Bekliyoruz. Beklemeye zamanımız her zaman var nasılsa. Beklendiğimiz her yoldan bihaber kendi uzak hedeflerimizin arka bahçesinde bekliyoruz. Bir kalem uzansa defterimize ve şiir ekilse soluğumuza, derin bir oh çeksek. Korkmasak ölümden bile.Metin Celal, şiirin tüm gücünü taşıyor kaleminde. Karış karış geziyor göğün bize kalan her yerini. Soruyor. Sormayı seviyor. Susmuyor. Bazen yorgun olan düşlem elçimize dokunup 'Kalk' diyor; sessizce çığlığını bırakıyor yağmurlarla üzerimize. Mutlanıyoruz. Üstada Eskişehir'den sevgi ve selamlar gönderiyorum.

Metin Celal
1961'de Ankara'da doğdu. ODTÜ Petrol Mühendisliği Bölümü'nde ve İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda öğrenim gördü. Çeşitli yayınevlerinde ve dergilerde redaktörlük ve yazıişleri müdürlüğü yaptı. İmge/Ayrım (1984), Yeryüzü Konukları (1984) Poetika (1985), Fanatik (1989) ve Sombahar (1990-1996) şiir ve edebiyat dergilerinin yazı kurullarında yer aldı. Özgür Edebiyat dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı (2007-2013). Halen Parantez Yayınları'nın yöneticisidir.
Eserleri:
Şiir: Adım Ölüm (1986), Kendi Kendini Tatmin (1989), Konformist (1993), Küçük Hayat Bağları (1999), Herkes Kendine Yabancı (Toplu Şiirler, 1999, 2011)
Roman: Ne Güzel Çocuklardık Biz (Roman, 2000), Gitmek Zamanı (2003), Seni Sevdiğimi Biliyorsun (2005), Fazladan Bir Hayat (2010).
Eleştiri: Yeni Türk Şiiri (1999), Şiir Ustalardan Öğrenilir (2007)

hayat bağları

isimlerin tedavülden kalktığı yere gidiyorduk
geçmişten ve şimdiki zamandan herkesle
yetersiz kalınan durumlarda
gerçeği biraz süsleriz diye

hissedilmişti birbirimize yakınlığımız
bir sümbül boy vermişti
ölüleri anma gününde
kimi arayacağımızı
biliyorduk

alışkanlıklarımızdı bizi gemleyen
günlük ilişkiler, alış verişler
susmalıydık sorulduğunda
bizim olmayan hayatımızdan söz edemezdik

soğumaya terk edilmişti anılar
resimlerde bile ayırmışlardı bizi
paylaşamazdık mutlu anlarınızı
anlatılacak dertlerde vardı
her zaman orada ve dinlenmeye hazır


Temmuz 1991
………

RAHMİ EMEÇ

'Gece gri tonlar halinde ilerlerken, el ayak eviçlerine çekildiğinde, bir süre sofra başında ince mutluluklarını tanımlamaya çıkacak insanlar. Sonra, sabah vardiyasının uykuya yatan insanları, birer ikişer gökyüzünden çekilen yıldızlar gibi kapatacak gözlerini. Çünkü artık, gece, grilikleri geçerek bütün kimliğiyle hissedilir olduğundan, kulübelerin ağır uykusunun yerini, sarayların ışıltılı varsıllığı alacak. Bizler, yaşamın ne varsa suretini yaşamaktan hep yorgun, onlar aslını astarını eskitmekten kibirli durmaktalar.'

-Uzak İnsanın İçindedir kitabından-

………

ESKİŞEHİR SANAT HABERLERİ

* Neolotik çağdan buyana kullanıldığı bilinen ve özellikle de Eskişehir ve civarında kurulan medeniyetlere ait olduğu söylenilen Panfülüt'ün ezgileri Gheorghe Zamfir, Eskişehirlilere unutulmaz bir konser verdi.Gheorghe Zamfir'in Eskişehir'e konser için gelmesi kadar diğer sevindirici bir olay ise, kendisine Eskişehirli sanatçı Aydın Yavaş'ın mükemmel bir performansla eşlik etmesi oldu.

* 7'ncisi düzenlenen Eskişehir Şiir Buluşması Tepebaşı Belediyes'nin büyük özverisi ve sanatseverliği ile yine harika bir şekilde gerçekleşti. Başkan Ahmet Ataç'a ve ekibine teşekkürler.

* Eskişehir Kent Konseyi Kültür Sanat Çalışma Grubu'nun Büyükşehir Belediyesi ve Milli Egitim Müdürlüğü​ ile birlikte düzenlediği Liselerarası Tiyatro Şenliği gösterimleri harika bir şekilde gerçekleşti. 21 Mayıs'ta ise üstat Nejat​ Uygur anısına gerçekleşecek ödül töreni Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi'nde saat 18.00'de yapılacak.

……….

BİR ŞAİR - ÖMER ASAF TOSUN

FANTEZİ


kuyruğu telaşlı bir balık
sorma diyor, hangi sulardan geldiğimi
avcılara yenildim bir akşam vakti
ay kurudu gökyüzünde
illa ki kırmızı
illa ki serap...

dinle kirpiği yaşlı balık
ışıkları kapatalım mı, kapatalım kime ne?
baş başa kalmalıyız bu gece
senin aklında
çerçeveye sığmaz çırpınışlar adamakıllı
benim sayvanımda dağılmış felsefe okulu
illa ki kırmızı
illa ki şarap...

şimdi sana ne kadar fazla anlatsam az
ne kadar az konuşsam fazla
kül tablasında yarılanmış duman arsızı
elimde altamira'dan kalma ezim üzüm sızı
illa ki serap
illa ki şarap…
……..