamına geldiğine göre:
'Eskişehir, çağdaş bir Cumhuriyet kentidir…'
Cumhuriyetimizin 95. Kuruluş Yıldönümünde, 'Bir Cumhuriyet kenti olan ESKİŞEHİR' de son birkaç gündür öylesine kaliteli ve katılımlı Cumhuriyet etkinlikleri yaşandı ki, bu küçük köşeye hepsini sığdırmak mümkün değil…
ESKİŞEHİR'DE GELENEKLEŞEN 'CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ'
AKP/RTE iktidarının aşamalı bir biçimde topluma dayattığı 'tek adam diktasının'; özellikle son yıllarda 'Cumhuriyet kazanımlarını örselemesi ve Cumhuriyet Bayramını savsaklaması…' yüzünden, halkımız Cumhuriyet kutlamalarına daha kararlı ve coşkulu olarak sahip çıkmaya başladı.
Ülkemizde bu sahiplenmenin güzel örneklerinden birisi yaklaşık on yıldan beri Eskişehir'de yaşanıyor.
Her 29 Ekim günü, saat 15.00'te başlayan geleneksel 'Cumhuriyet Yürüyüşü' ile Adalar'dan kopan insan seli; geçtiği yerleri inleterek Vilayet Meydanına ulaşıyor ve adeta devlet yetkililerine 'Cumhuriyet dersi' veriyor…
O insan seli, tıpkı 'Gezi Direnişinde olduğu gibi çok renkli/ çok sesli bir sel…'
O insan selinin gücü, ısrarla kendilerini öne çıkarmaya çalışan bazı STK'ların 'kahraman öncülerinden(!) değil, çağdaş Cumhuriyete BİRLİKTE sahip çıkma azim ve kararlılığından kaynaklanıyor…'
Çünkü o insan selinin ortak kaygıları ve umutları:' Laik ve demokratik Cumhuriyet'tir…'
Çünkü 'Laik ve demokratik Cumhuriyet belgisi, Türkiye toplumunun en güçlü çimentosudur…'
Onun içindir ki, Eskişehir'de yapılan 'Cumhuriyet Yürüyüşleri', diğer demokratik etkinliklerden daha çok katılımlı ve daha coşkulu olmaktadır.
*******
METİN YURDANUR'UN HEYKELİ ESKİŞEHİR'E ÇOK YAKIŞTI
Cumhuriyetimizin 95. Yıldönümü dolayısıyla Odunpazarı Belediyesi'nin gerçekleştirdiği Cumhuriyet Parkı'nda yer alan ve 'Heykeltıraş Metin YURDANUR' un eseri olan 'Cumhuriyet Anıtı', bir Cumhuriyet kenti olan Eskişehir'e çok yakıştı.
Bilindiği gibi Metin YURDANUR, Eskişehir/Sivrihisar doğumludur ve uzun süre çeşitli okullarda resim öğretmenliği yapmıştır.
12 Eylül 1980 kırımında çok sevdiği öğretmenlikten koparılan Metin, daha sonra hırsını ve ekmeğini heykelden çıkararak, dünya çapında ünlü bir heykeltıraş olmuştur.
1970'li yıllarda TÖB- DER Mihalıççık Şubesi yönetiminde birlikte görev yaptığımız yağmur yürekli dostumuz Metin ile açılış töreni sırasında kısaca anılarımızı ve bilinçlerimizi tazeledik.
Üstat Metin YURDANUR açılışta yaptığı özlü konuşmada, 'Cumhuriyetin 95. Yılında Türkiye'de açılan en büyük anıtı Eskişehir halkına armağan ediyorum…' dedi.
Bence bu anıt, 'Sanatçının heykel sevdasının simgeleriyle birlikte, Cumhuriyetimizin tüm özelliklerini ve güzelliklerini üzerinde taşıyan bir ustalık eseridir...'
Başta Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım KURT ve Sanatçı Metin YURDANUR olmak üzere Cumhuriyet Anıtı'na emeği geçen ve katkı sağlayan herkesi yürekten kutluyorum.
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…