Ne zaman doğu bölgesinde maça gitsem, ailemin ben dönene kadar gözlerine uyku girmezmiş. Özellikle orayla ilgili kargaşa haberleri onları iyice tedirgin edermiş.
Geçmiş yıllarda bir gün maça giderken
Annem Babam gitme yavrum diye ağlamaklı baktı.
Bense Anneciğim Babacığım orası da benim vatanım, gideceğim diye cevap verdim.
Akşam saatlerinde Doğu bölgesinde bir şehrin havaalanına indim.
Havaalanında subay bir arkadaşım karşıladı.
Gideceğim yeri kendim bulurdum zahmet etmeseydin dedim.
'Senin şu minnet etmeyen tavırlarına hayranım ama burası batıda bir il değil' dedi.
Gittiğim ilde Maçta hakem olarak görevliydim.
O gün işlerimizi bitirip, öncesinde gezip sonrasında arkadaşlarla akşam yemeğine gitmek için plan yapmıştık.
Biz Planımızı yaptıktan sonra, hakemlere, Belediyenin akşam yemeği vereceğini söylediler.
Tabi önceden plan yaptığımız için planımızı bozmadık ve belediyenin yemeğine gitmedik.
İkinci günü bir anda ortalık karıştı.
Vay yemeğe gitmeyen sen misin?
Ne olduğunu anlayamadan,
Bir baktık apar topar can güvenliğimiz için bizi polis evine yerleştirdiler.
Özel zırhlı araç temin edilmiş, polis eşliğinde spor salonuna girdik.
Spor salonunun etrafı yoğun güvenlik önlemleriyle doluydu.
Hepimiz birbirimize bakıp olanları anlamaya çalışıyorduk.
Söylenen iddialara göre belediye başkanı yemeğine katılmayan hakemlere tepki yapmış.
Akşam kahve içmeye gitmek için polis evinden çıkmak istedik.
Bizim güvenliğimiz için çıkışımıza izin vermediler.
Saklıda olsa çıkmayı başardık.
O gün boğazıma kocaman bir yumruk oturdu.
Kendi öz yurdumda ben miyim garip?
Beni bir köşeye atan utansın.
Ali Kınık şarkısında diyor ya,
Kendi öz yurdumda ben miyim garip? Aynen öyle.

***

Yine başka bir gün başka bir doğu ilinde maça gittik. Maç bitimi herkes sırayla evlerine dönüyordu.
Benimse Uçak saatine hayli zaman vardı. Otobüs beni iki saat gibi bir zaman diliminde havaalanına aktaracaktı.
Maçın yorgunluğunu yoğun bir şekilde hissediyordum.
Bir kahve içip dinleneyim diye dışarıya çıktım.
Nereye gidersem gideyim
'Burası Erkekler içindir.' Dendi.
Kahve içmekte kararlıydım.
Bu arada yolda yürürken rastladığım insanlar bana nefretle bakarak yanımdan geçiyorlardı.
Başka birileri ise, sinirli bir şekilde hem kıyafetime bakıyor hem de bana bakıyorlardı.
Bir taraftansa Kürtçe bir şeyler söylüyorlardı.
Bunun üzerine eğilip kıyafetimde anormallik mi var diye baktım.
Üzerimde bol bir eşofman vardı.
Türk Bayrağı ve Atatürk resmi vardı.
Anormallikte yok. Neyse boş ver birine benzettiler herhalde diye söylendim.
Fakat devam ettiğim yolda bakışlar değişmedi.

***

Bizim her milletten insana kucağımız sonuna kadar açık. Yeter ki vatanını, milletine aşık olsun.
Eşi meslek nedeniyle İstanbul'a taşınan Kürt kökenli kız arkadaşım uzunca bir süre bizim evde kaldı.
Eşi İstanbul'da 6 erkek arkadaşıyla kalıyormuş,
Ev kiralayana kadar gel burada erkek arkadaşlarımla kalalım diye arkadaşımı da İstanbul'a çağırmış.
Babam duyunca sinirlendi.
Sende benim kızımsın, burası senin de evin.
O kadar erkeğin içine ben kızımı göndermem deyip, taki eşi ev kiralayana kadar göndermedi.
Diyeceğim o ki ırkı, dili, dini ne olursa olsun kadın bizim erkeklerimiz için kutsaldır. Korur kollar.
Başka bir dilde küfür etme aracı değildir. KENDİ ÖZ YURDUMDA BENMİYİM GARİP!