AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olduktan sonra yurt gezilerine ağırlık veren Harun Karacan'ın önümüzdeki günlerde Eskişehir bürokrasisinde operasyonları başlatacağı öğrenildi. Dündar Ünlü'nün yerine Kızılay Eskişehir Şube Başkanı Yüksel Girgin'in İl Başkanı olacağı kulislerde yüksek sesle konuşuluyor. Karacan'ın önümüzdeki günlerde bürokraside yeni atamalar yaparak, Eskişehir'deki ağırlığını dost düşman herkese göstereceği belirtiliyor. Karacan'ın yakın çevresine İŞ-KUR Milli Eğitim, Gençlik Spor, sağlık kurumları başta olmak üzere ilimizdeki çok sayıda kamu kurumunda değişiklikler yapacağını söylediği öğrenildi. Eskişehir'deki bazı bürokratlardan memnun olmayan AK Partili Belediye Başkanları ve yöneticiler Karacan'ın yapacağı bu hamleyi bekliyor. Gönlünden İl Müdürlüğü geçiren isimler şu günlerde Karacan'a ulaşabilmek için yoğun çaba harcıyor. Önümüzdeki günlerde Eskişehir bürokrasisinde çok hareketli günler yaşanacak...

******


SİYASETTEKİ ESKİ NEZAKETİ ÖZLÜYORUM

Tarihi fotoğrafta Türk Siyaset tarihine damga vuran dört isim görünüyor.

GAZETECİ KOVDURMADILAR
Merhum Süleyman Demirel, merhum Bülent Ecevit, merhum Necmettin Erbakan, merhum Alparslan Türkeş. Bu dört isim yıllarca birbirleriyle mücadele etti. Genel Başkanı oldukları partiyi iktidara getirebilmek için çalıştılar. Halk bu dört ismin yaptığı siyaseti çok sevdi. Onlara, 'Baba', 'Karaoğlan', 'Mücahit', 'Başbuğ' lakaplarıyla seslendi. İçlerinden üçü Başbakanlık yaptı. En çok Başbakanlık yapan Demirel, 1993-2000 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı da yaptı. Biz bu dört büyük siyasetçinin ağzından karşısındaki rakibine hitaben 'seviyesiz bir söz' duymadık. Onların zamanında siyasette bir zerafet vardı. Patronları arayıp, kendi aleyhlerine yazan gazetecileri kovdurmayı hiç düşünmediler.

EKRANDA TARTIŞIRLARDI
Kendilerine isyan eden vatandaşı korumalarına dövdürmediler. Şehit babalarına hakaret etmediler. Terör örgütleriyle hiçbir zaman pazarlık etmediler. Milleti ötekileştirmediler. Kendileri gibi düşünmeyenleri 'Hain', 'terörist' diye yaftalamadılar. Her seçim öncesi dördü televizyon ekranlarına çıkarak, birbirleriyle medenice tartışırdı. Projelerini anlatır, onları yarıştırırlardı. Karşısındakine hakaret etmeden siyasi tartışma yapılabileceğini herkese gösterdiler. TRT'de yapılan bu programlar büyük ilgi görürdü. Herkes seçim öncesinde parti liderlerinin projelerini, birbirlerine yönelik eleştirilerini pür dikkat izlerdi. Özellikle Demirel ve Erbakan'ın mizahi yönleri çok güçlüydü. Rakiplerine mizahi dille yaptıkları siyasi göndermeler hala unutulmadı.

TEK KALE MAÇ OYNUYOR
Türkiye'nin zor günler geçirdiği 80'li ve 90'lı yıllarda gerçekten demokrasi varmış. 'Türkiye'ye ileri demokrasi getireceğim' diyenler 3 Kasım 2002'de iktidar oldu. Seçim öncesi liderlerin tartıştığı programlar ortadan kaldırıldı. Türk medyasının %90'ına hükmeden iktidar her seçim öncesinde tek kale maç oynuyor. Kendisi gibi düşünmeyenlerle televizyona çıkıp, tartışmaya bile tahammül edemiyor. Bu partinin lideri her seçim öncesinde yandaş gazetecilerle ısmarlama sorularla yapılan programlar yapıyor. Yaptığı konuşmalar, toplantılar ve açılışlar televizyon kanallarında anında canlı yayınlanıyor. Ben merhum Demirel'in, merhum Ecevit'in, merhum Özal'ın, merhum Erbakan'ın, merhum Türkeş'in, merhum Erdal İnönü'nün, Mesut Yılmaz'ın, Tansu Çiller'in açık oturumda bir araya geldiği o programları özlüyorum. Türk halkı o günleri ve siyasetteki eski nezaketi özlüyor. Ülkeyi bugün yönetenlerden de aynı duyarlılığı bekliyor…

******

DÜKKANI KÜÇÜK GÖNLÜ BÜYÜK ESNAF RESEPSİYONA KATILMAYI HAK EDİYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında verdiği resepsiyonda yaşam hikayeleriyle topluma örnek olan vatandaşlarla bir araya gelerek, bir ilke imza attı. Resepsiyona, yeni doğum yapmış keçiyi sırtında, yavrusunu ise köpeği Tomi'nin sırtındaki okul çantasına koyarak barınağa götüren 12 yaşındaki Rizeli Hamdu Sena Bilgin, köpeği Tomi, bindikleri otobüste 'koltuklar kirlenmesin' diye ayakta yolculuk eden maden işçileri, anne ve babasını kaybeden 41 yaşındaki bedensel ve zihinsel engelli yeğeni Murat Memiş'in bakımını 40 yıldır tek başına üstlenen 67 yaşındaki Pakize Memiş gibi örnek vatandaşlar resepsiyona katıldı. Basın Şehitleri Caddesinde Tantunucilik yapan Ömer Altun dükkanı küçük gönlü büyük bir esnaf olarak öne çıkıyor. Altun sekiz yıldır Ramazan ayı boyunca her akşam ihtiyaç sahiplerine ücretsiz iftar verirken, her perşembe de polis, asker, gazi, şehit yakınları ve temizlik çalışanlarına tantuni ve ayran ikram ediyor. Küçücük dükkanında elde ettiği kazancı ihtiyaç sahipleriyle paylaşan Altun, 'Her şeyin para olmadığını' gözler önüne seriyor. Paylaşmanın en güzel örneğini sergiliyor. Gerçekten örnek bir esnaf olan Altun'da Cumhurbaşkanının verdiği resepsiyona katılmayı hak ediyor. Umarım önümüzdeki yılki resepsiyonda dükkanı küçük, gönlü büyük Eskişehirli esnafımızı da görürüz...

*****
NOSTALJİ


HARMANDALI'DA ARİF SAĞ RÜZGARI


Yıl 1995. 22 yıl önce. Yer: Eskişehir Harmandalı Köyü. Büyük Bağlama Virtüözü Arif Sağ, dönemin SHP Eskişehir Teşkilatı'nın önemli isimleriyle türkü dolu bir gece geçiriyor. Geceye ev sahipliği yapan Zeki Ünal 1987-1991 yılları arasında SHP'den Eskişehir milletvekilliği yaptı. Arif Sağ da aynı dönemde Ankara milletvekilliği yapmıştı. Sağ, Türkiye'de milletvekilliği görevinde bulunan ilk sanatçıdır. 2 Temmuz 1993'te Sivas Katliamı'ndan sağ kurtulan ve yaşananların acısını yüreğinden hisseden Arif Sağ, iki yıl sonra Eskişehir'e gelip, aynı dönem milletvekilliği yaptığı Zeki Ünal'a konuk oldu. Harmandalı'da türkü ve sohbetin bol yaşandığı geceye SHP'nin önde gelen isimleri Vedat Celal Alp, Ali Rıza Menevşe, Veli Kaymak ve Nevzat Kaymak'ta katıldı.

*****

FOTO ŞAKA



CHP PM Üyesi Gaye Usluer: Yılmaz Hocam, Ankara'dan sıkıldım. 2019'da Odunpazarı mı olur, Tepebaşı mı olur beni belediye başkanı yapar mısın?
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen: Kızım önce milletvekili oldun. Sonra PM'ye girdin. O da yetmedi sonradan aday olarak, bizim Cemal'in başını yedin. Şimdi de gözünü Ataç ile Kurt'a mı diktin?

******
FIKRA
KADINLAR KEDİLERİ NEDEN SEVER?


Kadınların kedileri neden sevdiklerini anlamak mümkün değildir. Kediler bağımsızdır. Laf dinlemezler. Eve çağırırsınız gelmezler. Bütün geceyi dışarda geçirmeye bayılırlar. Sabahın köründe eve geldiklerinde ise, hoş karşılanmak, okşanmak ve önlerine güzel bir yemek isterler. Yalnız yatmaktan hoşlanırlar. Kadınlar, erkekte nefret ettikleri her şeye kedilerde bayılırlar!..