Sevgili okurlar;
Allah'a şükür Ramazan ayı geldi. Sadaka ve fitrelerimizi zekatımızı kimlere verelim. Bu konuda isterseniz Kur'an'a müracaat edelim.
Zekat; zekat senelik mali bir ibadettir. Allah'ın rızası için zengin Müslümanların mallarından her yıl kırkta birini Kur'an-ı Kerim'de bildirilen 8 sınıftan birine tamamen vermelerinden ibarettir.
Akıllı, hür olan ve borcu bulunmayan Müslümanın asli ihtiyacından fazla olarak üzerinden bir yıl geçen nisab miktarı mala sahip olmasıdır.
Nisab miktarı malda ayrıca nema (üreme, çoğalma) da şarttır. Altın ve gümüş çoğalmasa da nisab miktarı olunca zekatları verilir.
Nisab; zekatın vacip olması için dinin koyduğu bir ölçüdür. Kişinin asli ihtiyacından ve borcundan başka; 20 miskal (80.18) gram altın veya bunun değerinde para ve ticaret malına sahip olmasıdır.
Bu konuları ileride daha geniş şekilde inşallah yazarız. Peki fitrelerimizi kimlere verelim işte bunun cevabı – emir ve teşvik olduğumuz infak ve sadakalar. Allah yolunda, tutulmuş, din uğruna ilme cihanda kendini vakfetmiş yeryüzünde şuraya buraya gidemeyen yani Allah yolunda meşguliyetlerden dolayı nafakalarını kazanmaya gücü olmayan fakirler içindir.
Hallerini bilmeyen, iffetlerini muhafaza için tahammül edip, istemeye tenezzül etmediklerinden onları zengin zanneder, sen onları nezahatlerinden, simalarından tanırsın. İnsanlardan istemezler, hele ısrar hiç etmezler. Bakara Suresi'nin 273'üncü ayeti kerimesi Eshabı-suffe hakkında indirilmiş olsa da hüküm umumidir. Yani bunlar gibi olanlarda bu hakka sahiptir.
Allah rızası için nöbet bekleyen veya Allah rızası için ilim öğrenen veya Allah rızası için Allah yolunda hizmetlere kendini vakfeden ve bu halde mal-mülkü olmayan muhtaç olduğu halde natabasını kazanmaya vakit bulamayan veya yetişemeyen Müslüman fakirler bu ayetin hükmüne girer.
Bunlarda infak ve sakaların verileceği en güzel yardım ve hayır yaparsanız Allah Teala muhakkak onu bilir, ecir ve mükafatını zayi etmez.
İşte Kur'an böyle diyor.