Küresel ısınmanın etkisiyle uzunca bir zamandır mevsimlerde neredeyse her yıl görmeye başladığımız değişiklikler, başta bitkiler olmak üzere bütün canlılar aleminin yaşam dengelerini ciddi bir şekilde sarsmaktadır. Mevsimlerin genel olarak gösterdiği iklim koşullarına uyum sağlayarak yaşayan, ara sıra görülen kısa süreli değişikliklere tolerans gösteren bitkiler; etkili değişikliklerde strese girmekte, çevre koşullarına, hastalık ve zararlılara karşı dirençleri azalmakta, büyüme ve gelişme dönemlerinde değişmeler olmaktadır. Bütün bunlar ve iklim faktörlerindeki diğer değişiklikler, sonuçta bitkilerin verim gücünü ve ürünlerinin kalitesini azaltmaktadır. 2014 -15 kış aylarında aldığımız kar yağışı , daha önce yaşadığımız kuraklıklar sonucu hem yerüstü hem de yeraltı su kaynaklarımızda görülen azalmaları ortadan kaldırmış, topraklarımızda çok aşağılara inmiş olan taban suyu seviyesini yükseltmiş, toprak nemini artırmış, hatta bazı alanlarda doygun hale getirmiştir.

İlkbaharın ilk iki ayında almış olduğumuz yağmur ve kar yağışları da özellikle yapısı ağır olan toprakların bazılarında göllenmelere, çoğunun ise ıslak kalmasına neden olmuştur. Islak topraklar geç ısınırlar. Bunun yanı sıra gözeneklerinin çoğu su ile dolu olan bu topraklarda bitkilerin ihtiyacı olan hava yeterince bulunmamaktadır. Gece gündüz sıcaklık farklarının büyük olduğu gün sayısı da oldukça fazla olmuştur. Bu etkenler nedeniyle Mayıs ayına gelmemize rağmen bitkileri olması gereken büyüklüğe ulaşamamış bir çok buğday ve arpa tarlası görülmektedir. Bitkiler yeterince hızlı büyümediğinden dirençleri artmamakta böylece soğuk hava dalgalarından, hastalık ve zararlılardan fazlaca etkilenmektedirler. Bu güne kadar kök ve sap çürüklükleri ve yaprak hastalıkları oldukça yaygın görülmüştür. Bir çok tarlada fare zararı büyüktür. Ancak bütün bunlarla mücadele ya yetersizdir ya da hiç yapılmamaktadır.

Yağışlı, serin, kapalı havaların sürmesi, gece-gündüz sıcaklık farklarının normalden daha fazla olmaya devam etmesi halinde uzun bir süredir görülmemiş şiddet ve yaygınlıkta hastalık zararları görülebilecek, daha önceleri dar bir alanda veya parça parça küçük alanlarda ve/veya kısa sürelerle ve/veya düşük şiddetlerde görülen bazı hastalıkların geniş alanlarda ve ciddi şiddetlerde görülmesi olasıdır. Bu olasılıklar gerçek olursa sadece tane verimi ve kalitesi azalmakla kalmayacak, sap-saman verimi ve kalitesi de çok düşebilecektir.

2014-15 üretim yılı tahıl üreticileri için ders alınacak yıllardan biridir. Uyguladıkları üretim tekniklerini yeniden değerlendirmelidirler. Üretmekte oldukları çeşitleri yakından takip etmeli, nelerden zarar gördüğünü, nelere dayandığını belirlemeli ve gelecek üretim yılında yetiştireceği çeşide karar verirken bunları dikkate almalıdır. Bir önceki yıl kurak zararı görürken bu yıl yağış zararı görmekte olan çeşitler içinde değişen şartlar karşısında diğerlerine göre daha bir dayanıklı olan veya daha az zarar gören çeşitlere önem vermeleri akılcı olacaktır. Ancak tek başına bu yetmeyecektir. Seçilen çeşitlerin vasıflı tohumluklarının ekilmesi, bunların ekim zamanı ve derinliğinin doğru seçilmesi, uygulanacak gübrelerin çeşitleri ve miktarları ile bunların verileceği zamanlara da çok dikkat edilmesi gerekmektedir.

Dünya'da küresel ısınmanın artmaya devam ettiği bildirilmektedir. Isınmanın en fazla olduğu ve etkilerinin çok görüleceği yerlerden birinin Akdeniz Havzası olacağı, bu havzada yer alan ülkelerde küresel ısınmanın en belirgin sonuçlarından birisi olan iklim değişikliklerinin sık ve etkili olabileceği yıllardır dile getirilmektedir. Bir Akdeniz ülkesi olan Türkiye'nin de küresel ısınmadan oldukça etkileneceği ve küresel ısınmaya bağlı kalıcı iklim değişiklikleri yaşanacağı da öngörülmektedir. Yıllar boyunca genel olarak yaşanan iklim koşulları bir yörenin, bölgenin veya ülkenin normal iklimi olarak kabul edilmiştir. Zaman zaman normalden farklı iklim özellikleri yaşanmış fakat bu özellikler çoğu zaman normal kabul edilen değerler civarında olmuştur. Ancak son zamanlarda neredeyse her yıl etkili iklim değişiklikleri ile karşılaşılmakta ve bunlardan tarım ürünleri ile bunları üretenler çok zarar görmektedir. Bu zararları azaltmak için üreticiler bu konularda bilinçli hale gelmeli, değişen koşullara çabuk uyum sağlamalı ve uygulamalarını buna göre yapmalıdır.