Hayatında hiç CHP'ye oy vermemiş bir eğitimci dostum aradı. 8 Kasım'da Görünüm'de kaleme aldığım 'Okul Bahçesinde Öğretmene Dayak' başlıklı yazımla ilgili saptamalarda bulundu. Yetiştirme Yurdunda yetiştikten sonra üniversiteyi bitirip Din Kültürü Ahlak Bilgisi Öğretmeni olan Mehmet Akkurt'un Hızırbey İmam Hatip Ortaokulu'nda okul müdürü ve servisçiler tarafından feci şekilde dövülmüştü. Akkurt, yetiştirme yurdunda kalan bir öğrenciyi kayıt ettirmek istediği için yumruk ve tekmelere maruz kalmıştı. Eğitimci dostum bu olayla ilgili olarak; 'AK Parti iktidarında bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi hem de İmam Hatip Ortaokulu'nda okul müdürü ve servisçiler tarafından dövülüyor. Ya bu olay CHP iktidarında yaşanmış olsaydı ne olurdu? Bu olayı bugün basit bir itişme olarak gösterip, okul müdürünü skandal olaydan sıyırmaya çalışanlar o zaman ne yaparlardı? Okul müdürünü linç ederlerdir. 'İşte Cehape zihniyeti' diye ortalığı yangın yerine çevirirlerdi. Yaşanan bu olayın sorumlusu olan okul müdürü Eğitim Bir-Sen'in eski yöneticisi değil de Türk Eğitim-Senli, Eğitim-Senli olsaydı çoktan dinsiz, din düşmanı ilan edilmişti. Okulun güvenlik kamerasında yaşanan saldırı olayı apaçık tüm çıplaklığıyla ortadayken, bugün yaşananları görmezden gelmek isteyenler iktidar CHP olsaydı bu görüntüleri tüm yandaş kanallarında saatlerce gösterirdi' dedi. Victor Hugo ne güzel söylemiş; 'İyi olmak kolaydır. Zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet ise vicdandır' diye...
------------------------------------------------------
İMAMOĞLU'NU MAĞDUR EDEREK
CUMHURBAŞKANI YAPACAKLAR


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, Boğaziçi'nde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yetkilerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından oluşturulacak kurula devreden yasa taslağının yanı sıra yeni bir torba yasa teklifi hazırlanıyor. Meraları ve kıyıları yapılaşmaya açan bu taslak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yetki ve gelir kaynaklarına yönelik yeni düzenlemeler içeriyor. Hazırlanan yeni torba yasa teklifiyle değer artışının yalnızca yüzde 20'si İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin olacak. Anlaşılan Cumhurbaşkanı ve onu yönlendiren klavuzları İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kaybetmelerinden hiç ders almamış. 31 Mart 2019 seçimleri öncesinde İmamoğlu'nun adı kamuoyunda pek duyulmuyordu. Yandaş basın yıpratmak için onun hakkında asılsız ve gereksiz türlü türlü haberler yaparak, İmamoğlu'nu İstanbul'a tanıttılar. O'nu halkın gözünde mağdur ettiler. 13 bin oyla kaybedilen seçimi iptal ederek, İmamoğlu'nu ikinci kez mağdur ettiler. 800 bin fark yediler. Şimdi sırf İmamoğlu başkan seçildiği için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yetkilerini ve gelirlerini azaltarak onu üçüncü defa mağdur edecekler. Yetki ve gelirlerin azaltılmasından en büyük zararı İmamoğlu değil, İstanbul halkı görecek. Erdoğan ve kılavuzları yaptıkları icraatlarla İmamoğlu'nu değil, İstanbul halkını cezalandırmış olacak. Biz 20 yıldır Eskişehir'de şahit oluyoruz. Yılmaz Büyükerşen'in projelerini engelleyenler, onun fazla hizmet etmemesi için gelirlerini azaltanlar başarılı oldu mu? Büyükerşen 'beni engelliyorlar' söylemiyle girdiği her seçim kazanmadı mı? İstanbul halkı da sırf AK Partili olmadığı için engellenen, mağdur edilen İmamoğlu'na sahip çıkar. Sadece İstanbul değil, tüm Türkiye sahip çıkarsa ne olur? İmamoğlu 2023'de Cumhurbaşkanı adayı olur. Seçimi de büyük ihtimalle kazanır. Yani bugün İmamoğlu'nu mağdur edenler onu zorla Cumhurbaşkanı yapacak. Ne diyeyim? Bugün rüzgar ekenler 2023'de fırtına biçeceklerinin farkında değil. Zaten farkına vardıklarında iş işten geçmiş olacak...

--------------------------------------------------------
BAŞÇAVUŞ'UN
ARAÇ SALTANATI


Çukurhisar Jandarması'nda görevli Başçavuş Yaşar Özaydın'ın devletin resmi aracını kullanarak, Eskişehir Şeker Fabrikası Merkez Ziraat Bölge Şefliğine pancar teslim randevu sıra kağıdı almak için sık sık gelmesi tepkilere neden oluyor. Doğançayır köyünde pancar ekimi yapan Özaydın'ın hatta gün içerisinde iki defa Merkez Ziraat Bölge Şefliğine geldiği iddia ediliyor. Burada görev yapan bazı okurlarımız; 'Aslında Başçavuşun buraya gelmesine gerek yok. Randevu kağıtlarını ekim söküp çavuşları köye götürüp grup başkanlarına veriyor. Grup Başkanları da çiftçilere dağıtıyor. Çiftçiler aldıkları randevuya göre pancarını teslim ediyor. Ancak Başçavuş Yaşar Özaydın devletin aracı ve benziniyle Çukurhisar'dan buraya gelip gitmesi bizlerin vicdanlarını sızlatıyor. Yoksa başka pancar alımları yaptığı için mi sık geliyor, bilemiyoruz. Başçavuş geldiğinde devletin aracını Merkez Ziraat Bölge Şefliğinin karşısında Kırım Caddesi'nin başına park ediyor' diye isyan etti. Aynı zamanda pancar üreticisi de olan Jandarma Başçavuş'un bu araç saltanatına birileri dur demeli. Devletin arabasını kendi özel işinde kullanan Özaydın ile ilgili gerekli işlem yapılmalı.
-------------------------------------------
BAŞARILI HAKİMİN ADI ORMANDA YAŞATILACAK

Eskişehir'in yetiştirdiği başarılı Hakim Nuran Yalınbaş üç yıl önce 18 Eylül 2016'da vefat etmişti. Uzun yıllardır İstanbul'da Hakimlik yapan Nuran Yalınbaş iyi bir hukukçuydu. İyi kalpli güzel bir insandı. Büyük Şair Enver Gökçe'nin 'Kendisi için bir şey istemezdi/Yatak ölümü beklemezdi/Gitti vadesiz, gencecikken/Yigitken, güzelken, incecikken/Ölüm, adın kalleş olsun!' dizelerinde gibi 'hakimlik cübbesini öksüz bırakarak' üç yıl önce aramızdan ayrıldı. Babası Necmettin Yalınbaş kızının adına hatıra ormanı yaparak onu ölümsüzleştirdi. Orman Bakanlığı hesabına 20 bin lira yatırarak, Tepebaşı bölgesinde Yusuflar ve Turgutlar Köyü arasındaki ekim alanını telle çevirterek, 'Hakim Nuran Yalınbaş Hatıra Ormanı' tabelasını astı. 11 Kasım günü bu alana 2000 ağaç dikildi. Necmettin Yalınbaş, aile fertleriyle birlikte de fidan dikti. Bu alanın bakımı Orman Bakanlığı tarafından üstlenecek. Sevgili Nuran'ı 2 bin ağaçlı bu şirin orman ölümsüzleştirecek. Bu anlamlı davranışından dolayı çok değerli dostum ve büyüğüm Necmettin Yalınbaş'ı kutluyorum. Şair Cemal Süreya, ''Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk' demişti. Başta baba Necmettin Yalınbaş ve annesi olmak tüm arkadaşları, yakınları, sevenleri olarak temiz kalpli iyi insan Nuran'ı dualarımızla ve büyük özlemle anacağız. O'nu asla unutmayacağız. 'Mekanın Cennet olsun' arkadaşım...
-----------------------------------------------------
TEPEBAŞI'NIN ROMEN MECLİS ÜYESİ

CHP Tepebaşı Belediye Meclis Üyesi Metin Gündoğdu Romanya vatandaşı oldu. Gündoğdu kendi sosyal paylaşım hesabında Romanya pasaportunın fotoğrafını paylaştı. Gündoğdu 'Romanya pasaportum geldi. Emeği geçenlere çok teşekkür ederim. Darısı Romanıa vatandaşlık bekleyenlere olsun' diye yorum da yaptı. Kırım Tatarı olan Gündoğdu yıllardır sık sık Romanya'ya gidip geliyordu. Hem merkez sağdan hem de merkez soldan (DYP-CHP) 'belediye meclis üyesi seçilme başarısını gösteren' Gündoğdu'yu Romanya'da 'siyaset yaparken görürsem' doğrusu hiç şaşırmam. 'Bir bakmışız Tepebaşı Belediye Meclis Üyesi Metin Gündoğdu birkaç yıl sonra Köstence Belediye Meclis üyesi olmuş!..'
----------------------------------------------------------------
FIKRA:

SEKREKTER KAFAYI YESİN

Hayli yaşlı Mrs. Johnson, meşhur bir ressama portresini yaptırmağa karar vermiş.
'Portreme elmas küpeler, pırlanta kolye, yakut ve zümrüt karışımı şık bir broş ve ona uygun bir taç eklemenizi istiyorum..' demiş..
'Fakat..' demiş ressam, 'Sizin böyle bir takı setiniz yok ki..!'
'Biliyorum..' demiş Mrs. Johnson, 'Sağlığım iyi değil.. Kocam sekreteri ile kırıştırıyor, ben ölünce herhalde onunla evlenecek.. İsteğim o şırfıntının 'Bu takıları acaba evin neresinde saklamışlar?.' diye kafayı yemesi..!'