Sevgili okurlar,
Geçtiğimiz hafta sonu: Türkiye genelinde 86 bin üyesi olan diyanet-sen sendikasının Eskişehir şubesinin genişletilmiş il divan toplantısı öğretmenlerinde, sabah kahvaltısı ile üyelerine, ve dışarıdan gelenlere açık olarak yapıldı.
Toplantıya Ankara'dan 2 genel başkan yardımcısı ve bazı illerden gelen il temsilcileri de katıldı.
Genel başkan yardımcısı Ankara'daki durumları, üyelerine aktardı.
En önemli konu ise; özellikle benim sormak için katıldığım ve yüzbinlerce memurdan sadece belli kesimlere uygulanmak istenen 3600 ek gösterge konusu idi.
Devlet büyüklerini kim yönlendiriyor bilemeyiz ama, hemşire, polis, imam, devlet memuru da, maliyede, kara yollarında, TCDD'de çalışanlar, sanki şirket elemanı idi?
Konuşma yapan diyanet-sen, başkan yardımcısı, bu konunun gündeminde olduğunu, ve üyesi oldukları memur-sen konfederasyonunun da talep edildiğini, bu konudaki toplantılara, bizzat kendisinin de katıldığını, devletin en üst kademesinde, takip edildiğini söyledi. Esasında, bu 3600 gösterge şayet çıkmış olsa bile, büyük bir ihtimalle, anayasa mahkemesinden dönmesine kuvvetle, muhtemel, çünkü Türkiye' deki tüm memurlar T.C devletinin memurudur. Ayrım yapılması, Allah katında ve vicdan katında kabul görmesi de mümkün değil. Şehrimizde, bir mahallede, bir parti mensubu, bir toplantı yaptığında, basını davet ederken 2 genel başkan yardımcısının katıldığı bir toplantıya hiçbir gazetecinin davet edilmemesi biraz tuhaf oldu. Genel başkan yardımcısı çok önemli açıklamalarda bulundu. Kamuoyunu ilgilendiren ve merak konusu, güncel konuları sendikanın en üst yetkilisi olarak dinleyenlere anlattı...
Satırlarımız el verseydi, bunları sizlerle paylaşmak isterdim. Diyanet-Sen il temsilcisi arkadaşımızın gazetecilerden ve basından çekinmesini gerektirecek hiçbir neden de yok, çünkü, dinimiz ve diyanetimiz bir kesimin değil, tüm T.C vatandaşlarınındır. Bende orada toplantı olacağını, öğretmen evinin giriş kapısındaki ilanda öğrendim, ve 1 bardak çayı nasip oldu, helal etsinler.