Kökeni Fransızca olan 'konjonktür sözcüğü' her seçim döneminde sıkça kullanılır. Bu sözcüğün kelime anlamı; 'Her türlü durumun ve şartın ortaya çıkardığı sonuç' olarak ifade ediliyor.

DUYGUSAL FAKTÖRLER
Seçim konjonktürü ülkelerde bazen duygusal bazen de yüzeysel faktörlerle değişebilir. 24 Haziran'da Eskişehir'deki seçim konjonktürü böyle oldu. Eskişehir'de belediye başkanları, milletvekili adayları olarak en çok çalışan parti CHP oldu. Ancak bu özverili çalışmalar mevcut seçim konjonktürüne yenildi. AK Parti'ye soğuk bakan merkez sağ seçmenleri oylarını CHP'ye veriyordu. CHP'ye oy veren yüzde 5'lik kesim bu sefer tercihlerini İYİ Parti'den yana kullandı. Yaygın medyada 'CHP-HDP yakınlaşmasıyla ilgili yapılan haber ve yorumlar' CHP'nin oylarının İYİ Parti'ye gitmesinde büyük etken oldu. CHP Genel Merkezi bu konuda yaratılan algıyı bertaraf edecek bir politika gerçekleştiremedi. Bir de bunlara 'HDP barajı aşsın' diye bu partiye oy veren yüzde 1.73'lük CHP'li seçmeni de eklenince 'oy kaybı' kaçınılmaz oldu.

KARŞILIĞINI ALAMADILAR
Kimse Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Milletvekili adayları Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, Nuray Akçasoy, Engin Çakmak, Sinan Özkar, Sibel Yeşildal ve Metin Tomsuk'un çalışmadığını iddia edemez. Ancak Türkiye'de oluşan seçim konjonktürü nedeniyle bu çalışmalarının karşılığını alamadılar. CHP'de artık kişiler ve kurumlar birbirlerini suçlamaktan vazgeçerek, yerel seçimler şimdiden plan ve programlarını hazırlamalıdır.
Parti teşkilatlarında yetersiz veya heyecanını yitirmiş insanların yerine yerel seçimlerin ağırlığını taşıyacak isimler göreve getirilmelidir...

--------------------------------------------
EN BAŞARILI 2 OKULUN ŞANSSIZ ÖĞRENCİLERİ

2018-2019 Eğitim yılında Eskişehir'deki liselere mahallinde yerleştirme yapılacak.

4236 KONTENJAN
İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen dün Öğretmenevi'nde velilerin ve öğrencilerin büyük endişe duyduğu yeni sistemle ilgili basın toplantısı düzenledi. Yeni sistem ile ilgili tüm detaylar bugün gazetemizde yer alıyor. Yeni sistem ile ilimizde 30 Anadolu, 36 Mesleki ve Teknik Anadolu ve 12 İmam Hatip Lisesi'ne 10 bin 580 kontenjan açtı. 7 bin 396 9'ncu sınıf öğrencisi bu okullara yerleştirilecek. Özen, özel okullar nedeniyle bu sayının 6 bin 500'lere düşeceğini söyledi. Kendisine 'İlimizde 4236'dan fazla öğrenci Anadolu Lisesi'ne başvuru yapar. Çünkü Eskişehir'deki veliler çocuklarını mesleki eğitime göndermeyi düşünmüyor. Onlar için hep akademik kariyer düşünüyor. Fazla öğrencilere ne olacak?' diye sordum. Özen; 'Anadolu Liselerinin kontenjanlarında azalma olmadı. Mevcut kontenjanı koruduk. Anadolu Lisesi'nde yer bulamayan ve diğer okul türlerini istemeyen öğrencileri açık liseye yönlendireceğiz. Ancak bunun o kadar çok sayıda olacağını düşünmüyorum' dedi.

ÖĞRETMEN KALİTESİ ARTTIRILMALI
Ben de; '80 ve üzeri okul puanı olan öğrenciler dışarda kalırsa,sıkıntı büyük olur' dedim Özen; 80 ve üzeri okul puanı olan öğrencilerin kesinlikle dışarıda kalmayacağını söyledi. Gerçekten de 50-60 okul puanı olan öğrenciler zaten Anadolu Lisesini kazanamıyordu. Vasat okul puanı olan öğrencilerin Anadolu Lisesi yerine meslek liselerine gitmelerinin onların yararına olacağını düşünüyorum. Ancak iki okulun öğrencileri için üzülüyor. Eskişehir'in en başarılı ortaokulları olan Şehit Soner Özübek ve Mustafa Kemal Ortakolu'nda eğitim gören öğrencilerin büyük çoğunluğu eski sistemde Fatih, Kılıçoğlu, Muzaffer Çil ve Ahmet Kanatlı Anadolu Liselerini rahatlıkla kazanırdı. Veliler ve öğrenciler tüm hazırlıklarını buna göre yapmıştı. Ancak bu okullarda okuyan zeki öğrenciler Mustafa Kemal ve Tayfur Bayar Anadolu Liselerinde okumak zorunda kalacak. Umarım İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu iki Anadolu lisesinde öğretmen kalitesi arttırarak bu zeki öğrencilerin kaybolmalarının önüne geçer.
-------------------------------------------------
CUMARTESİ HİKAYESİ
CHURCHİLL VE DAMADI

Winston Churchill , 1. Dünya Savaşı'nda İngiltere Bahriye Nazırıydı ve Çanakkale Savaşı'nda İngiltere Donanmasını o yönetiyordu… Churchill 2. Dünya Savaşı'nda ise Başbakandı ve İngiltere'nin savaşı kazanmasında büyük rol oynadı… Yaşamının son yıllarında giderek güçten düşmüştü, yanında sürekli kızı ya da damadı olurdu…
O günlerden birinde bir gazeteci uzun uğraşlar sonunda bir randevu alabilmişti Churchill'den. Ünlu devlet adamı bir kanepenin üzerinde uyukluyor, zaman zaman hırıltılı bir şekilde bir şeyler söylüyordu. Gazeteci hemen sorusunu yapıştırdı.
'Efendim, 2. Dünya Savaşı sırasında Hitler, Mussolini, Franko ve Stalin'le birlikte dünya tarihine yön veren liderlerden biriydiniz. En çok hangisini takdir ederdiniz?'
Churchill cevap vermeyince gazeteci sorusunu yineleyecek oldu ama damadı araya girdi.
'Israr etmeyiniz lütfen, görüyorsunuz tamamen bunadı artık…'
Churchill o sırada hafifçe araladı gözlerinden birini, son derece net bir ifadeyle;
'Mussolini' dedi. 'En çok Mussolini'yi takdir ederdim…'
Gazeteci sordu yeniden, 'neden?' Churchill cevapladı;
'Çünkü damadını kurşuna dizdirmişti…'
(Mussolini gerçekten de, öz kızının kocasını görüş ayrılığı nedeniyle 1944 yılında kurşuna dizdirmişti…)
---------------------------------------------
FOTO ŞAKA

Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal: Fuat Hoca'nın dil bilmesi iyi oldu. Artık tercümana para vermeyip o işi ona kilitlerim.
Eskişehirspor Teknik Direktörü Fuat Çapa: Bugün bana tercümanlık yaptıran Halil Başkan, korkarım yarın 'iki çay kap da gel' der.
--------------------------------------------
FIKRA
KOMPLİMAN

'Kızınızla aynı yaşta görünüyorsunuz' deyince Mualla Hanım'ın yüzündeki mutluluğu gördün mü?
- Yok.. Onu görmedim de Mualla Hanım'ın kızının yüzündeki korku ve şaşkınlık müthişti…