Milli müfrezenin kurulduğu ilk günlerden birinde Ödemiş'ten kalkan tren, şehrin yakınında durdurulur. Ödemiş'in Türk ahalisinden bir kurul, trene bindirilerek Bayındır'daki Yunan Komutanı Çavelas'a gönderilir. Heyet, Çavelas'a Yunanlıların ileri hareketi halinde, Ödemiş ilerisinde toplanmış olan milli kuvvetlerin, işgal kuvvetlerine ateşle karşı koyacaklarını, kan dökülmesine neden olmamak için, Yunanlılarla barış yapılıncaya kadar Ödemiş'i işgale teşebbüs etmemelerini bildirir. Çavelas, bu uyarıları dikkate alır. Durumu İzmir'deki komutanlığına haber verir. İzmir İşgal Komutanlığı, bunun üzerine hemen Bayındır'a bir tabur daha sevkederek, Ödemiş'in işgalini emreder. Takviye edilen Çavelas, 30 Mayıs'ta kuvvetli iki taburunu Ödemiş yönünde harekete geçirir. Jandarma Komutanı Tahir Fethi komutasındaki Ödemiş Kuvay-ı Milliyesi, Ödemiş'in 10 km. kadar batısında ve Bayındır yolu üzerindeki Hacı İlyas sırtlarını tutar. Bu milis kuvvetinin belkemiğini efeler oluşturmaktadır. Kuvay-ı Milliye'nin ilk muharebesi burada, Hacı İlyas'da olur. 5 saat kadar süren bu muharebede, Kuvay-ı Milliye tutunamayacağını anlayarak Ödemiş'e, sonra daha gerilere çekilmiş ve 1 Haziran'da Ödemiş, Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Ancak milli kuvvetlerin 2 şehit, 20 kadar yaralıdan oluşan kayıplarına karşılık, Yunanlılar bir hayli kayıp vermişlerdir.
Batı Anadolu'da, Kuvay-ı Milliye'nin çok önemli merkezlerinden biri de Alaşehir'dir. Birçok önemli olaylara sahne olan Alaşehir, ne yazık ki savunulmadan düşmana terkedilecektir. Alaşehir eşrafından Mustafa Bey, birkaç gün çaba gösterdikten sonra, şehirdeki subayların da yardımı ile Alaşehir Kuvay-ı Milliyesini 30 Mayıs'ta kurmayı başarır.
O gün askeri depodan 200 silah çekilerek gönüllülere dağıtılır. Hapishanede bulunan bu işe yarayacak mahkumlar da müfrezeye katılmak üzere serbest bırakılırlar. Maliyedeki askeri tahsisat Kuvay-ı Milliye'nin emrine verilir. Bu sırada Yunanlılar henüz Turgutludadırlar. Ege kıyılarında Gediz Vadisi boyunca Doğuya uzanan yol üzerinde, Manisa, Turgutlu ve Salihli'den sonra Alaşehir'in tehlikeye düşeceği kesindir. Bu nedenle Alaşehirliler düşmanı Salihli'nin Batısında karşılamak istemektedirler. Haziranın ilk haftasının son günlerinde Yunanlıların, Doğuya sarkmaya başlamaları, Alaşehir Kuvay-ı Milliyesini harekete geçirecek ve ilk müfreze 7 Haziran'da Salihli'ye hareket edecektir. 57. Tümen karargahının Çine'ye çekilmesinden ve Albay Şefik Bey'in kendine gelmesinden sonra Aydın bölgesinin Kuvay-ı Milliyesi de kurulabilmiştir. Tümen Komutanı Çine'de, mücadeleye isteksiz ve cesaretsiz bulduğu 175. Alay Komutanını görevden uzaklaştırıp, yerine Söke'deki 135. Alay Komutan yardımcısı Binbaşı Hacı Şükrü Bey'i vekaleten tayin eder. Bu gibi işler için gerekli özelliklere sahip olan bu binbaşının, Aydın bölgesine gelmesi Kuvay-ı Milliye'nin doğmasında ve büyümesinde son derece önemli bir olaydır. Öte yandan Albay Mehmet Şefik, Çine'ye yakın bir köyde oturan ünlü eşkıyalardan Yörük Ali Efe'yi ve arkadaşı Kıllıoğlu Hüseyin Efe'yi bir subayın aracılığı ile davet ederek, Yunanlılara karşı savaşa teşvik eder. Bu suretle Aydın bölgesinin ilk Kuvay-ı Milliyesi de Yörük Ali Efe'nin komutasında kurulmuş olur. Albay Şefik Bey, Yörük Ali Efe'ye silah, cephane ve iki yedek subay verecektir. Denizli Mutasarrıfı Faik (Öztırak) Bey'in ve Askerlik Dairesi Reisi Albay Tevfik Bey'in çabaları ile bu bölgede de Kuvay-ı Milliye teşkilatlanması yapılmış ve Denizli-Nazilli arasında Sarayköy'de ordu birlikleri ve milis kuvvetleri tarafından bir cephe oluşturulmuştur. Denizli'de yedek subaylar bir müfreze halinde toplanırlar. Polis komiserliğinden ayrılma Hamdi Bey komutasında ayrıca 70- 80 kişilik bir milli kuvvet daha oluşturulur. Sarayköy'de Molla Bekir adında bir köylünün gayreti ile ayrı bir Kuvay-ı Milliye oluşturulacaktır. Denizli ve Batısında Kuvay-ı Milliye'nin ve cephenin oluşturulması 6- 20 Haziran tarihinde tamamlanarak, düşman ileri hareketini önlemeye hazır hale getirilir.
Balıkesir bölgesinde Kuvay-ı Milliye'nin kurulmasına 61. Tümen Komutanı Albay Kazım (Özalp) Bey ile Ayvalık'taki 172. Alay Komutanı Yarbay Ali (Çetinkaya) Bey önayak olmuşlardır. Yarbay Ali Bey, Ayvalık'a Yunanlılar çıkmadan önce çevre halkı, milli kuvvetler oluşumu için teşvik etmiş ve gerekli hazırlıkları yapmıştır. 28 Mayıs'ta Ayvalık'ı işgale yeltenen Yunanlılar ile savaşarak, Yunan işgaline karşı Türk ordusunun ilk direnişini gösteren Ali Bey, düşmana silah ve cephane kaptırmadan alayını geri çekmiş ve Yunan işgalini Ayvalık'ta lokalize etmiştir. Bu bölgenin milis kuvvetleri 28 Mayıs'ta yavaş yavaş toplanmaya başlarlar. Haziranın ilk haftasında Ayazmend, Murateli, Gömeç, Burhaniye, Kozak ve çevre köylerden gelen gönüllülerden 150 kişilik bir milis kuvveti oluşturulur. Ali Bey, bu milis kuvvetine 3 yedek subay verir. Milis komutanı Ayazmendli Niyazi Bey'dir. Ayvalık'ın işgali üzerine Balıkesir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de, Yunan işgaline karşı bazı teşebbüslere girişir. İzmir tarafından gelen Yunan işgal kuvvetleri ise, bu sırada Manisa- Akhisar yolunun yarısına kadar ilerlemişlerdir. Akhisar'ın işgali an meselesidir. 14. Kolordu Karargahı Bandırma'ya nakledilmiş ve Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa da Balıkesir'e gelmiştir. Bütün şartlar uygun olduğu için Haziranın ilk haftasında, Balıkesir Kuvay-ı Milliyesi de kurulur. Yüzbaşı Kemal (Balıkesirli Kemal Paşa) komutasında oluşturulan bu müfreze, Balıkesir'deki alaydan alınan 20 er ve 150 kadar gönüllüden oluşmaktadır. Kuvay-ı Milliye'nin Yunanlılara karşı ilk muharebesi, 30 Mayıs'ta Ödemiş'in Batısında yapılır. İkinci muharebe 14- 15 Haziran da Bergama'da olacaktır. Yunanlılar tarafından işgal edilmiş olan Bergama'yı kurtarmak için bu bölgenin milis kuvvetleri, bazı askeri birliklerin de takviyesi ile Bergama'ya baskın şeklinde taarruz ederek, Yunanlıları bozguna uğratır. Bergama bu suretle Yunan işgalinden kurtulan ilk şehir olacaktır.
Aydın cephesinde, Kuvay-ı Milliye, Yunanlıların demiryolu güzergahında bulunan küçük müfrezelerine, çeşitli baskınlar vererek düşmanı taciz etmektedir. Bu cephede de Aydın'ı kurtarmak için, oldukça büyük bir kuvvetle bir taarruz hazırlanıp, Binbaşı Hacı Şükrü'nün komutasında çeşitli milis kuvvetlerinin ve ordu birliklerinin katılımı ile Aydın'a 28 Haziran'da taarruz edilir. 2 gün süren kanlı muharebelerden sonra Aydın da Yunanlılardan kurtarılacaktır.
Bergama baskını, Aydın bölgesindeki Kuvay-ı Milliye'nin, Yunan müfrezelerine yaptıkları baskınlar ve nihayet Aydın'a karşı taarruz hazırlığı, Yunan işgal komutanlığını büyük bir endişeye sevketmiştir. Bu endişe ile Aydın taarruzundan önce Nazilli boşaltılır. Nazilli'nin boşaltılmasından bir iki gün önce Yunan işgal kuvvetleri komutanlığının, 'Fevkalade Komiser'e yazdığı rapor, bu endişeyi açıkça göstermektedir ;

'İşgale karşı müthiş mukavemet hazırlıkları yapıldığını mevsuken haber alıyorum. Şöyle ki;
  1. Bandırma, Soma, Kırkağaç, Akhisar mıntıkalarında çeteler hazırlanmaktadır. Bandırma merkez ittihaz edilmiş olup, burada silahlı iki bin asker ve 6-8 bin çete bulunuyor.
  2. Denizli'de Hükümet iskat edilmiş, asiler Sarayköy köprüsünü tahribe hazırlanıyor. Tehlike mühim, asayiş berbattır.
  3. İsyan Söke mıntıkasına da sirayet etmiştir. 500'den fazla askeri erat, asilere iltihak ederek katliam ve yağmaya hazırlanmaktadır.
  4. Selçuk- Aydın hattı üzerinde kıtalara her gün tecavüz ediyor. Aydın- Nazilli hattında kuvvetler mevcut ise de, bu kıtalar emniyetini temin edememektedir. Tedbir alınmazsa tehlikelidir'.

Nazilli'nin tahliyesine, bu rapor üzerine izin verilmiştir. Yunan işgal kuvvetleri komutanlığının 21 Haziran tarihli bir raporunda da, o sırada Paris'te bulunan Başbakan Venizelos'a şu bilgi verilmektedir ;

'Tam bir Türk seferberliği ve kuvvetli bir Jön Türk Teşkilatı karşısında bulunuyoruz. Her taraftan taarruza maruz kalarak, her gün bir miktar arazi terk etmeye mecbur oluyoruz. Şayet derhal kafi miktarda kuvvet, hiç olmazsa bir tümen gönderilmeyecek olursa, pek yakında İzmir tehdit altında bulunacaktır. Bundan başka Türk teşkilatının merkezlerine karşı tedbir ittihazına serbest bulunmamız şarttır. Nieder '.

Yunan Komutanı, Türk kuvvetlerini çok abartılı olarak 40 bin kişi olarak göstermektedir. Halbuki o günlerde, ordu kıtaları da dahil, Yunanlıların karşısında 6000 silahlı Türk bile yoktur. Top adedi de çok abartılıdır. Türk kuvvetlerinin elinde Yunanlıların iddia ettiği gibi 47 adet top değil, bu kadar makineli tüfek bile mevcut değildir. Bir hafta sonra başlayacak olan Aydın taarruzunda sadece 4 top kullanılmıştır. Bu açıklamalar ve raporlar, Kuvay-ı Milliye'nin 30 Hazirana kadar geçen faaliyetlerinin, Yunanlılar üzerindeki yıkıcı psikolojik etkisini göstermesi açısından önemlidir. Kuvay-ı Milliye günden güne gelişmiş, müfrezelerin adedi ve kadrosu genişlemiş, cephelerin sevk ve idaresi belli bir düzene sokulmuştur. Haziran ve bunu takip eden aylarda, Demirci Efe ve Çerkez Ethem de sahneye çıkarak, küçük müfrezeleri komutaları altına alarak, büyük çapta Kuvay-ı Milliye birlikleri oluşturmuşlardır. Yunanlılar ise, 1919 Haziran ayından 1920 Haziran ayına kadar geçen bir yıllık dönemde, bulundukları yerleri elde tutmakla yetineceklerdir. (Devam Edecek).