Sevgili okurlar;
İnsanların yaşamlarında toplumsal hayat önemli bir yer tutar. Hz. Adem'in iki oğlu Habil ve Kabil dünya yüzünde sadece 2 kişi iken Kabil'e dünya dar gelmiş ve bu dünya ikimize çok küçük diye ağabeyi Habil'i dünya yüzünden silmeye, kaybetmeye karar vermiş ve uzun bir hadise olmasına karşın kısaca sonunda Kabil Habil'i öldürmüştü.
Bizler onlara bakarak veya bir İstanbul'a bakarak şehrimizde daha şanslıyız. Zira toplumlar o kadar kalabalıklaşmış ki insanlar yürürken bile birbirlerini adeta eziyorlar. İşte sorun da burada başlıyor.
İslam dinine göre; kadın ve erkeğin (haram olan) birbirlerine teması (dokunması) dinen haramdır. Bir rivayete göre Cenab-ı Peygamberimiz Sahabe-i Kiram ile toplantı halinde iken 'Ey ümmeti eshabım, öyle bir zaman gelecek ki günahkar olmayan tek kişi kalmayacak' buyurdular. Ve dediler ki: Ey Allah'ın Resulü o zaman erişmekten Allah'a sığınırız. İşte bunu düşünerek, gerek çarşı-pazarda gerekse topluma açık araçlarda ister-istemez biz kendimizi korumaya çalışsak da, sakınsak da mutlaka –bayan ise- erkekle, -erkek ise- yabancı bir bayanla zaruretten dolayı çok zorlanarak birbirimize bedenen dokunmak zorunda kalıyoruz. Burada Müslüman bir erkeğe yakışan yanınızdaki sanki kendi ailemizden biri imiş gibi onu korumak ve kollamaktır. Onu korumak ise mümkün olduğu kadar ondan uzak kalmaktır. Bu yazımıza konu olan olay ise okuyucularımızdan aldığımız maillerde, toplu taşıma araçlarında kadın ve erkeklerin birbirlerine istemeyerek de olsa yakın durmalarından dolayı günaha girip girmediği konusunda İslam görüşünün ne olduğunu bilmek istediğini göndermesi bende Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu'na mail atarak durumu sordum. Oradan gelen cevaba göre kasıt olmadığı sürece zaruretten olan toplu taşıma araçlarındaki sıkışıklıktan doğan temaslarda gerek kadına gerekse erkeğe maalesef mesuliyet geldiği ve sakıncalı olduğu yönünde; Bilerek günah işlemek istemeyen insanlar bile bu yakın temastan vebal altına giriyorlar. Bu durulardan mümkün olduğunca kendimizi korumamız gerekir. İşte o zaman İslam dininin ciddiyeti de ortaya çıkmış olur.