7 Haziran'da muhalefete düşme riskini gören iktidar, patlayan bombalar, dökülen kanlar ve bir mızıkçının etkisiyle seçimi yenilemişti.
O günden bu yana neler yaşadık neler!
FETÖ belasının kanlı yüzünü, kime karşı çıkarıldığı unutulan OHAL'i, her muhalif sesin, FETÖ'cülükle suçlanışını, antidemokratik başkanlığa geçiş referandumunu gördük.
Otoriter rejimin inşasını her gün izlerken, yapılanlara meşruiyet kazandırabilmek için,
Gözlerin 2019'a çevrildiğini gördük.

***

Referandumdan hemen sonra, parti başkanı olmayla başlayan süreçte,
Yapılan açılış ve toplantı bahaneli konuşmalarda, hemen her gün sürekli seçim propagandalarına tanık oluyoruz.
'İki yıl süren seçim propaganda süreci mi olur?' diye düşünüyor insan.
Bu tavrın bir 'esbabı mucibesi' olmalı, değil mi?
Dikkat!
'Havada erken seçim kokusu var!'

***

Adil seçimmiş, özgür iradenin oyuymuş, çağdaş demokrasiymiş…
İktidarın böyle şeyleri iplediği yok! Varsa yoksa seçim kazanmak.
Hazır OHAL sopasıyla 'yargı' hizaya çekilmişken,
Garip bir uygulamayla 'yürütme' tek ele geçirilmişken…
Geriye bir tek 'yasama' kaldı. (ki seçimden sonra 'biat meclisi' olarak görevini ifa edecektir.)
Tek engel muhalefet. Devlet gücüyle sindirerek, bugüne kadar iyi kullanılmış seçim kazanma taktikleri devreye sokulunca muhalefet de tamam olur; sonrasında;
Güle güle çağdaş demokrasi!

***

'2019'da ne olur?'
En çok sorulan soru bu. Şimdiden olayların nereye evrileceğini bilmek zor. Köprünün altından çok su akacaktır daha.
Anladığım kadarıyla iktidarın hedefinde, demokrasinin kalan son kalesi, tek muhalif parti CHP var.
HDP'nin defteri dürüldü. Ülkücü camianın büyük çoğunluğu direniyor olsa da, MHP yönetimi tamam. İYİ Parti, Bahçeli'ye havale. Beceremezse iktidar gücü devreye girmeye hazır.
Ah şu dik kafa Kılıçdaroğlu; bir de o olmasa!
CHP'liler belgeydi melgeydi ayaklarına, her gün bir şeyler ortaya döküyorlar. İnsan hakları, yolsuzluk, hukuksuzluk diyorlar. Dur, dur! Onlara da sıra gelecek; onların da defterleri dürüldüğü zaman görürsünüz. (!)
'Yargı/yürütme/yasama'nın tek ele alındığı, tek adamın diline/aklına emanet, denetimsiz,
Otoriter bir rejime hoş geldin demeye hazır olun.
'Muhalefet de neymiş!'

***

Tam da bu ortamda 'AKP sandıktan çıkamazsa ne olur?' sorusu göz ardı edilemez. Bir kere, müthiş bir 'değişimin başlangıcı' olur. Ancak, insanın aklına şu da takılıyor:
'Acaba demokratik bir şekilde iktidarı bırakırlar mı?'
İşte bundan şüpheliyim!
2019'da 17 yılını dolduracak iktidar; yolsuzlukların, hukuksuzlukların, haksızlıkların hesabının sorulacağını bilmiyor mu? Tabii ki biliyor.
Eeee! Eğitimli kediler, oy kaçaklarını önleyici rant tıkaçları, YSK'nin ikmal güçleri devreye sokulmak üzere hazır bekliyor;
'Ya İslam'a oy verirsin, ya vatan hainlerine' propagandası da var;
Otoriter rejimlerin besin kaynağı olan 'düşman ülke'yi bulmak da kolay!
Sonu iç savaşa gidecek olsa bile, her şeyi göze alarak direneceklerdir.
Yine de olmazsa, seçim 'kumpas', muhalefet de 'vatan haini' ilan edilecektir.

***

'Haklıyız, öyleyse kazanırız!' safdilliği, seçim kazanmaya yetmez birader!
Çalışmak gerek!
Benimki tahmin. İnşallah yanılırım; aklını başına al;
Görünen köy kılavuz istemez!