Papaz Efendinin, memleketinde acil bir işi çıkıyor; izin alıp memleketine gidecek.
Gerekli yazışmalar, başvurular, mazeret bildirmeler…
Verilen cevap:
'Kilisenin kapalı olması düşünülemez. Yerinize; pazar ayinini yönetecek, halkın dini konulardaki sorularına cevap verecek, günah çıkartacak birini bulmanız şartıyla…'

***

Papaz ne yapacağını şaşırıyor.
Cemaatten birini bıraksa yerine…
Cemaatin kendine olan güveni sarsılır.
Bu işi kendilerinin de kolayca yapabileceklerini düşünürler.
Böyle olunca da kendisine gösterilen itibarın sarsılacağını düşünüyor.
Cemaatin tanımadığı birini bulmaya karar veriyor.
Çarşı pazar dolaşırken…
Gözüne kestirdiği birinin koluna girip anlatıyor:
'Böyleyken böyle…'
'Hizmetlerin karşılıksız kalmayacak, benim yokluğumda kiliseye yapılan bağışlar senin olacak,' diye de ekliyor.

***

Yerine bırakacağı adama, yapması gerekenleri öğretiyor.
Sıra, nasıl günah çıkartacağına geliyor.
'Şimdi hem senin günahını çıkaracağım hem de sana nasıl günah çıkarılacağını öğreteceğim,' diyor.
Paravanın arkasına geçiyor.
'Sen benim durduğum yerde durursun. Günah çıkartacak kişi de senin olduğun yerden günahını anlatır sana. Şimdi anlat bakalım bana günahını.'
'Papaz efendi, ben bugün sizinle karşılaşmadan önce bir at çaldım!'
'Ne!'
'Papaz Efendi şaşıracak bir şey yok, ben at hırsızıyım!'
Kiliseyi bir at hırsızına teslim etmek?
Bu saatten sonra yapacak bir şey yok, diye düşünüyor Papaz Efendi.
Devam ediyor günah çıkarmaya.
'Kaç kez işledin bu günahı evladım?'
'Aşağı yukarı beş kez...'
'Tanrı affeder evladım. Yanındaki bağış kutusuna her bir günahın için yirmi dolar koy ve Tanrı'dan af dile.'
'Papaz Efendi yüz dolar yapar bu, biraz fazla değil mi benim gibi doğru düzgün işi olmayan biri için?'
'Evet, biraz fazla ama senin de günahın fazla.'

***

Bugün yarın derken günler geçip gidiyor. Kimsenin kiliseye bağış yaptığı da yok…
Sonunda bir kadın geliyor, günah çıkartmaya.
Eski at hırsızı, yeni papaz paravanın arkasına geçiyor.
'Günahını anlat bana evladım,' diyor.
'Papaz Efendi ben kocamı aldattım. Komşunun genç oğluyla yattım.'
'Kaç kez yaptın bunu?'
Kadın şaşırıyor Papazın bu sorusu karşısında.
'Sadece bir kez Papaz Efendi!'
Papaz düşünüyor.
Yirmi dolar…
Kendisi bile yüz dolar bağışlamıştı kiliseye.
Günlerden sonra günah çıkarmaya gelen tek kişi de bu kadındı.
Seksen dolar içeride!
Kadına,
'Tanrı affeder ama sen şimdi git, şu çocukla dört kez daha yatıp öyle gel!' diyor.

***

Bizim de İlahiyatçı Profesörlerden birine, bir televizyon programında, internet fenomeni olduğunu söyleyen biri;
'Hocam,' diyor, 'bana da internette, takipçilerim dini konularda sorular soruyor. Sizin kadar bilgim olmasa da bu soruları cevaplamaya çalışıyorum. O sorulardan birini size sormak istiyorum. Soru şöyle: Camiye dolarla bağış yaparsak, dolar yükseldikçe sevabımız da yükselir mi?'
İlahiyatçı Profesörün soruya verdiği yanıt şu:
'Evet yükselir. Dolar yükseldikçe sevap da artar. Zira camiye yapılan bağış Allahuteala'ya yapılmış demektir. Ne kadar çok bağış yapılırsa o kadar çok sevap kazanılır.'
İnsanlar şaşkınlık içinde kaldı İlahiyatçı Profesörün bu cevabı karşısında.
Her şeyin hesap kitap olduğu bir dünyada, bu cevaba şaşırmaya gerek yok aslında.