20 Ocak'ta gazetemizin manşetinde ve köşemde yer alan 'Dinleme Skandalı' adlı haber kentte büyük yankı yarattı. Haberimizde kentin en seçkin akademik meslek odalarından birisi olan Mimarlar Odası Eskişehir Şubesi'nin dinleme skandalı iddialarıyla çalkalandığını belirtmiştik.

TEPKİ TOPLADI
Skandal olay ile ilgili köşemde şu ifadeleri kullanmıştım; 'Mimarlar Odası Şube Yönetim Kurulu Üyesi Banu Gürlek'in yapılan yönetim kurulu toplantılarında konuşulan gündem konularını ve harici olarak değerlendirme yapılan gündem dışı konuşmaları, 'cep telefonuyla gizli olarak kayda aldığı' iddia ediliyor. Gürlek'in ayrıca Mimarlar Odası Eskişehir Şubesi adına kurulan 'whatsapp grupta' Başkan ve yöneticiler tarafından yapılan konuşmaları da kayıt altına aldığı öne sürülüyor. Dinleme olayı, Banu Gürlek'in, Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu hakkında TMMOB Genel Merkezi'ne vermiş olduğu şikayet dilekçesinin ekinde gizli olarak kayıt altına alınan gündem veya gündem dışındaki konuşmaların dökümlerini ve whatsaap grupta yapılan konuşmaları sunmasıyla ortaya çıktığı belirtiliyor. Mimarlar Odası Şube Başkanı Canan Oytan, bu dinleme skandalıyla ilgili Gürlek hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na sikayette bulundu. Konuşma dökümlerini kurumu soruşturmak için gelen Soruşturmacıdan öğrenen Oda Şube Başkanı Canan Oytan, Gürlek'ten şikayetçi oldu. Cumhuriyet Başsavcılığı 'Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek' iddiasıyla soruşturma başlattı. Yaşanan skandal olayla ilgili Mimarlar Odası Eskişehir Şubesi Yöneticilerinin tanık olarak ifadeleri alındı. Banu Gürlek'in de 'şüpheli sıfatıyla' ifade vermeye çağrıldığı öğrenildi. Eskişehir'in önde gelen odalarından olan Mimarlar Odası'ndaki yaşanan bu skandal camia içerisinde tepkilere yol açtı. Eskişehirli Mimarlar bu 'dinleme skandalı' ile ilgili Yargı'nın ne karar vereceğini merak ediyor.'

ÖZEL SOHBET HİÇ Mİ YOK?
Bu haber sonrası çok kişi beni arayarak, Mimarlar Odası gibi seçkin bir toplulukta böyle bir olayın yaşanmış olmasına çok şaşırdıklarını belirtti. 'Banu Hanım nasıl böyle bir şey yapabilir?', 'Bunun suç olduğunu bilmiyor mu?' diye serzenişlerde bulundular. Bu konuyla ilgili yazdığım köşe yazısını kendi sosyal paylaşım sitemden paylaştım. Banu Gürlek benim paylaşımın altında 'Mimarlar Odası kamusal alandır. Yönetim Kurulu Toplantılarında konuşulanlar da tamamen odamızla alakalıdır, kişisel konular ve özel hayat söz konusu değildir' diye yorumda bulundu. Anlaşılan sayın Gürlek çok yanlış bir iş yaptığının hala farkında değil.Şimdi Banu Hanım'a soruyorum; 'Kamusal alanda konuşmaları gizli bir sekilde kayıt altına almak normal bir olay mı? Tüm konuşulanlar toplantıyla alakalı olsa bile yönetimde birlikte görev yaptığın arkadaşlarının konuşmalarını gizli bir şekilde kayıt altına almakla doğru bir iş yaptığına inanıyor musun? Toplantıya mola verildiği anda yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında hiç mi özel konularda sohbet etmiyor? Mesala Fıkra anlatmıyor mu? Bu durumlarda telefondaki ses alma düğmesini kapatıyor musunuz? Başka birisinin sizin konuşmalarını kayıt altına alması durumunda tepkiniz ne olurdu?' Şu bir gerçek ki sayın Gürlek başrolünü oynadığı 'Dinleme Skandalı' ile Oda'nın kamuoyundaki itibarına zarar vermiştir...

******

GEÇ OLMADAN ÖNLEM ALINMALI

Ülkemizde hızlı göç alan İstanbul, Adapazarı, İzmit ve Bursa gibi illerimiz çarpık kentleşme mağduru oldu.

UR GİBİ BÜYÜDÜ
Bu kentlerimiz, nüfus patlaması sonucunda, plansız ve denetimsiz olarak, gelişigüzel, altyapısız, her türlü estetik kaygıdan uzak şekilde merkezden dışa doğru adeta bir ur gibi büyüdü. Eskişehir'de de bu iller gibi hızlı bir göç almamasına rağmen ne yazık ki çarpık kentleşme örnekleri yaşanıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in göreve gelmesinden sonra çarpık kentleşmeye karşı önemli adımlar atıldı. Her türlü donatıları olan yeni yerleşim birimleri oluşturuldu. Ancak bu dönem de de hatalar yapıldı. Şehir dışında olması gereken AVM'ler kentin merkezine yapıldı. Bu yazımda yer verdiğimi 19 yıl öncesine ait fotoğraftaki alanda bugün dev bir AVM var. Oysa 'yeşil alan' olabilecek yerler bugün AVM'ler ve yüksek yapılarla doluyor. Ne yazık ki; vahşi kapitalizm insanlara nefes alacak yer bırakmıyor.

UMARIM YAŞANMAZ
Hızlı göç almamasına rağmen bugün çağdaş kentleşme konusunda istenilen yerde olmayan Eskişehir'i önümüzdeki süreçte nasıl bir akıbet bekliyor? Ekonomistler sanayileşmede Eskişehir'in Bursa'nın yerini alacağı öngörüşündü bulunuyor. Bu ne demek? Hızlı göç ve nüfus patlaması demek. Eskişehir bu konuda şimdiden önlem almalı. İmar planlarını ona göre hazırlamalı. Kentin dışarısında bu göç yoğunluğunu taşıyacak çağdaş yerleşim birimleri oluşturulmalı. Gecekondulaşmaya karşı şimdiden gerekli önlemler alınmalı. Bunlar yapılmaz ise önümüzdeki süreçte Eskişehir'de tıpkı Bursa örneğinde olduğu gibi bol varoş mahalleler, arazi mafyaları görürüz. Eskişehir'in huzuru, güvenliği, insanların mutluluğu için umarım kentimizde hiçbir zaman hızlı göç yaşanmaz…

*****

NOSTALJİ

İstanbul'a ilk uçuş

Tarih: 29 Kasım 1997. Yer: Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Havaalanı. Türkiye Hava Yolları'nın İstanbul-Eskişehir-İstanbul hattının ilk uçuşu öncesi açılış töreni yapılıyor. Bu hat o Türk Hava Yolları'nın 100'ncü hattı olarak açıldı. O yıllarda ülkeyi Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi koalisyonunun oluşturduğu 'ANASOL D Hükümeti' yönetiyordu. 21 yıl öncesine ait tarihi fotoğrafta Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, dönemin Demokrat Türkiye Partili Ulaştırma Bakanı merhum Necdet Menzir, dönemin Eskişehir Valisi Ali Fuat Güven, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kozlu, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Yusuf Bolayırlı, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, dönemin Tepebaşı Belediye Başkanı Ömer Eker, Demokrat Türkiye Partisi İl Başkanı Orhan Kesikoğlu, dönemin Emniyet Müdürü Aydın Genç yer alıyor. Törene katılan protokol üyeleri Eskişehir'den İstanbul'a ilk uçak seferlerinin başlamasının büyük mutluluğunu yaşadı.

******

FOTO ŞAKA


Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan: Sayın Bakanım, Mahmudiye'ye hipodrom istiyoruz.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı: İshak Bey, Bakanlığım mı kaldı? Siz en iyisi konuyu Harun Karacan'a iletin. O çözsün.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: Nabi Bey, anlaşılan bizim İshak Eskişehir'de patronun değiştiğini bilmiyor.
Mahmudiye Belediye Başkanı İshak Gündoğan: Kazım Başkan, Patron deyince, Büyükerşen bıraktı mı? Yeni patron Ataç mı olacak?
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: İshak o patron değil. AK Parti'nin patronu değişti. Ben ard arda kongreleri alırken, Ataç'ı nereden patron yaptın ya!..

******

FIKRA

TÜM ERKEKLER ALKIŞLAR

10 erkek 1 kadın toplam 11 kişi helikopterden sarkan halata asılıdırlar. Halat herkesi taşıyacak kadar güçte olmadığı için içlerinden birinin halatı bırakması gerektiğine karar verirler. Yoksa hep beraber düşeceklerdir. Bu kişinin kim olacağına karar veremezler ama o anda kadın çok etkileyici bir konuşma yapar. Tamamen gönüllü olarak ipi bırakabileceğini söyler, çünkü bir kadın olarak, kocası, çocukları için ve aslında erkekler için herşeyi karşılıksızcabırakmaya alışık olduğunu söyler. Hikayesini bitirir bitirmez, tüm erkekler onu alkışlamaya başlar