Malum, ramazan ayındayız.
Bektaşi'ye demişler,
'Erenler, mübarek ramazan ayındayız, neden oruç tutmuyorsun?'
'Tutmasına tutacağım da,' demiş Bektaşi, 'şarabı ne yapacağız? Açlık, susuzluk değil de şarapsızlık başıma vuruyor, sinirlerim bozuluyor. Öldüresim geliyor önüme çıkanı.'
***
Bektaşi'nin lafı ağzındadır.
Özü sözü bir olduğu için, dürüstçe söylüyor halini…
***
Hadi Bektaşi'nin başına şarapsızlık vuruyor…
Ya şunlara ne demeli?
Yolda karısıyla tartışıyor adam. Kadını arabadan indiriyor.
Bu yetmiyor bir de arabayı üzerine sürerek ezip geçiyor kadını.
Öldüresi geliyor yani.
***
İstanbul'da, otobüs şoförü, önce yol kenarındaki inşaat işçileriyle tartışıyor.
Tartışma sırasında oruçlu olduğunu söylüyor, öfkesini oruçlu olmasına bağlıyor.
Bu arada otobüsün gaz pedalına yüklenip gazı köklüyor.
Bektaşi'nin dediği gibi, önüne çıkanı öldüresi geliyor…
Viraja da hızla girince…
Yolcuların kimi sağa kimi sola savruluyor.
Yolculardan bir kadının kucağındaki çocuğu başını demire çarpıyor. Kadın, şoförü uyarıyor.
Sen misin uyaran.
Adam oruçlu!
Otobüsü yol ortasında durdurup var gücüyle bağırarak kadının üzerine yürüyor.
Çocuk korkudan ağlıyor.
Kadın ne yapacağını şaşırıyor.
Şoför zıvanadan çıkıyor.
***
İstanbul Küçükçekmece'de…
Cennet Mahallesi metrobüs durağı.
Metrobüs sürücüsü paso soruyor yolcuya. Yolcu silahını çekiyor.
Yani?...
Yani Cennet Mahallesi durağında cennete yolculuk başlıyor.
Adam oruçlu…
Bektaşi'nin dediği gibi, öldüresi geliyor önüne çıkanı.
***
Biraz ara verecek olursak yazıya…
E bizimki de kafa yani.
Onu öyle mi yazsam, bunu böyle mi yazsam, yazıya şöyle mi girsem böyle mi çıksam yazıdan; bu istisna ve müstesna oruçluları konu edersem oruçluları gücendirmiş mi olurum derken kafası allak bullak oluyor insanın.
Otobüslerde bilet yerine çipli kartların kullanılmaya başlandığı yıllar.
Yolculardan biri kartını çıkarıp cihaza okutmak yerine şoförün yüzüne tutuyor.
Biraz afallayan şoför toparlanıp 'biip' diye ses çıkarıyor.
Sonra yolcu, diğerlerinin kahkahayla gülmelerine bir anlam veremeyerek geçip boş bir yere oturuyor.
***
Çok efendi, saygılı şoförlerimiz de var. Onlardan biri otobüsü durdurdu. Gayet kibar bir şekilde yolcuları uyardı:
'Benim psikolojim bozuldu.'
Ne!
'Psikolojim bozuldu!'
Bozulan otobüs değil yani.
'Siz başka bir otobüse binin. Ben şimdi çoluğu çocuğu alıp hastaneye gideceğim. Psikolojim bozulmasa iyiydi ama bozuldu. Kaza maza yapıp canınıza kıymak istemiyorum.'
***
Müşteriyle tartışan esnaf da pompalı tüfeği tezgahın altından çıkarıp adamı göğsünden vurdu.
O da oruçluydu!
Oruç tutmayı aç ve susuz kalmak zannedenler ortalığı birbirine katıyor.
Onun için, kendinize dikkat edin; siz siz olun kimseye gözünün üstünde kaşın var demeyin; kimseye yan gözle bakmayın… Hatta mümkünse evinizden dışarı çıkmayın.