AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir milletvekili Harun Karacan,
Partisinin Günyüzü ilçe kongresinde yaptığı konuşmada,
'Bu milletin, İslam'ın, bu coğrafyanın, bu ümmetin tek ve bundan sonraki kurtarıcısı Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dır' demiş…
'Tek kurtarıcı…'
'Bu milletin kurtarıcısı…'
'Ümmetin kurtarıcısı…'
'İslam'ın kurtarıcısı…'
'Bu coğrafyanın kurtarıcısı…'
Kendinizi ait hissettiğiniz grubun lideri, ait olduğunuz siyasi partinin başkanı, içinde yaşadığınız ülkenin cumhurbaşkanı için birçok sıfat kullanabilirsiniz…
Lider, önder, reis, başkan, dahi, eşi bulunmaz insan…
Ve daha, aklımıza gelmeyen birçok şey…
Hepsi,
Şu ya da bu şekilde, belli bir mantık ya da önemseme derecesini ifade eder…
Peki, ya kurtarıcı?

***

Ortada bir kurtarıcı olması için, öncelikle ortada 'kurtarılması gereken bir şey' olması gerekir…
Kurtarılacak şey ise,
Elinizden haksız yere, zorla alınmış, kaybedilmiş, işgal edilmiş, zorbalıkla, şiddet ve baskı ile el konulmuş bir şeyi ifade eder…
Baba, bazen kurtarıcıdır örneğin…
Sizi iflastan kurtarır, karakoldan kurtarır ya da hesabı ödeyemediğiniz bir mekandan kurtarır…
Bazen ölümden kurtarır…
Bazen bir dost, bazen eş, bazen patron, bazen polis, bazen asker…
Ama illa ki, ortada kurtarılması gereken bir şey ya da kurtulunması gereken berbat bir durum vardır …
Kısaca,
Berbat bir duruma düşmüşsünüzdür ve illa ki birinin gelip sizi o berbat durumdan kurtarması gerekmektedir

***

Bu coğrafyayı, İslam'ı, ümmeti geçtim de,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu milleti neden ve kimden, kimlerden kurtaracaktır?
Bu milletin,
Hangi hali ve durumu itibariyle, birilerinin 'kurtarıcılığına' ihtiyacı vardır?
Lider olmak, başkan olmak, reis olmak, hatta ve hatta Cumhurbaşkanı olmak…
Evet ama…
Kurtarıcı nedir Allah aşkına?

***

Harun Karacan 1 Kasım 2015 erken genel seçimlerinde, 7 Haziran 2015 genel seçiminde ikinci sıra adayı olan Salih Koca'nın listeden çıkartılması ile listeye girerek milletvekili oldu…
Elbette öncesinde de iktidar partisiyle yakın ilişkisi vardı…
2014 yılında yapılan yerel seçimlerde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı idi…
7 Haziran 2015 genel seçiminde listeye girmedi…
1 Kasım 2015'te yapılan genel seçimde ise, listedeydi…
2'nci sırada…
Milletvekilliğinde 2 yılını tamamlamadan, parti içinde çok önemli bir yükseliş göstererek, önce Parti Meclisine girdi, kısa bir zaman sonra da Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın son dönemde sıkça özünü ettiğini 'metal yorgunluğu'na tutulmamış bir isim olarak, gerçekten de dikkati çeken bir yükseliş gösterdi…
Bu önemli görev onu doğal olarak, gündemde de yukarıya çıkardı…
Hem ülke çapında, hem Eskişehir yerelinde…
Yaptığı her şey, her ziyaret, her konuşma, her açıklama, her cümle ve her kelime ister istemez aktarılmaya başlandı…
İşte birkaç gün önce Anadolu Gazetesi'nde çıkan bir söyleşide söylediği, '2019'da Eskişehir'deki 15 belediye de AKP ile tanışacak…' şeklindeki sözleri…
Günyüzü ilçe kongresinde söz ettiği 'kurtarıcı' hatta 'Recep Tayyip Erdoğan'ı her şeyin ve herkesin kurtarıcısı' olarak ilan etmesi…
Şehir gündemini de bir hayli meşgul ediyor ve edecek doğal olarak…

***

Harun Karacan'ın 'kurtarıcı' olarak kurduğu cümleleri okuyunca Süperman, Ironman (Demir Adam) Hulk (Yeşil Dev) gibi, Marvel ve DC Comics karakterleri geldi aklıma…
Bunların hepsi, hayali karakterler…
Her birinin, normal insanda bulunmayacak özellikleri vardır ve insanoğlunun baş etmesi mümkün olmayan düşmanları bu olağanüstü güçleriyle yok ederler, dünyayı ve insanlığı kurtarırlar…
Dedim ya, hayal ürünüdürler…
İnsanlara övgü ve methiye düzerken,
Onların ne kadar önemli insanlar olduğunu,
Ne kadar eşsiz ve yerleri doldurulamaz insanlar olduklarını ifade ederken,
Bu kadar uçarı ve hayalperest olmaya gerek var mı, bilmiyorum…
Bu tür tanımlamalar,
Sizleri de işin ciddiyetinden ve doğallığından koparmıyor mu?
Recep Tayyip Erdoğan'ı da, giderek boşluğa ve hatta atmosferin dışına doğru çıkarmıyor mu?
Karacan,
Ümmet, İslam, millet, coğrafya derken,
Onu Erdoğan'ın 'dünyanın kurtarıcısı' olduğunu söylemekten alıkoyan şeyin ne olduğunu da merak etmediğimi söyleyemem…

***

Bu 'kurtarıcı' övgüsünü,
Bize has bir sıkıntı ile sonlandıralım…
Eskişehirspor'dan söz ediyorum elbette…
Türk milletini ve İslam'ı bilmem ama,
Eskişehirspor'un bir 'kurtarıcı'ya ihtiyacı olduğu kesin…
Kulübün durumu ortada…
Hani yukarıda, bir şeyin kurtarıcıya ihtiyacının hangi durumlarda olduğunu anlatmaya çalışmıştık ya, Eskişehirspor'un durumu buna çok iyi uyuyor…
Denizlispor maçını,
Harun Karacan olmasa da, bildiğim kadarıyla Prof. Dr. Nabi Avcı ile Prof. Dr. Emine Nur Günay, Kulüp Başkanı Sinan Özeçoğlu ile birlikte izlediler…
Başkan Özeçoğlu,
Bir süredir, verilen ama tutulmayan sözlerden dem vuruyor…
Umarım,
Verilen ama tutulmayan sözlerle ilgili Nabi Avcı ile sohbet edebilme olanağı bulmuştur…
O ayrı bir mesele belki ama…
Keşke Harun Karacan,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için 'Eskişehirspor'un kurtarıcısı' tanımlamasını da kullansa…
Sizce de o zaman,
Bu tanımlama 'cuk' diye yerine oturmaz mı?