Tepebaşı ve Alpu ilçe sınırlarını kapsayan bir alana kurulması planlanan termik santral için ilk ve en etkili konuşmayı Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy yaptı. Gerçek mi değil mi derken sessizliğini koruyan yetkililer ve üniversitelerden hatta çevre derneklerinden önce konuyu masaya yatıranın Eskişehir Kent Konseyi'nin olması beni çok şaşırtmadı ama bunun gerçek olması çok endişelendirdi. Termik santralinin zararları nelerdir peki? Öncelikle buna bakalım:

1- Termik santralden çıkan gazlar, tarım ürünleri, hayvanlar, su varlıkları ve ormanlar üzerinde kalıcı tahribat bırakıyor.

2- Yine buna termik santrallerden çıkan kükürtdioksit, azotoksit ve partikül madde gibi maddeler içerdikleri ağır metallerle insanların merkezi sinir sistemini etkiliyor, anormal doğumlara sebep oluyor ve gelişme ve öğrenme yeteneğini azaltıyor.

3- Yine santrallerden çıkan küllerde var olan radon gazı kanser vakalarında artışa neden oluyor.

4- Santrallerin bacalarından çıkan gazlar asit yağmurları oluşturuyor ve yağan yağmurla toprağın kimyasal yapısı bozuluyor. Haliyle tarımsal verim düşüyor, ağaçlar kuruyor, hayvancılıkla ilgili faaliyetler zarar görüyor. Yani bölgede oturan bir vatandaşın hayvancılık, arıcılık ve balıkçılık yapması zor.

5- Termik santrallerde soğutma, temizleme ve buhar elde etmek için bol miktarda su kullanılıyor. Kullanılan bu sular daha sonra atık halinde toprağa, yer altı sularına, denize veya akarsulara boşalıyor. Böylece suyumuz da kirlenmiş oluyor. Suyumuz bozulmakla kalmıyor, sudaki yaşam zinciri de bozuluyor.

TERMİK SANTRAL NEDİR?

Termik santraller katı, sıvı ve buhar halindeki yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı enerjisine, ısı enerjisini hareket (kinetik) enerjisine, hareket enerjisini de elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir. Kısaca termik santraller kimyasal enerjinin elektrik enerjisine dönüştüğü tesislerdir.

Termik Santraller; yakıttaki kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir fakat santralde bu enerji değişimi tek kademede gerçekleşen bir olay değildir. Yakıtın kimyasal enerjisinin ısı enerjisi şeklinde açığa çıkması için kimyasal bir olay olan yakıtın yanma prosesi gerçekleşmelidir. Bu prosesin termik santrallerinde oluşturulduğu yere Kazan denir. Kazanda açığa çıkan bu enerji, kazanın içerisindeki borularda dolaşan suya verilir ve su buhar fazına geçer. Buhar fazına geçen bu suya ısı enerjisi verilmeye devam edilir. Enerji yüklü bu buhar, buhar türbini rotoruna verilir ve buhar türbin rotorunu harekete geçirerek buhardaki ısı enerjisi hareket (kinetik) enerjisine dönüştürülmüş olur.

Bu hareket enerjisi bir döner alternatif makinesi olan senkron jeneratöründe elektrik enerjisine dönüşür. Böylece prosesten istenilen nihai hedef gerçekleşmiş olur. Yalnız olay burada anlatıldığı gibi termik santrallerde basit ve kolay olarak gerçekleşmez.

Yanma, bir kazan ya da buhar üretecinde gerçekleştirilir ve suyun buhara dönüştürülmesini, daha sonrada bunun yüksek basınç altında (170 bar), yüksek sıcaklıkta (540′C) çok ısıtılmasını sağlar. Buhar önce türbinin yüksek basınçlı bölümünde ve daha sonra yeniden çok ısıtıldıktan sonra orta ve alçak basınçlı bölümlerde genişler. Birbirini izleyen bu genişlemeler sırasında ısı enerjisi mekanik enerjiye dönüşür. Kondensede soğutulan buhar tekrar su haline döner; türbinden çektiği buharla çalışan bir yeniden ısıtma bölümüyse suyun ısısını yükseltip kazana gönderir. Buhar ve su bir kapalı devre halinde dolaştıkları için bu çevrim sonsuza kadar yenilenir.

Duman kazan çıkışında büyük oranda ısı yitirir ve elektro filtreden sonra havaya verilir, böylece yanma olayı gerçekleşir. Kömürle çalışan santrallerde dumanın daha sonra elektrostatik düzenekler yardımıyla tozu alınır ve bacadan dışarı atılır. Bu arada türbinde yaratılan mekanik enerji bir alternatöre iletilir ve burada elektrik enerjisine dönüştürülür.

Bu gerçeği ilk gören Eskişehir için herkesten çok çırpınan insanlardan olan Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy tarihe geçecek bir silkinmeye sebep oldu ancak olayın sonu nasıl gelişecek merakla bekliyoruz.