Bu yazıyı kaleme almak için yönetimin basın açıklamasını bekledim. Çünkü baklavayı kapıp gelenler, belki de sadece baklava ile kalmamıştır diyerek, bir umut ışığı içinde bekledim. Ama maalesef umduğumuzu bulamadık. O nedenle yönetimin basın açıklaması olsa da olur, olmasa da olur kıvamındaydı. Doyurucu, tatmin edici bir şey duyamadık. Değinilmesine gerek olmayan şeylerde vardı. Tabi burada yönetimi suçlamıyoruz. Elimizdeki şartlar maalesef bu kadarına yetiyor. Fakat bu enkaz sevdiğimiz, değer verdiğimiz, oralarda görmeyi arzu ettiğimiz bu arkadaşlarımızın üzerinde kalır. Üzüldüğümüz nokta bu olur.
Gönül isterdi ki elimizde olan hiçbir futbolcuyu kaybetmeyelim. Zaten son yıllarda sürekli kaybediyoruz. İşin kötü tarafı da kaybettiklerimizden para da kazanamıyoruz. Jesse Sekidika için 83.000 Euro'yu denkleştirip, para kazanabileceğimiz futbolcumuzu dahi elimizde tutamadık. Sonra bahanemiz hazır, futbolcu serbest kalma hakkını kullandı. Peki bu hakkı nasıl kazandı onu hiç sormuyoruz. Oysa yeni yönetimi bekleyen Jesse'ye ödeme zamanın da yapılabilseydi, bugün futbolcumuz serbest kalmaz, pazarlık gücümüz olurdu.
Geçen yıl Cemali Sertel hamlesi ile transferi açmıştık. Bu sene de Jesse'nin parası ile ihtar çekenlerin ödemeleri ile takımı belki koruyabilirdik. Marko Milinkoviç ödeme planımızı kabul etmedi deniliyor. Ama elimizde tutmak istiyorsak, onun istediği ödeme planına uymalıydık. Uzun lafın kısası, yönetim devre arası sıkıntılarını maalesef beklentilerimizin uzağında geçiriyor. Sorunun para olduğunu hepimiz biliyoruz. Şehirden destek gelmediğini de biliyoruz. Ama kaz gelecek yerden tavuğun esirgenmeyeceğini de bilmemiz gerekiyor.
Şimdiye kadar hep yönetimlerin vardır bir bildikleri diye diye, yolun sonuna kadar geldik. Artık deniz bitti, kara göründü. Bunlar geçmiş yıllarda hesapsız harcama yapanlar ve bunlara susanların getirdiği noktadır. Bu ülkede hesapsız para harcamanın bedelini ödeyen kulüplerin en başında biz vardık. 1995-96 yılında Bir Yılmaz Vural'ın harcattığı paralar ile 12 yıl alt liglerde sürünmüştük. O zor günlerden nasıl çıktığımızı Allah biliyor. İşte o günleri yaşayanların, bu kulübü yönetirken harcanan bir kuruşu dahi hesap ederek harcaması gerekiyordu. 'Geçmişten ders alamayan hiç bir kurum, geleceğini inşa edemez' İşte o günlerin yöneticileri geçmişten ders alamamış ki, aynı şeyleri tekrar yaşıyoruz. Resmen ibretlik bir durum. Sakın hiç kimse bize borç batağına sürükleyenleri aklamaya çalışmasın. Gün gelir bu enkazın altında herkes kalabilir.
Lafı çok uzatmaya gerek yok. Takımı tutamıyorsak, hedefi açık koyalım. Bunu bilirsek yola çıktıklarımızı da seçmiş oluruz. Yoksa çürük elmalarla bu yolun sonu gelmez. İyi günler için ES ES'li olmadık. Bu yaştan sonra da sevdayı terk edecek değiliz. O zaman yapılacak iş bellidir. 'Beyler soyunun yeniden başlıyoruz' diyerek süngülerimizi takıp savaşa katılmak.