1995-2005 yılları arasında 10 yıl Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğünde görev yaptım. 4 yıl ilköğretim müfettişi olarak, 6 yıl da milli eğitim müdür yardımcısı olarak.
İlk göreve başladığımda Adnan Özkan Milli Eğitim Müdürüydü. Ben, Mehtap Şenol, Sırrı Kabadayı ve Alaattin Koç aynı gün göreve başladık. Şimdi çok iyi hatırlıyorum, göreve başladığımız ilk gün Eskişehir'i eğitimde marka yapmayı konuşmuş, yol haritası konusunda stratejiler belirlemiştik.
Adnan Özkan'dan sonra Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapan Mithat Özdemir, Sezai Yıldırım ve Ekrem Toklucu ile çalıştım. Milli eğitim müdürleri değişti ama Eskişehir'in eğitimde marka ve Türkiye'ye model olma vizyonu değişmedi.
Eskişehir eğitimde marka oldu, tüm Türkiye'ye örnek oldu. İlk defa Millî Eğitim Bakanlığının tüm Türkiye'de okutulan ders kitaplarının bazıları Eskişehir'de görev yapan öğretmenler tarafından yazıldı. Eskişehir Türkiye Kalite Ödülü'nü aldı. Ortaöğretim giriş sınavlarında (şimdiki adı TEOG) sırası ile yedinci, dördüncü, üçüncü, ikinci ve birinci oldu. Üniversite giriş sınavlarında ilk beşte, ilk üçte yer aldı. Daha birçok başarıya imza attı. Bu başarıya dönemin milli eğitim yöneticileri İsmail Samur ve Yakup Erdoğan da çok büyük katkı sağladı.
Peki bu başarı nasıl elde edildi?
Başlangıçta yöneticiler arasındaki siyasi ve ideolojik bakış ve değerlendirmelerin yerini hoşgörü, paylaşım ve liyakat aldı. Ortak hedef, amaç ve vizyon birliği sağlandı. Görüş ve düşünceler farklı olsa da ortak hedef, amaç ve vizyona odaklanmayı öğrendim. Hoşgörüyü paylaşmayı, önce insana odaklanmayı öğrendim. İnsanın en yüce değer olduğunu öğrendim.
Milli eğitimde ortak hedef, amaç ve vizyon birliği sağlanınca tüm Eskişehir destek verdi. Belediyeler, üniversiteler, sanayi kuruluşları, resmi ve sivil kurumlar Milli Eğitim Müdürlüğünün yanında yer aldı, birçok ortak çalışma yürütüldü. Eskişehir Eğitim Öğretim Destekleme Derneği yönetimi tüm olanaklarını seferber etti.
Okullarda görev yapan tüm müdürler ve öğretmenler ortak amaca yöneldi ve tabi ki eğitimdeki başarıda en büyük pay sahibi oldular.
Bu haftaki yazının konusunun Eskişehir Eğitimi olmasının iki nedeni var.
Birinci neden yeni atanacak okul yöneticilerinin değerlendirilmesi ve atanması.
Gazetemizin Yazıişleri Müdürü Ayhan Aydıner her zaman eğitime karşı çok duyarlı olmuş, Eskişehir eğitim kalitesinin gelişmesini desteklemiştir. Eğitimdeki olumsuzluklar konusundaki endişe, kaygı ve eleştirilerini dile getirmiştir. Son yazılarında da yeni atanacak okul yöneticilerinin atamaları konusundaki kaygı ve endişelerini yazmıştır. Değerlendirme ve atamaların adil yapılması, atanacak yöneticilerin gereken bilgi birikimine, beceriye sahip olması ve liyakate özen gösterilmesi gerektiğini dile getirmiştir.
Ayhan Aydıner kaygılarında haklıdır. Okul müdürlüğü çocuklarımızın, gençlerimizin ve Eskişehir'in geleceğine yön verecek, şekillendirecek konumdaki önemli bir görevdir. Dileğimiz okul yöneticilerinin değerlendirme ve atamalarında sorumluluğu ve etkisi olanlar Ayhan Aydıner'in kaygılarını ve önerilerini ciddiye alırlar, beş yıl sonra on yıl sonra pişman olmamak için.
Bir diğer neden Milli Eğitim Müdürlüğünde birlikte çalıştığımız değerli insan Dr. Süleyman Sırrı Kabadayı.
Dr. Sırrı Kabadayı Eskişehir'e gönül vermiş, eğitime kendini adamış, eğitime çok büyük katkılar yapmış ve yapmaya devam eden bir eğitimci. Birlikte çalıştığımız dönemde Sayın Kabadayı'dan dostluğu, arkadaşlığı, planlı ve disiplinli çalışmayı öğrendim. Dr. Sırrı Kabadayı bizlere karşılık beklemeden insanların sorunlarını çözmeyi öğretti. Ayrım gözetmeden herkese hizmet etmenin gerekliliğini öğretti. İlişki ve iletişimin ne kadar önemli olduğunu öğretti.
Eskişehir'den çok şey öğrendim. İş ve çalışma disiplinini; birlikte gelişme ve paylaşmayı; dayanışma ve dostluğu; ortak amaç ve vizyona odaklanmayı; Eskişehir halkının inandığı kişi ve kurumlara sınırsız ve koşulsuz destek verdiğini öğrendim.
Geçen hafta değerli dostum Dr. Süleyman Sırrı Kabadayı'nın babası Bahattin amca hakkın rahmetine kavuşmuş.Sırrı Kabadayı acıları paylaşmak konusunda örnek bir insan. Ben de köşemden sayın Kabadayı'nın acısını yürekten paylaşıyorum. Bahattin amcanın mekanı cennet olsun. En kısa zamanda başsağlığı dilemek için Eskişehir'de olacağım.