Geçen hafta içinde Resmî Gazete'de yayımlanan karara göre Biyogüvenlik Kurulu, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği'nin başvurusu üzerine hayvan yeminde genetiği değiştirilmiş (GDO) 3 soya ve 1 mısır çeşidine daha onay verdi. Böylece Resmi Gazete'de Türkiye'de hayvan yeminde izin verilen genetiği değiştirilmiş mısır ve soya sayısı 36'ya yükselmiş oldu. Bu kararları okuyunca klasik olacak ama 'Sağlığımız bu kadar ucuz mu?' demeden duramıyor insan.
Biyogüvenlik Kanunu'na göre yasak olsa da son 6 yılda hayvanlar için 'yem amaçlı' denilerek Biyogüvenlik Kurulu Kararıyla bugüne kadar, 7 soya ve 25 mısır çeşidi olmak üzere toplam 32 çeşit hayvan yeminin Türkiye'ye ithalatına izin verilmişti. Amacı dışında kullanımlar gerekçesi başta olmak üzere birçok nedenden ötürü gösterilen tepkiler neticesinde uzun zamandır konuya ilişkin karar almayan Biyogüvenlik Kurulu acaba neden kapsamı genişleten böyle bir izin verme ihtiyacına tekrar gerek duydu?
Şaşırmamak elde değil İnsanlarımızın, GDO'lu yemle beslenen hayvanlardan elde edilen gıdalara mahkûm edilerek sağlıklarının bir kez daha risk altına atılmış olduğunu bilmelerine rağmen neden göz göre göre bu kararlar alınır? Hele ki söz konusu GDO'lu ürünlerin sadece hayvanların beslenmesinde değil bebek mamaları ile çocuk ek besinlerinde kullanıldığı yönünde ciddi şüpheler bulunmakta iken?
Nedenini dilimiz döndüğünce söyleyelim; GDO'lu ürünlerin arttırılması yönünde karar alan Biyogüvenlik Kurulu maalesef Çok Uluslu Şirketlerin bitmek tükenmek bilmeyen daha fazla kar amaçlı politikaları yönünde hareket etmişlerdir.
Amaçları sadece gözü dönmüş bir biçimde daha fazla kar olan bu şirketler yıllardır sürdürülen yanlış tarım politikaları nedeniyle Türkiye tarım sektörünü neredeyse teslim almışlardır.
Türkiye halkı hem sağlık hem de ekonomik olarak riske atılmaktadır. Ve görünen odur ki bu durum kurulun umurunda değildir! Verilen bu izinle Büyük Sermaye şirketlerine güzellik yapılırken Türkiye halkının sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim hakkı ile hayvan sağlığı hiçe sayılmıştır.
Gerçi 9 üyesinin büyük çoğunluğunun GDO uzmanı olmadığı halde sürekli olarak Türk Tarım ve Hayvancılık sektörüne darbe vuran kararlar almasına sanırım şaşırmamak gerekiyor.
Artık Ülkemizde bağımsız hareket edebilen kurumu ve kuruluşun kalmadığı bir dönemde Kurulu da yaptığını da sanırım şaşırmadan normal karşılamak gerekiyor!

Dikkate almayacaklarını biliyoruz ama biz yine de Hükümete seslenelim;
- Hayvan ve insan sağlığı için GDO'lu yem ithalatı ve tüketimine son verilip, Türkiye topraklarında sağlıklı ve yeterli yem üretimine başlanacak tarım politikası ivedilikle uygulamaya konulmalıdır.
· GDO lu ürünlerle beslenen hayvanlardan üretilen mamullerin hangileri olduğunun kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
· Bebeklerin çocukların beslenmelerinde dahi kulanılan GDO'lu ürünlerin tüketime sunulmasına ithal edilmesine bir an önce son verilmelidir.
· Başta ebeveynler olmak üzere bilinçlendirme ve bilgilendirme yaparak GDO'lu ürünlerin neler olduğunun bilgisi kamuoyuyla sürekli olarak paylaşılmalıdır. Türkiye'de insan sağlığı ucuz değilse evet bunlar yapılmalıdır!..