Yumru köklü, lezzetli, faydalı, kalorisi düşük, fonksiyonel bir gıda olarak da adlandırılan, ancak beslenmede çok az kullanılan bir gıdadır. Yüzyıllardır geleneksel tıpta kullanılan kırmızı pancar, gıda renklendiricisi ve kozmetiklere hammadde olarak kullanılmaktadır. Eskiden tazesi, turşusu, salatası daha çok yapılırken, faydalarının anlaşılmasından beri çorba ve mor havuçla birlikte şalgam suyu, sebze yemeği, kavurma ve zeytinyağlı yemeği gibi farklı şekillerde tüketimi artmıştır. 100 gramı sadece 43 kalori olan kırmızı pancar betalain, polifenoller, karotenoidler, flavanoidler, saponinler, vitaminler, mineraller ve askorbik asit yönünden doğal kaynak olması yanında, karbonhidrat, şeker, A, B (B2, B3, B5, B6, B8, B9), C ve P vitaminleri ile demir, fosfor, manganez, magnezyum, potasyum, çinko minerallerini de barındırmaktadır.
Vücudun temel besin öğesini karşılamanın ötesinde, insanın fizyolojisi ve metabolik fonksiyonlara ilave faydalar sağlayan, hastalıklardan korunma ve sağlıklı yaşama katkı veren bir gıda olduğunun anlaşılması ile tüketimi giderek artmıştır. Kırmızı pancar biyoaktif (sağlığa olumlu etkileri bulunan metabolit) bileşen olan betalainin kaynağıdır. Betalain içeriği 100 gram taze ağırlıkta 380 mg'dır. Bu madde gıda endüstrisinde yoğurt, puding, şerbet, süt ve fırıncılık ürünlerinde kırımızı renk kaynağı yani doğal renk maddesi olarak kullanılmaktadır. Bu pigmentin yani kırmızı rengin miktarı, büyüme mevsimi boyunca olan sıcaklık ile toprak verimliliği, toprak nemi, sulama ve hasat zamanından etkilenmektedir. Betalain, azot içeren ve suda çözünebilen, şeker olarak glukoz içeren bir pigmenttir. Pancarın kabuğunda daha fazla bulunmaktadır. Et, yumurta, balık ve tahıllarla aldığımız bir amino asit olan methioninden, homosistein ve sonra glutatyona (antioksidana) dönüşen bir ara madde olan homosistein seviyesini düşüren betain, kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Bunun yanında kırmızı pancar, sahip olduğu B2, B6, folik asit(B9) vitaminleri ve potasyum, magnezyum mineralleri ile kalp-damar sağlığına daha bir katkı yapmaktadır. Betalain tarafından vücuda sağlanan hidrokrolik asit B12, kalsiyum ve demir emilimi için gereklidir. Azot içeren antosiyanin olarak tanımlanan betainlerin, cilt, akciğer, kolon kanseri hücrelerinin çoğalmasını önleyerek kanser gelişimini yavaşlattığı, bağışıklık sistemi, böbrek ve karaciğer korunmasını uyaran fitokimyasal salgılattığı bildirilmektedir. Betain, B vitaminleri, demir mineralleri ve antioksidanlar sayesinde karaciğerdeki zehirli atıkların vücuttan dışarıya atılmasına katkı yapar ve yağlanmayı giderip karaciğere fayda sağlar.
Kırmızı pancar, içerdiği likopen ve C vitamini ile de karaciğerin dostu bir besindir. Sedef, egzama, ürtiker, kurdeşen ve kaşıntının önlenmesinde önemlidir. Betain iyi bir sindirim sistemi için gerekli olan asit seviyesini düzenleyebilmekte ve midede proteinlerin parçalanması için hidroklorik asit üreterek sindirime katkıda bulunmaktadır. Pancardaki nitratın vücutta nitrit okside dönüşmesi sayesinde beyne giden kan akışını artırarak bilinç fonksiyonunun iyi bir şekilde yürütülmesine yardımcı olmaktadır. Nitrit oksit kalp hariç diğer iç organlarda olan düz kasları ve damarları gevşeterek rahatlatmakta, kan dolaşımını iyileştirmekte, kan basıncını (tansiyonu) düşürmektedir. Nitrat deposu olduğu için kaslara enerji yüklemekte, kas kuvvetini artırmaktadır. Spor yapanlarda kapasiteyi artırdığı, zorlanmayı azalttığı ve yorulma süresini uzattığı gözlemlenmiştir. Vücutta kanın oksijen taşımasını %400 artırdığı için, spordan 2-3 saat önce kereviz, havuç, elma gibi sebze ve meyvelerle karıştırılarak tüketilmelidir. Saf içilmesi, ses tellerine ve karaciğere zarar verebilmektedir. Betain hücre içi su dengesini sağlayıp, keratin sentezine katılmakta ve kas gelişimini güçlendirmektedir. İltihaplanmayı azalttığı, yağların oluşturduğu serbest radikallere bağlı zararları önlediği, kan ve lenf dokularının performansını artırmada etkili olduğu belirlenmiştir.
İçerdiği yüksek miktardaki demir ve folik asitle kansızlığı önlerken, hamile kadınların karnındaki bebeğin omurgasının oluşumuna yardımcı olduğundan 3. aydan sonra az miktarlarda ve düzenli tüketilmesinin faydalı olabileceği belirtilmektedir. Kırmızı pancarın yapraklarında göz sağlığı ve akciğer kanserine karşı koruma için gerekli olan iki karoten olan lutein ve zeaksantin bulunmaktadır. Kırmızı pancar, C vitamini ile ve içeriğindeki diğer bileşenlerden dolayı virüs, bakteri, mantar oluşumunu engellemekte ve vücuda kolajen sağlamaktadır. Kırmızı pancar kalsiyumun etkili kullanılması için önemli bir bileşen olan silis ile doludur. Bu hariç, kemik sağlığını destekleyen diğer mineralleri de bünyesinde bulundurmaktadır. Posa ve içerdiği pek çok madde ile kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik sorununu gidererek bağırsak sağlığına karşı koruyucu olmaktadır. Vücuda faydaları yeni yeni keşfedilmeye başlayan, az tercih edilen ve özellikle fazla tüketilmesi sakıncalı olan bir besindir. Alırken sert, pürüzsüz ve koyu renkli, küçük ve orta boydakiler seçilmeli, saklanırken poşete konup havası alınarak saklanmalıdır. Kullanırken de soğuk suda yıkanmalı, üst kabuğu zedelenmemelidir.
Besin değeri yüksek olduğu için haftada iki kez azar azar salata içinde veya turşuda çiğ olarak tüketilmeli, suyu içilecekse başka sebze ve meyvelerle karışım yapılması, pişirilirken 15 dakikadan az ve buharda pişirilmesi önemlidir. Tuz, rengini yok edeceği için piştikten sonra eklenmesi uygun olacaktır. 50 yaşından sonra vücutta betain üretimi azalacağı için beslenmeye dahil edilmesi iyi olacak bir gıdadır. Bu sebze tüketilince büyük ve küçük abdestin renginin kırmızı veya pembe olacağı, fazla tüketilirse böbrek ve karaciğerde hasara neden olacağı belirtilmektedir. Bu sebzenin oksalat içeriği yüksek olduğu için böbrek taşı olan hastaların az tüketmeleri önerilmektedir. Şeker içerdiği için kan şekerinde dalgalanmaya neden olacağı da unutulmamalıdır.