Bazı maçlar vardır maçtan çok daha ötedir. Hem şampiyonluk yolunda ilerlemek, hem de üzerimizdeki baskıyı atmak için böyle bir galibiyete ihtiyacımız vardı. Emeği geçen herkese binlerce kez teşekkürlerimi sunuyorum.
Mustafa Denizli ile daha önce çıktığımız dört maçtan da beraberlikle ayrılınca maçı TV'den izleyen, skora bakarak konuşan insanlar bir anda karamsarlığa kapıldı. Ama geçtiğimiz akşam saha da koşan futbolcular, kenardaki teknik heyetimiz ve muhteşem taraftarımız daha hiçbir şey bitmedi diyordu.
Bizde inatla 'Bu takıma Mustafa Denizli'nin eli değiyor' diye söylüyorduk. Çünkü önce gol yememeyi öğrenmek gerekiyordu. O nedenle kısır ama akıllı futbolla oynattı. Bugün aldığımız dört beraberlik içinde sadece 4 topumuzun direkten döndüğü Ümraniye maçının kayıp olduğunu görürsünüz. Koyun üzerine 2 puanı, puan sıralamasındakiyerimizi kendi gözlerinizle görürsünüz. Aldığımız üç beraberliğinde bugün ligin en zorlu deplasmanları olduğunu görebiliriz. Elazığ'ın düşme hattında olduğuna bakmayın, devre arası takviyelerini sanırım seyretmediniz. Daha Giresun deplasmanına dişli takımlar henüz gitmedi. O saha da maç oynamanın zorluğunu ancak bilenler bilir. Karamsarlık skora bakılarak yapılmıyor. Umut tacirliği de skora bakarak yapılmıyor. Bir öngörünüz var ise resmin tamamına bakacaksınız. İşte Mustafa Denizli'nin dediği hesabımız tutacak söyleminden kastı budur.Alınan kötü sonuçlara rağmen hala ümidini yitirmeyenleri, sakın umut ve hayal tacirliği ile suçlamayın. Ya da en azından sezon sonuna kadar susun.
***
Gelelim maçın yıldızı taraftarımıza diyerek, daha önceki yazılarım da sürekli dediğim gibi, Türkiye'nin en kötü stadında maç seyrettiğimizden midir, akustik açıdan mıdır bilemiyorum ama sanki buradafarklı bir havası oluştu. Bir stadyum, bir taraftarla bu kadar mı bütünleşirve bu kadar mı birbirini tamamlar kelimelerle ifade edemiyorum.
Günler öncesinden hazırlık yaptığı her açıdan belli olan, pankartlarda, koreografi de, her satırına ve kelimesine fırça vuran, tribünlerde açan,bizlere bu inanılmaz gösteriyi sunan, hazırlanmasında emeği geçen, her kim var ise elleriniz dert görmesin. İddia ediyorum Süper ligde bile böyle heyecanı ve ambiyansı bulamazsınız. Çanakkale marşı ile başlayıp, İzmir marşı ile devam eden ve Eskişehir marşı ile sürentüylerimizi diken diken eden bir atmosferi başka hiçbir stadyum da yaşayamazsınız. Her şeyden önemlisi tüm tahriklere rağmen, onlara uymayan sadece takımını desteklemekten başka bir şey yapmayan, olası bir cezadan uzak tutan, Türkiye'ye tribün dersi veren tribün liderlerimize ve taraftarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Muhteşem bir gece yaşattınız.
Bana şampiyonluğa giden yol nereden geçer diye sorarsanız, önce tribünlere, sonrayedek kulübesi bakın derim. Orada yaşananlar sahanın aynasıdır. Gol sevinci nasıl yaşanıyor, çıkan oyuncular alkışlanıyor, kulübede sarılarak karşılanıyorsa, şampiyonluğun resmi de orada çizilmeye başlamıştır.
Bu yolun sonu nereye gider diye soruyorsanız, arkasında inanmış binlerce ordu ile yola çıkan her ordu, zafere ulaşacaktır.Benim bundan zerre kadar şüphem yoktur. Siz yeter ki bu heyecana ortak olmanız gereken yerde olun yeter.