AKP'nin İstanbul Büyükşehir Adayı Binali Yıldırım, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada şunu söylüyordu…
'Sorunu olmayan ölülerle delilerdir.
Yaşayan herkesin sorunu vardır…'
Ne kadar doğru bir söz değil mi?

***

AKP'nin Büyükşehir ile Tepebaşı ve Odunpazarı Belediye Başkan Adayları, İl Başkanı ile birlikte basın toplantısı düzenlediler…
Toplantıya katılmadığım için gazeteciler soru sordular mı, sordularsa da ne sordular bilmiyorum…
O nedenle de bu yazı, çıkan haberler baz alarak yazıldı…
Burhan Sakallı;
Eskişehir'in yüzde 70-75 oranında atıl duran ekonomik, ticari, sosyal, siyasal ve kültürel kapasitesi olduğunu ve en önemli sorunun bu atıl duran kapasitenin harekete geçirilmesi olduğunu söylemiş…
Volkan Doğan;
Doğan ise Odunpazarı ilçesinin kat ve imar sorununun olduğunu belirterek,
'Karapınar, Huzur, Erenköy ve Gündoğdu mahallelerimizde seçimin ardından mazbatamızı aldığımız ilk gün çalışmalarımızı başlatıp, halkımızın mağduriyetini gidereceğiz.
Hem TOKİ hem belediye eliyle kat artırımlarımıza hızlı bir şekilde başlayacağız. Odunpazarı'nın önceliğini en mağdur olan bölgelerden başlayıp, kat problemini çözmektir' ifadelerini kullanmış…
Hasan Tuç ise,
'Yirmi yıl sadece Eskişehir'de survivor vardı. Başka bir şey yapılmadı. Bunu engelleme adına biz talip olduk. Bunu başaracak irade ve donanıma sahibiz. Güzel günler Eskişehir'i bekliyor. Sadece illüzyonun yapıldığı bir şehirden hem ticari, hem iktisadi hem de sosyal ileriye götürecek projelerle karşınıza çıkacağız' demiş…

***

Anlaşılan o ki,
AKP adayları seçim propagandalarını yine geçmişteki seçimlerde olduğu gibi, Eskişehir'de yapılanları kötülemek üzerine kuracaklar…
Burhan Sakallı,
Eskişehir'in kapasitesinin yüzde 75'inin atıl durumda olduğunu, kullanılmadığını, harekete geçirilmediğini belirtiyor ve bunu kendisinin harekete geçireceğini anlatıyor…
Benim aklıma şu geliyor;
Eğer Eskişehir kapasitesinin yüzde 25'i ile bu işleri başardıysa, kalan yüzde 75'i ile bunun gibi 3 tane daha Eskişehir ortaya çıkar…
Sakallı bunu vaat ediyor…
O yüzdendir ki,
Sakallı'nın söylediği bu sözün sosyolojik açıdan nasıl bir karşılığı var, bilemiyorum…
Çünkü hiçbir şehir, böyle bir kapasiteyi saklayamaz, atıl durumda tutamaz…
Bu, hem insanın hem de eşyanın doğasına aykırı bir şeydir…
Tutamazsınız, tutmaya kalksanız bile patlar…
Volkan Doğan,
Ödenen kaldırım ve yol katılım paylarını göreve gelince iade edeceklerini vaat etmesinin ardından bu sefer de, Odunpazarı'nın çeşitli mahallelerinde kat artırımı yapacaklarını söylemiş…
Bu yazının başlığı bu vaat üzerine 'Eyvah eyvah…' oldu…
Çünkü Volkan Doğan'ın bu sözleri, bu yönde beklentisi olan mahalleler için şirinmiş gibi görülebilir ancak, bir belediye başkan adayının şehrine ya da ilçesine yapacağı en büyük kötülüklerden biridir…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bile,
'Şehirlerimiz artık diklemesine değil, yatay olarak büyüyecek' dediği bir dönemde, kat artırımından söz ediyor.
Üstelik TOKİ'nin Karapınar'a yapıp Eskişehir'e armağan(!) ettiği beton yığınları orta yerde dururken…
İstanbul'un siluetini yok eden de aynı zihniyet değil mi?
Volkan Doğan,
Popüler ve belediye açısından yapılabilmesinin ne kadar mümkün olduğunu kestiremediğimiz vaatlerle (Katılım paylarının geri ödenmesi) girişti işe…
Sanırım böyle de gidecek…
Hasan Tuç,
'Yirmi yıl sadece Eskişehir'de survivor vardı' dedi…
Survivor İngilizce bir kelime ve Türkçe karşılığı 'hayatta kalan' demek…
Demek ki Hasan Tuç'a göre,
20 yıl boyunca Eskişehir'de insanlar yalnızca hayatta kalmak için mücadele etmişler…
Hasan Tuç,
Televizyonun popüler yarışma programı 'Survivor' üzerinden Eskişehir'e bir bakış sunarken, bunu, Eskişehir'e yapılanları küçümsemek için yaptığı o kadar açık ki…
Devam ediyor Tuç,
'Başka bir şey yapılmadı.
Bunu engelleme adına biz talip olduk.
Bunu başaracak irade ve donanıma sahibiz'…
Yani, Eskişehir'de 'survivor' dışında bir şey yapılmamış…
(Bu cümleyi Türkçeye tam olarak çevirecek sözlük bulamadım…)
Peki diğer taraftan 'bunu engellemek adına talip olduk…' ne demek?
Hasan Tuç, 'Hayatta kalmayı mı engellemek için seçime giriyor?'
(Bu cümleyi de mantıklı bir sistematik içine yerleştiremiyorum…)
Eskişehir'de yalnızca 'illüzyon' yapıldığına gelirsek…
İllüzyon da Fransızca bir kelime…
Türkçeye de girmiş olmasına karşın, 'yanılsama, aldatmaca amacıyla yapılan' anlamına geliyor…
Hasan Tuç gücenmezse eğer küçük bir öneride bulunmak istiyorum…
Survivor, illüzyon gibi kelimeleri Türkçe cümleler içine entegre etmek bazı ortamlarda şık olabilir ama seçmene hitap ederken ya da mesaj verirken kullanılması sakıncalı olabilir…
En azından amaç hasıl olmayabilir…

***

Neyse,
Sonuçta AKP adına seçim yarışı başladı…
Bu yarışa MHP'yi de dahil etmeliyiz…
CHP'nin adayları belli olmasına karşın İYİ Parti'yi hala bekliyoruz…
O cenahta da İYİ Parti adayları tam anlamıyla belli olduktan sonra gerçek yarış başlayacak…
Yoksa başlamayacak mı?
Yoksa yarış çoktan bitmiş mi olacak?
Binali Yıldırım'ın sözleriyle bitirelim;
'Sorunu olmayan ölülerle delilerdir.
Yaşayan herkesin sorunu vardır…'
Şehirlerin de…