Kimler gelip kimler geçti acaba BİZİM bu gazete köşelerinden?
Kimileri doğuştan gazeteci, sonradan köşe yazarı…
Kimileri içeriden, kimileri dışarıdan!…
Kimileri kadrolu…
Kimileri kadrosuz…
Kimileri magazin dünyasından…
Kimileri siyaset arenasından…
Kimileri emekli tayfasından…
Kimileri edebiyat dünyasından…
***
Yazının bu çetrefilli…
Bu pek bir şeye benzemeyen…
Bu enteresan türünde…
Yanı köşe yazısı denilen, biraz eskilerin 'fıkra' dediği…
Daha eskilerin 'tecrübe-i kalemiye,' yani 'kalem tecrübesi' dedikleri yazı türünde kimler kimler kalem oynattı acaba?
Ve kimler buna kafa yordu?
Ve kimler, pek çok kişinin;
'Günübirlik gazete yazısı,' diye hafife aldığı köşe yazısına umut bağladı?
Umut mu bağladı adını yazın tarihine yazdırmak için, yoksa sadece geçimini mi sağladı bu yolla?
Onu bilmiyorum ben.
Ne aldılar ne verdiler!...
Sadece, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın, yazıları için verilen paranın azlığı konusunda yayıncıya yazdığı kavga derecesindeki bir mektubunu okumuştum.
***
Amaç, tutkuyla yazı yazmak ve adını yazın tarihine kaydettirmekse ki hiç sanmıyorum, bu konuda bizim kadar safı yoktur…
Bu günübirlik yazılarla adını yazın tarihine yazdırabilen var mı?
Var mı, yok mu?
Ama öyküde, romanda, şiirde böyle değil elbette durum…
Çok çalışırsan…
Yani köpek gibi çalışırsan ve zeka pırıltısı da varsa sende, bunu başarabilirsin.
Mesela Rus edebiyatında 'Savaş ve Barış'ın, 'Anna Karenina'nın yazarı Tolstoy
'Suç ve Ceza'nın, 'Budala'nın, 'Ecinniler'in yazarı Dostoyevski
'Yüzbaşının Kızı'nın yazarı Puşkin
'Babalar ve Oğullar' ın, 'İlk Aşk' ın yazarı Turgenyev
Çehov, Gorki
Sonra…
Sonra dünya edebiyatında Kafka, Marquez, Maupassant, J.P. Sartre, Albert Camus
Bizde de epey var elbette.
Ama bize hikaye de, roman da Batı edebiyatından Tanzimat Döneminde geldi.
Buna rağmen Türk edebiyatında da önemli...
Geleceğe kalmayı başaran roman yazarları var.
Peki bunu başaran köşe yazarı var mı?
Bu günübirlik yazılarla?
Ömrü yazarından daha kısa olan yazılarla?
Çok zor.
İşin ilginç tarafı; bizde roman, öykü, şiir yazan edebiyat dünyasının pek çok şahsiyeti de bizim bu anlı şanlı…
Fakat işte kötü şöhrete sahip gazete köşelerinden geçmiş.
Mesela Hüseyin Rahmi Gürpınar
Kırk bir roman, dokuz hikaye, dört oyun yazmış.
Bunların yanında gazetede de, zaman zaman kalem kavgasına giriştiği yazılar yazmış.
Sonra Attila İhan'ın ünlü 'Demokrat İzmir' yazıları…
Bunlardan önce…
Fıkra türünün Türk edebiyatındaki öncüsü Ahmet Rasim'in 'Şehir Mektupları' yazıları…
Ahmet Haşim'in İkdam'da yazdığı, 'Bize Göre' adıyla kitaplaştırdığı yazıları…
'Dokuzuncu Hariciye Koğuşu' romanının yazarı Peyami Safa'nın fıkraları…
***
Peki neden?
Neden, kalıcılığı olmamasına rağmen edebiyat dünyasının bu ünlü yazarları dahi gazetede köşe yazarlığına soyunmuşlar ara sıra da olsa?
***
Bizim de kafa yorduğumuz şeye bak! Belediye başkan adayları belli oldu mu bu arada?