Sevgili okurlar,
Geçtğimiz hafta basında önce çıkan haberler arasında benim ilgi alanımda olduğu için en çok dikkatimi çeken haber Kuvvet Komutanlarının Genel Kurmal Başkanlığı ile birlikte Beştepe'de Millet Camii'nde sabah namazında vatandaşlarla birlikte Cumhurbaşkanı'nın da katılımı ile cemaat olup namaz kılmaları idi.
Devletin en büyük teminatı tabi ki laikliktir. Ama bunu hiçbir zaman dinsizlik olarak anlamamalıyız. Normal bir vatandaş Allah katında naıl ki dini yükümlülüklerini yerine getirmekle mükellef ise, Cumhurbaşkanı dahi olsa, o da aynı vecibeleri yerine getirmek zorundadır. Ordumuzun komutanları o gün halka bakın bi de Türküz, Müslümanız ve sizin bağrınızdan çıkan evlatlarınızız, merak etmeyin Peygamber ocağına gönderdiğiniz evlatlarınız önce Allah'a sonra da bize emanettir, demek istemişlerdir. Onlar da her şeyden evvel birer insan ve Müslüman evlatlarıdır.
Komutanların ve Cumhurbaşkanı'nın halka çıkışta sohbet etmesi oradaki cemaatin bazılarının gözyaşı dökmesine sebep olmuş. Bu hatıranın yazılmasına sebep ise esas konu 1972 yılında idi. Ben henüz çocuk yaşta idim ve yeni mahallede camiide Ramazan ayı nedeniyle mukabele okuyordum. Sabah namazı bitmiş ve cemaat dağılıyordu. Namaz çıkışında çoğu yaşlı olan cemaat başındaki namaz takkelerini henüz çıkarmamışlardı. O zaman meşhur 12 Mart Muhtırası verilmiş ve memlekette sıkı yönetim vardı.
O zaman hava kuvvetlerinde komutan olan ve aynı zamanda sıkı yönetim komutanı olan İrfan Özaydınlı makam aracıyla Hava Kuvvetlerine gidiyordu.
Araba biraz geçittikten sonra geri geri geldi. İçinden İrfan Özaydınlı paşa indi. Halka dönerek 'Burası laik bir ülke lütfen başınzıdaki o fesleri çıkarın' diye cemaate bayağı sertçe bir ifade kullandı. Buna camiden çıkan onlarca cemaat şahit olmuştu.
Zamanında camiden çıkan cemaatin namaz takkelerinin dahi garip görüldüğü bir memlekette tüm ordu komutanlarının bir camide sabah namazında cemaatle buluşması tabi ki geçmiş dönemlri yaşayan vatandaşların gözyaşlarına sebep olacaktı.
İşte esas laiklikte burada idi. Hangi dine mensup olursa olsun herkes dini inancını istediği gibi yaşamalıydı. Komutanlarda bunu yaptılar, yadırgayacak hiçbir şey yoktu.