Ramazan ayının gelmesiyle davetler birbirini kovalıyor. Allah kabul etsin herkes kendi ayarındakileri davet ediyor. Aslında bir iftar vermek sofranda bir misafir bulundurmak bu mübarek ayda o kadar faziletli ki. Bunu kalemlerin tarifi mümkün değil. Buraya kadar iyi ama bir de madalyonun iç yüzüne baktığımızda bazı kamu kurumlarında kraldan ziyade kralcıların yüzünden bu mübarek günlerde yapılan sevaba, kırılan kalpler yüzünden katbekat daha fazla. Vebal sahibi (günah) olduğu görülüyor. Burada bunu ilgililerin bilgisi olur diye diz sevgili okurlarımızla paylaşmak istedim.
Bunu birkaç örnekle açıklayayım. Bir iftar davetinde gelen misafir geç kalmış olacak ki, ona kendi mevkiinde oturacak yer kalmamıştı. Ama üst düzey yetkililerin oturduğu yerde hem de birkaç tane yer vardı. Elinde tabakla o misafir sağa sola bakındı. Ben de olayı takip ediyordum. O tarafa doğru ilerledi, hemen oradaki görevliler ona el kol hareketi ile mani olmaya çalıştı. Oradaki en yetkili kişi eliyle o şahsı bırakın gelsin dediği halde onlar bir pencere önünde ayakta elindeki iftar tabağı ile iftar yaptırdılar.
Allah katında tüm insanlar eşit olduğu halde o oruçlu şahsı oraya oturtmaya layık görmediler. Birkaç hafız arkadaşımız da şahit oldu. Ve çıkarken en yetkiliye ileriki yıllarda bir daha senin verdiğin davete gelmeyeceğiz diye durumu iletip, üzüntülü olarak ayrıldık.
Bir başka konusu ise yine bir devlet kurumunda en üst makamca davet edilerek, orada birkaç arkadaşımızla iftardan evvel Türk tasavvuf musikisinden birkaç örnek sunmamız istenmişti.
Biz de çok sevdiğimiz bu bürokratın hatırına sırf Allah rızası için orada yarım saat evvel vararak (davet çok kalabalıktı) durumu alt kademe diye tarif ettiğimiz görevli arkadaşlara ilettik, onlar da bu en üst amirlerinin emrine rağmen biz bu işi ayarladık, böyle olacak diye bizim orada kalabalığa ilahilerden bir demet sunmamızı istemediler ve bunu duyan koro arkadaşlarımı sen kalırsan kal ama biz kalamayız diyerek iftara çok az bir süre kala orayı terk ettik. O günde çok yağmurlu bir gündü. Özellikle iftar veren belediyelerimizde başkanlarımızın emri ve talimatları, bu bürokratlar tarafından çoğu kez uygulanmıyor. Bu konuda da o sevgili kardeşlerimize şunu hatırlatayım; Bakın koca yunus bu konuda ne diyor?
Bir gönül yıktınız
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil,
Ya işte böyle, bırakın iftar davetini yıllarca ibadet bile etsen duaların kabul olduğu o iftar saatinde bunun vebalini hiçbir diyetle ödeyemezsin görevli arkadaşım kırılan bir kalp bütün hayrını ve sevabını götürür.