Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Eğitim Fakültesi'nde 5 Nisan 2018'de 4 akademisyeni tabancayla vurarak öldüren araştırma görevlisi Volkan Bayar ile onu azmettirdiği iddia edilen eski eşi Saadet Aylin Y. hakkında hazırlanan iddianame, 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Volkan Bayar hakkında 'tasarlayarak kasten öldürme', Saadet Aylin Y. hakkında ise 'azmettirme' suçundan 4'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. Eğitim Fakültesi'nde araştırma görevlisi olan Volkan Bayar, fakülte binasının 3. katında Dekan Yardımcısı Mikail Yalçın, Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu, araştırma görevlisi Yasir Armağan ile öğretim üyesi Serdar Çağlak'ı silahla öldürmüştü. Olayın ardından gözaltına alınan Volkan Bayar tutuklanmış, boşandığı öğretim görevlisi Saadet Aylin B. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Tutuksuz yargılanan Saadet Aylin B.'nin olaydan sonraki süreçte ESOGÜ'de doktorasını tamamlamış. YÖK'ün talimatıyla doktora konusunda kendisine destek verilmiş. Aylin B.'ye doktorasını tamamladıktan sonra kınama cezası verilmiş. Bu ceza daha önce verilmiş olsaydı, doktora yapma şansının kalmayacağı iddia ediliyor. YÖK'ün onun doktorasını alması konusunda neden ısrarlı olduğu kafalarda soru işareti bıraktı. 411 günde ancak hazırlanabilen İddianemede sadece katil Volkan Bayar ile 'azmettirici olduğu iddia edilen eski eşinin suçlanması' dikkat çekiyor. Peki Volkan Bayar'ı adam yerine koyup, onun ihbarlarıyla öğretim üyelerini ihraç eden ve cezaevine gönderenler ne olacak? Katil Bayar'ı Eskişehir Emniyeti'nde ağırlayanlar, onun iddialarını dinleyip, işlem yapanlarla ilgili soruşturma açılacak mı? Bayar ile ilgili yapılan ihbarlarla ilgili işlem yapmayan ve gerekli önlemleri almayan başta dönemin ESOGÜ Rektörü Hasan Gönen olmak üzere olayda ihmali olanlar dört kişinin katledilmesi olayından ceza almadan mı kurtulacak? Bu olayın arkasında başka azmettiricilerin olup olmadığı gerçekten araştırıldı mı? Eskişehir'de birileri bu sorulara kamuoyunu tatmin eden yanıtlar vermelidir. Bu katliam olayı ile ilgili tüm gerçekler ortaya çıkarılmalıdır...
-----------------------------------------------
ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNİN BÜYÜK AYIBI

ES TV'de her Çarşamba akşamı Şener Çetin kardeşimin modaratörlüğünde yayınlanan Kerem Akyıl, Hüseyin Güven ile birlikte benim de yorumcu olarak katıldığım Ekstra Gündem programında ESOGÜ'de yaşanan katliam olayı ile ilgili hazırlanan iddianameyi değerlendirdik. ESOGÜ Rektörü Kemal Şenocak'a hain saldırıda katledilen dört eğitim şehidinin ailelerini ziyaret edip etmediğini sordum. 'Onların çocuklarının başlarını okşayarak, 'bir derdiniz, sorununuz var mı' diye sordunuz mu?' dedim. (Çünkü bu olay sonrasında göreve getirilen Rektörün dört eğitim şehidinin ailelerine karşı çok duyarsız olduğunu biliyordum.) Eğitimcilerin ısrarlı talepleri sonrasında binbir güçlükle şehitlerin adlarının kütüphaneye verildiğini ifade ettim. Hain saldırıda şehit edilen Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu'nun oğlu Göktuğ Özmutlu bu konuyla ilgili bana gönderdiği elektronik postada şunları söyledi; 'Olaydan sonra hemen babamın onlarca arkadaşı üniversitede merkez kütüphaneye veya o ayarda bir yerlere babamın ve diğer akademisyenlerin isimlerinin verilmesi noktasında yoğun talepte bulundular. Ama üniversite yönetimi bu konuda en ufak bir adım dahi atmadı, talepleri reddetti. Neymiş efendim; kütüphaneye babamın ismini verirlerse diğer şehit ailelerine ayıp olurmuş; onların isimlerini de aynı ölçüde başka yerlere vermek varken bu bahanelerle akıllarınca bizi geçiştirdiler. Sonra bir sene sonra komik bir şekilde gidip kütüphanenin bir odasına '5 Nisan Eğitim Şehitleri Salonu' adını verdiler. Tek tek isimlerini vermekten, fotoğraflarını koymaktan bile çekindiler. Geri durdular. Fotoğraflarını bile insaflı idarecilerin baskısıyla koydular. Yazık gerçekten söyleyecek söz bulamıyorum.' Ne diyeyim kendi çalışanlarını koruyamayan üniversite yönetimi onların eşlerini ve çocuklarını üzmeye devam etmiş. Bu yapılanlar Üniversite Rektörlüğünün büyük bir ayıbıdır...
------------------------------------------------
ÖĞRENCİNİN YEMEĞİNİ YİYENLER

Mihalgazi'de çok sayıda eğitim çalışanı ve veli bana elektronik posta ile ulaşarak; taşımalı eğitim yapan öğrencilere gelen yemek ile ilgili şikayette bulundu.
Okurlarımız konuyla ilgili şunları söyledi; 'Mihalgazi Ortaokulu'nda taşımalı eğitim yapan öğrencilere yemek geliyor. Ancak okul idaresi, bazı İlçe Milli Eğitim yöneticileri ve bazı kurumda çalışan personeller öğrencilere sayılı olarak gelen bu yemekten yiyor. Bundan dolayı öğrenciler kısıtlı yemek yedikleri için karınlarını doyuramıyor. Taşımalı eğitim yemeği beğenilmediği günlerde öğrenciler yemeklerini tam olarak yiyebiliyor.' Okurlarımız İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde yemek yapılması için Mihalgazi Anaokuluna gelen ödenekten tencere, tava gibi yemek yapılacak materyaller alındığı ve tüp doldurulduğu iddialarında da bulundu.
-------------------------------------------
NOSTALJİ
TÜSİAD BAŞKANI ESİAD'DA

Yıl: 1993. 26 yıl önce TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Başkanı Bülent Eczacıbaşı Eskişehir'e geliyor. Eczacıbaşı Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen etkinliğe katıldı. Tarihi fotoğrafta ESİAD Başkanı Orhan Kesikoğlu, Eczacıbaşı'na plaket takdim ediyor. Ülkenin en önde gelen işadamlarından olan Bülent Eczacıbaşı 1991-1993 yılları arasında TÜSİAD Başkanlığı yaptı. 1997-2001 yıllarında TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı, 1993-97 yıllarında ise TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2000-2008 yıllarında İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Bülent Eczacıbaşı, Forbes Türkiye'nin 2017'de hazırladığı 'En Zengin 100 Türk' listesinde 1.5 milyar dolarlık servetiyle 18. sırada yer aldı.
------------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

CHP Eski İl Başkanı Sinan Özkar:
Arkadaşlar CHP'de en iyi İl Başkanlığını ben yaptım. Eskişehir'in merkezinde de köyünde de iz bıraktım.
CHP Eski Tepebaşı İlçe Başkanı Vural Yörük: Sinan Başkanın bıraktığı bu izleri nedense Tepebaşı'nda hiç rastlamadık
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Sinan hızını alamayarak, Büyükerşen de Ataç'ta benim sayemde belediye başkanı seçildi derse, doğrusu hiç şaşırmam. En iyisi siyasette miladını doldurmuş eski il başkanının üzerine bu soğuk suyu içeyim.
--------------------------------------
FIKRA
HEPSİ CENAZEDE

Bob'a şirketi ödül olarak bir Super Bowl bileti armağan etmişti. Gidip stada girdi ki yeri en köşenin en arka sırasında.. Yani sahaya, tepede reklam afişi dolandıran uçaktan biraz daha yakın. İlk çeyrek biterken baktı ki, en güzel yerde bir koltuk boş.. Şansını denemeye karar verdi.. Çeyrek arasında oraya koştu. Orada oturan adama 'Burası boş mu' diye sordu. 'Boş' dedi, adam.. 'Hayret' dedi Bob, otururken.. 'Hem de Super Bowl'da böyle bir koltuğu, hangi akıllı boş bırakır ki..' Adam cevap verdi.. 'Bu yer aslında benim. Karımla birlikte gelecektik. Ama onu kaybettim. 1977'de evlendiğimizden beri, bu onunla gitmediğim ilk Super Bowl!.' 'Çok üzüldüm' dedi Bob.. 'Ama gene de getirecek bir yakınınız, dostunuz olmalıydı. Akraba falan..' 'Olmaz olur mu' dedi adam.. 'Ama hepsi cenazede..'