Seçimde ittifaklara olanak sağlayan yasa değişikliği tasarısıyla; ortaya bir kazan konuldu, içine aklı eren-ermeyen herkes bir çeşni katıyor. İnanmıyorsanız birkaç televizyon kanalını açın, birkaç gazete karıştırın.
AKP ile MHP'nin seçim için ittifak oluşturmasına;
'Bu bir koalisyondur.' diyen de var,
'Yok, bu bir koalisyon değil, ittifaktır.' diyen de…
Kazana bir tutam baharat da ben katayım istedim.

***

Sözlüklere göre,
'Ayrı görüşteki güçlerin, belli bir amaçla bir araya gelerek oluşturdukları birliğe koalisyon denir.'
Kendine muhafazakar-demokrat diyen bir parti ile milliyetçiliği ve ülkücülüğüyle gururlanan başka bir parti bir ittifak oluşturmuş: AKP ile MHP.
Demek ki, ittifakın oluşumunda görüşleri ayrı, iki farklı güç var.
Başkanlık sisteminde iktidar olmak için 50+1 oy gerekli. Her ne kadar en yüksek oya sahip olsa da, birinci turda işi bitirmek isteyen AKP'nin, oylarını koyulan çıtaya taşıyacak bir desteğe ihtiyacı var. Bu destek son yıllarda oyu azalan MHP'den.
Yaşadığı kan kaybından sonra, baraj altında kalacağına kesin gözüyle bakılan MHP, yaptığı bu ittifakla baraj sorunu olmadan seçime girebilecek. Oyları AKP ile birlikte sayılacağından barajı geçse de, geçmese de meclise girmesi garanti.
Demek ki, birbirinden farklı da olsa, ittifakta geleceğe yönelik amaçlar var.
Yasada yapılan değişiklikle seçim pusulasında yan yana ve ortak bir çerçeve içinde, 'Cumhur İttifakı' adıyla yer alacaklarına göre,
Demek ki, bir birlik oluşturulmuş.

***

Şimdi tanıma dönelim:
Yan yana gelen 'farklı güçler' var.
Bu birliktelik bir 'amaç' taşıyor.
Üstelik adı belli bir 'birlik' oluşturulmuş.
Öyleyse, tanıma uygun bir şekilde;
AKP-MHP birlikteliği 'seçilmek için oluşturulmuş bir koalisyondur' diyebiliriz.

***

Bir koalisyondur, ama bir 'hükümet koalisyonu' değildir.
Tabii ki şimdilik…!
Çünkü taraflar, yönetmek için değil, seçilmek için ittifak oluşturduklarını söylüyorlar.
Bize inanmak düşer. (!)
Cicim ayları söylemleriyle süren 'bu ittifak, seçimden sonra bir koalisyon hükümeti doğurur mu' bilemem!
Topluma bakarsanız, küçük ortağın taraftarlarında böyle bir beklenti var. Gülen cemaatinden boşalan ve diğer cemaatlerin liyakatsiz mensuplarına dağıtılan bürokrasi kadrolarından iktidarın da rahatsız olduğu, yerlerine MHP'nin yetişmiş elemanlarını yerleştireceği söylentileri de yaygın.
Ancak, bu ihtimalin Reis'in dudaklarının arasında olduğu unutulmamalı.
Bu sorunun cevabını ya seçim sath-ı mailinde, ya da seçim sonrasında alacağız.

***

Bir de olayın 'milli irade' tarafı var.
İttifakı oluşturan güçlerin beklentilerini karşılama ihtimali yüksek olan bu yasa değişikliği, topluma 'güven' verecek mi?
Adaletsiz bir ortamda, özünde kaybetme endişesiyle hazırlanmış, birilerine haksız 'avantaj' sağlayan böyle bir sisteme, millet 'onay' verecek mi?
Millet, elma ile armudu bile toplatabilen, bu çıkarlara dayalı seçim taktiklerini fark edip, bunların karşısında yer alabilecek etik ve tutarlı davranışları 'takdir' edebilecek mi?

***

Siyaset tarihi, avantaj peşinde koşarken sürpriz sonuçlarla karşılaşan siyasilerin örnekleriyle doludur.
Kim bilir?
Bekleyip göreceğiz!