Odunpazarı Belediyesi, 2015 yılında Dünyada 3'üncüsü Türkiye'de ise ilki gerçekleştirilen 'Wood is Good', 'Ağaç Güzeldir' etkinliği düzenlemişti. Bu etkinlik sayesinde ağaç Odunpazarı'nda hayat bulmuştu. Odunpazarı Belediyesi bu etkinlikten sonra her yıl düzenli olarak 'Uluslararası Ahşap Heykel Festivali' düzenliyor. Bu etkinliğe katılan yerli ve yabancı sanatçılar güzel eserler üretiyor. Her yıl Odunpazarı'nda kütüklerden sanat fışkırıyor.Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, her yıl 21 Mart'ta kutlanan Dünya Ağaç Günü sebebiyle Kamboçya'da düzenlenen festivalin onur konuğu oldular. Kamboçya halkı ve festivale katılan sanatçılar Eskişehirli Belediye Başkanlarına büyük ilgi gösterdi. Onlar sayesinde Kamboçya'da Eskişehir rüzgarı esti.Festivale keşke Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç' da gelseydi.Kamboçya'dan Eskişehir'e 'birlik ve beraberlik mesajı' verilmiş olurdu. Seçime bir yıl kala bu üçlünün birlikte estirdikleri rüzgar Eskişehir CHP'de fırtına etkisi yapardı. İlki 'Wood is Good – Ağaç Güzeldir' sloganıyla 2013 yılında Tanzanya'da, ikincisi 2014 yılında Çin'de düzenlenen Dünya Ağaç Günü Kutlamaları, 2015 yılında Odunpazarı Belediyesi'nin ev sahipliğinde Eskişehir'de düzenlenmişti. Bu yıl 6'ncısı için Kamboçya'da düzenlenen festivale 150 ülkeden 300'e yakın sanatçı katıldı. Sanatı, sanatçıyı seven onlara büyük değer veren Büyükerşen ve Kurt Kamboçya'da keyifli günler geçirirken, yeni bir ülkeyi tanımanın mutluluğunu da yaşadılar...





****
NOSTALJİ
ESKİŞEHİR TÜRKÜSÜ HALKALI ŞEKER

Yıl 1985. 33 yıl önce. Yer: Eskişehir'in ölümsüz türküsü 'Halkalı Şeker'i derleyen merhum Satılmış Kılıç'ın evi. Eskişehir'in yetiştirdiği iki usta sanatçı Satılmış Kılıç ve Tevfik Eriş TRT çekimi öncesi çalışıyorlar. Merhum Kılıç son derece bilgili ve mütevazi kişiliğiyle genç müzisyenlere hep yardımcı oldu. 6 Temmuz 2004 tarihinde 75 yaşındayken yaşamını yitirdi. Biz Eskişehirliler olarak, bu büyük sanatçıyı asla unutmayacağız. Merhum Kılıç'a Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun. 'Nazmiyem', 'Kirazımın Dalları' gibi sayısız derlemeleri olan Tevfik Eriş ES TV'de yıllardır yaptığı 'Köşe Bucak Hikayeler' programıyla Eskişehir'in geleneklerini, değerlerini ortaya çıkarıyor. O'nun sayesinde geleceğimiz olan gençler Türk örf ve adetlerini öğreniyor. Hayatı TRT'de belgesele konu olan Eriş, Eskişehir'in 250 köyünde program gerçekleştirdi. Eskişehir'in önemli bir değeri olanTevfik Eriş'e sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Satılmış Kılıç'ın derlediği Eskişehir'in ölümsüz türküsü Halkalı Şeker'in sözlerini siz okurlarım için köşeme alıyorum; 'Halkalı şeker şamfıstık/ Aman arpalar kara kılçık/ Eğer beni seversen/ Aman al çeyizi yola çık/ Halkalı şeker/ Hasiretlik çeker/ Çok sallanma sevdiğim/ Cahilim aklım gider/ Ben bu yerde haneyim/ Aman yel vurur pervaneyim/ Gidin söylen o yare/ Aman derdinden divaneyim/ Halkalı şeker/ Hasiretlik çeker/ Çok sallanma sevdiğim/ Cahilim aklım gider/ Galabak dereleri/ Aman yayılır develeri/ Kalkı da vermiş oynarlar/ Aman şu Gırka efeleri/ Halkalı şeker/ Hasiretlik çeker/Çok sallanma sevdiğim/ Cahilim aklım gider.'



****
CUMARTESİ HİKAYESİ
ENTELEKTÜEL OLABİLMEK
Üniversitenin son günleriydi. Okulda en çok sevdiğim hocanın odasındaydım. Bana, 'Ne olmak istiyorsun?' dedi. 'Entelektüel olmak istiyorum' dedim. 'Senden entelektüel olmaz' dedi. Çok şaşırmıştım.

KÖYLÜ GİBİ KIZDIN
Biraz duraksadıktan sonra, kırgın ve alıngan bir ses tonuyla;
'Dersinizi 3 sene önce alıp geçtim. Dersinizi almama rağmen hala bütün derslerinize giriyorum. 300 kişilik sınıfta 30 kişi bile dersinize girmiyor. Şu gördüğünüz okulda en çok okuyan öğrenci benim. 1 tek kişi daha gösterebilir misiniz benim gibi okuyan, araştıran ve sizinle sınıfın ortasında yeri gelince sert tartışmalara giren?' dedim.
Ciddi bir ifadeyle tekrar; 'Senden Entelektüel olmaz' dedi.
İyice hiddetlenmiştim. 'İyi benden olmasın, Doçentlik tezlerine bile kaynak hazırladığım, konular önerdiğim şu gördüğünüz hocalarımızdan olsun!' dedim. Profesör, gülümseyerek geriye yaslandı. Uzun uzun baktı. Ben hocanın en gözde öğrencisi olduğumu ve bu konuda tam aksi şeyler söyleyeceğini tahmin ediyordum.
İçimden, 'Hoca'ya bak lan neler diyor!' diye geçiriyordum.
'Bak evladım' dedi. 'Senden çok iyi bir araştırmacı yazar olur. Ama entelektüel olmaz. Nedenine gelince, sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir Entelektüel gibi 'Niçin olmaz?' diye sormadın. Aksine bir köylü gibi kızdın, alındın ve hiddetlendin' dedi.

HAVA ATMAK ZORUNDALAR
Hocayı dinliyordum dikkatle bir yandan da ruh halimden kurtulup, ne söylediğini anlamaya çalışıyordum. 'Yazarlık bilgi işidir. Entelektüellik bilgi değil, davranış biçimidir. Bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. Ben çok okuyan bir adamım. Ama Entelektüel değilim. Hayata senin tepkilerini veriyorum. Oğlum da çok okuyan birisi. O da yetmez. Ancak Entelektüel olmaya ondan sonra gelecek nesillerle başlanır.' Hocanın söyledikleri kafama çakılmıştı.
' Şu okulun önüne bak. Hepsi son model araba dolu ve hepsi hocalara ait. Her iki sene de bir de model yenilerler. Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı? Niçin bu şekilde yaşıyorlar. Çünkü o yüksek unvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ve diplomaları ne kadar yüksek olursa olsun, ruhlarındaki insan bir feodal köylü. Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. Gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez' dedi.
Odadan çıktığım günden beri bu hayat dersi niteliğindeki konuşma, her ne zaman TV'lerde büyük unvanlarla tartışan insanların bir anda ilkel öfke krizlerine girerek birbirlerine hezeyanlarla saldırdıkları anlar gözümün önüne gelip duruverir.



****
FIKRA
MARTİNİ

Bir işadamı tavernaya girer, bara oturur ve bir duble martini sipariş eder. İçkisini bitirdikten sonra, gömleğinin cebine bir göz atar, ardından barmene bir duble martini daha hazırlamasını söyler. Bunu da bitirince yine gömleğinin cebine bir göz atar, sonra barmene dönüp bir duble daha martini siparişi verir. Barmen; 'Bakın bayım, size bütün bir gece boyunca martini getirebilirim. Fakat bardağı her doldurmamı istemenizden önce niçin gömleğinizin cebine baktığınızı söylemek zorundasınız.' deyince adam cevap verir; 'Karımın fotoğrafına bakıyorum. Ne zaman gözüme güzel gözükecek, işte o zaman eve gitme zamanı gelmiş olacak.'

****

FOTO ŞAKA
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül:
Kemal Bey, yedi yıl boyunca Çankaya Noterliğini yaparak, onun her istediğini yaptığım Recep Tayyip Erdoğan benim değerimi bilemedi. Siz bildiniz. O'nun için size ne kadar teşekkür etsem, azdır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Noterlik mi? Her istediğini yaptın mı? Ah Kemal ah! Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olursan, böyle duvara toslarsın.