Tilki kurnazlığıyla meşhurdur.
Öyle meşhurdur ki…
Kimi insanlar bile onun adıyla anılır.
'O ne tilki!' deriz mesela.

***

Peki, neden bu kadar kurnazdır tilki?
Neden olacak; ayı gibi güçlü, aslan gibi cesur, kurt gibi zeki değildir de ondan.
Fakat…
Fakat ne ayının gücü, ne aslanın cesareti ne de kurdun zekası baş edebilir tilkinin kurnazlığıyla.

***

Ormanlar kralı aslan hastalanmış.
Öyle ıstırap vericiymiş ki hastalığı…
Haber salmış orman halkına:
'Bir doktor bulunsun, doktor derdime bir çare bulsun,' demiş.
Haberi duyan bütün hayvanlar koşup gelmiş.
Aslan kralın sarayının önünde toplanmışlar.
Gelenler bir de bakmışlar ki tilki yok.
Kurnaz tilki; aslan dediğin Amerika'ya benzer, ne zaman ne yapacağı belli olmaz diye çalıların arkasına saklanmış.
Ne olup biteceğini izliyormuş oradan.
Kurt, tilkiyi düşman bilirmiş; avlanmakta kendisi kadar hüner sahibi olmadığı halde kendinden daha iyi, daha rahat yaşadığı için.
Ve aslanın gözünde daha fazla itibar sahibi olduğu için.
Tilkinin orada olmadığını anlayınca kurt, kimsenin, gazabından korkup yaklaşmaya cesaret edemediği aslana yaklaşmış.
Tilkinin kendisine hiç saygısının olmadığını, çağrısını hiçe sayıp hastalığına gelmediğini aslanın kulağına fısıldamış.
Bunu duyunca aslan, heybetle kükremiş:
'Hemen bulup yaka paça getirin o vatan haini cibilliyetsizi huzuruma!' demiş.
Tilkiyi arayıp bulmuşlar.
Aslanın çok kızdığını anlatmışlar.
Tilki çalıların arkasından olup biteni izlerken anlamış zaten kurdun bir şeyler karıştırdığını.

***

Sinsi sinsi, eğilip bükülerek aslanın huzuruna çıkmış tilki.
'Sultanım, sizi aldatmışlar,' demiş. 'Hakkımda size yalan yanlış beyanda bulunmuşlar. Oysa ben; hastalığınıza çare bulacak akil insanlarla görüşmekle meşguldüm. '
Aslanın öfkesi yatışmış.
Heyecanlanmış tilkinin hastalığına bir çare bulduğunu düşünüp.
'Anlat bakalım ne dedi akil insanlar?' demiş.
Tilki devam etmiş:
'Ayıptır söylemesi, hizmetleri karşılığında kendilerine hediye edeceğim horozu komşu köyün muhtarının kümesinden akşamdan tedarik edip sabah erkenden yola çıktım. Varıp kapılarına dayandım akillerin. Her birine akıl danıştım. Hepsi de dedi ki…'
'Eee, ne dedi akiller, çabuk söyle!'
'Bir kurt diri diri yüzülecek. Postu sıcak sıcak kralınızın sırtına sarılacak. Postun sıcaklığı kralınızın içerisini ısıtacak. Böylece kralınız sadece hastalığından kurtulmayacak aynı zamanda yeni doğmuş gibi olacak, dediler. Hepsi de aynı görüşte birleştiler kralım. Gerisi size kalmış artık.'
Duyar da bunu…
Durur mu aslan.
Emrini vermiş kükreyerek:
'Yakalayın şu münafık, vatan haini cibilliyetsiz kurdu! '
Yakalayıp diri diri, bağırta bağırta derisini yüzmüşler kurdun.
Aslan kurdun postunu sarınmış.
Etini de tilkiye bağışlamış tilkinin akillere hediye ettiği horozun yerine.

***

Korkulur kurnazlardan!
Ben de her zaman kurnaz insanlardan korktum en çok.
Nefretle…
Ve hatta lanetlemeyle karışık bir korku benimki…
Ne yalan söyleyeyim sinirlerimi bozuyor bu tür insanlar.
Huzursuz ediyor beni.
Ne talihsizlik ki hak yemenin, adam kayırmanın, senden benden ayrımının hat safhada olduğu…
İlmin irfanın, bilimsel bilginin; aklın, fikrin, zekanın; çalışkanlığın bir işe yaramadığı günümüzde giderek artıyor kurnaz insanların sayısı.
Ve ne yazık ki giderek daha fazla itibar görüyor bu tilki gibi kurnaz insanlar.