Ligin 32.Haftasında karşılaştığımız İzmir'in takımı Altay maçından eli boş dönüyoruz. Lig bizim için geçen hafta hedefe ulaşılarak bir anlamda bitmişti. O nedenle skora pek takılmıyorum. Sadece Altay'ın golcüsü ve ligimizin şu ana kadar en çok gol atanı Marco Paixao acaba bizim takımda olsaydı şu an kaç puanımız daha olurdu diye kendime sormadan edemedim.
**** **** **** ****
Asıl bahsetmek istediğim konu ise hafta içinde yönetim kurulu ikinci başkanımız Osman Taş'ın adayım demesi kafalarda bir sürü soruların oluşmasına neden oldu. Yönetimin kendi aralarında anlaşmazlığa düştüğünü biliyorduk. Sezon sonu gelecek dosyaların ağırlığından dolayı artık bunalan yönetimin de kongre kararı alabileceğini tahmin ediyorduk
Burada amacımız kişileri hedef almak, eleştirmek değildir. Ama hedefe ulaşılmışken başka şeyler konuşmamız gerekirken, öncelikle bu kulübün başkan yardımcısı Osman Taş'ın kongre olursa adayım diye açıklama yapmasını ben açıkçası talihsiz bir açıklama olarak gördüm. Her şeyden önce bu kulübün bir yönetimi var. Bu yönetimin içinde ikinci başkanlık yapan birisinin bu açıklamayı yapması yönetime ve başkana karşı kazan kaldırması anlamını taşır. Böyle düşünce de olan birisinin ilk önce istifa etmesi gerekirdi.
Olayı birde başkan Kaan Ay'ın açısından ele alalım. Siz yurt dışında iken beraber yola çıktığınız, yardımcınız konumuna getirdiğiniz kişi kongre olursa adayım diyor. Böyle bir durumda olsanız siz ne yapardınız?
Yönetimin içinden birisi adayım diyorsa altında başka şeyler olabilir. Sanırım bu kararı tek başına almamıştır. Mutlaka içeriden kendisini destekleyenler olduğu için bu açıklamayı yapmıştır. Çok uzağa gitmeye de gerek yok. Geçmişte Mesut Hoşcan'ın, Halil Ünal'a karşı adayım diyerek yönetimden ayrılmış, başkanlığa talip olmuştu. Sonuçlarını hepimiz yaşadık.
Şimdi aranızdan bazı kişiler 'birileri kongre istiyor diye kongre olmaz' diyebilirler. Evet olmaz. Ama soruyorum. İkinci başkan yönetime neden güvenmedi de durup dururken kongre de adayım diyor? Başkan Kaan AY kongre isteyen ikinci başkanına bu saatten sonra nasıl güvenecek? Peki bu belirsizlik içerisinde futbolcu, teknik adamlar geleceklerini nasıl görecekler? Her şeyden önce gelinen bu noktada yaşananlardan sonra biz kime güveneceğiz?
Sonucu ne olursa olsun camiadaki bu belirsizliği giderecek ve önümüzü görecek kararların kamuoyu ile paylaşılması gerekir. Yeter ki dışarıdan birileri düğmeye basmamış olsun. Şayet kongreyi düşünüyorlarsa, geçmiş yıllarda olduğu gibi ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye kalkmasınlar. Eskilerin dediği gibi demir tavında dövülür demişler. Demir tava gelmişse beklemenin anlamı yok.