Köpeklerin insanlarla yüzyıllar öncesinden günümüze kadar olan dostluğu herkes tarafından bilinir. Bazıları kitaplara, bazıları filmlere konu olmuştur. Hachico'da filmlere ve kitaplara konu olan o kahramanlardan bir tanesi, filmi izlerken duygu dolu anlar yaşadım. Küçük yaşlardan itibaren köpek dostlarımla bir arada yaşayıp, onların sevgilerinin derinliğine, bizzat şahit olmamdan olsa gerek.
Birgün Tokyo'ya giderseniz Shibuya Tren İstasyonu'nun girişinde Hachiko'nun heykeli ile karşılaşabilirsiniz. Yada Tokyo Ulusal Bilimler Müzesi'nde. Aslında karşılaşacağınız heykelden çok sadakat ve sevgidir.
Film Hachiko ve sahibi Profesör Ueno'nun hikayesini anlatıyor. Profesör Hachiko'yu bebekken sahipleniyor. Hachiko sahibine, her sabah tren istasyonuna kadar eşlik ediyor.
Her akşamda tren istasyonuna gidip, sahibinin kapıdan çıkmasını bekliyor ve birlikte eve dönüyorlar.
Hachico'yu, zamanla tren istasyonunun çevresindeki bütün esnaflar tanımaya başlıyorlar. Bu sağlam dostluğa hayranlık duyuyorlar.
Yine bir gün Hachiko tren istasyonunda sahibini karşılamaya gider. Fakat profesör kapıdan çıkmaz. Hachiko gözünü kırpmadan, profesörün gelmesini bekler. Bu bekleyiş tam tamına on yıl sürmüştür. On yıl boyunca Hachiko tren istasyonunda sahibini bekler. Sahibinin kalp krizi geçirip öldüğünü, ölümün ne olduğunu bilmeden ümitle bekler.
Hachiko'nun bekleyişi, yaşlanarak ölümü ile son bulmuştur.
Hachiko sevgi ve sadakatin timsali olmuştur.
Film'den bazı alıntılar;
'Nasıl hissettiğini anlıyorum. Onu beklemek istiyorsun, değimi?'
'Artık onu beklemene gerek yok, geri gelmeyecek'
'Seni sevdiğimizi biliyorsun Hachi. Burada bizimle kalmanı istiyoruz. Ama gitmen gerekiyorsa, o da olur.'
'Sonraki tren gelene kadar seninle bekleyebilir miyim?'
'Büyükbabamı hiç hatırlamıyorum, ben çok küçükken öldü. Ama o ve Hachi hakkında çok şey duydum, sanırım onu tanıyabiliyorum. Onlardan değer vermeyi ve sadakati öğrendim, sevdiklerimi asla unutmamayı. Kısacası Hachi sonsuza kadar benim kahramanım.'